Bölüm 1

26.5K 1.1K 213
                                    

Selam❤ Nefes ve Barlas'ı o kadar çok özlemişim ki. Barlas'ım ilk göz ağrım ve Nefes'im benim güçlü kızım iyi ki yazmışım. Umarım hoşunuza giden beğendiğiniz bir hikaye olur. Ben çok severek düzenliyorum. Yarın görüşmek üzere.

İlk bölüm kardeşcezime gidiyor. sadece_yazar10 kuzuğum hayırlı olsun❤

Keyifli okumalar.

20.09.2013 Cuma

Hayat herkes için zordu. Kimisi yoksullukla, yoksunlukla uğraşırdı. Kimisi paranın yokluğunu, ailesinin, sevginin eksikliğini çekerdi. Nefes gibi. Öyle olmak zorunda kalmış, hayat onu mecbur bırakmıştı.

Hiç uyumadığı yatağından her zamanki gibi güneşin doğuşuyla kalktı. Yanında daha 1 saat önce saçlarını okşayarak uyuttuğu kardeşine baktı. O şanslıydı, en azından 1-2 saat; belki zorlarsa üç saat daha uyuyabilecekti.

Kalçalarına kadar uzanan, siyah saçlarını topladı ve başının üzerinde bir ev topuzu yaptı. Dolabının önüne geçti. Kapakları olabildiğince sessiz açmaya çalıştı ama gıcırtılara engel olamamaştı. Gözlerini kapatıp kendisini sıktı. Öyle yapınca gıcırtıları kardeşi duymayacakmış gibi. İçinden gündelik, keten ve siyah bir pantolon; bisiklet yaka uzun kollu bir tişört aldı.

Banyoya gitti ve buz gibi suyla defalarca elini yüzünü yıkadı. Yine, su gibi duru olan güzelliğini gölgeleyen göz altı morluklarını, soluk beyaz teni ve ışığı sonmüş gözlerini göreceği için bakmadı. Kendisini öyle görmek zoruna gidiyordu ama yapacak bir şeyi yoktu.
Hayatta her zaman istediklerimiz olmuyordu değil mi?

Odadan sessizce çıktı. Yavaş adımlarla aşağı indi. İki katlı, yaşadığı bölgenin genel özelliklerini taşıyan bir evde yaşıyordu. Dakika beklemeyeceği bu evde kardeşi için yaşamaya mecburdu.

Aşağı indi. Mutfağa girdi. Becerikli ellerle kahvaltıyı hazırladı. Evde çalışanlar vardı ama onlar kahvaltıda evde olmuyordu. Daha 17 yaşındaki bir kız çocuğu için mutfakta epey marifetliydi. Çeşit çeşit kavaltılıkları aldı. Masaya taşımaya başladı. Yemeklerini üst kattaki salonda yiyorlardı. Merdivenlerde çok sevgili(!) yengeciği Gülseren ile karşılaşınca selam verdi. Usuleten sahte bir gülümseme kondurdu yüzüne ve sessizce " Günaydın, " dedi. Malesef karşı tarafta aynı zerafet, kibarlık, insanlık söz konusu değildi. Beş karış suratla ters ters baktı. "Daha kahvaltı hazır değil mi? Amma uyuşuksun ha!" diye azarladı genç kızı. Kendi kalkmayışını, onu tersleyip bu onun göreviymiş gibi görürse ört bas edecekti ama kimin ne dediği Nefes'in umurunda değildi. O zalim bir kadındı. Öksüz ve yetim iki genç kızı istediği gibi aşağılar, aslında olması gerekenleri bir lütufmuş gibi defalarca başına kakar; kendisine hizmet etmeleri için kullanırdı.

Genç kadın onu umursamadı. Göz devirme isteğini zorla bastırdı. Merdivenleri arşınlayarak salona ulaştı. Elindeki tepsiyi götürüp masaya bıraktı. Umurunda değildi kimin ne dediği, hiçbir zaman da olmamıştı. Bir tek düşündüğü babası ve annesi vardı. Onların başını öne eğecek hiçbir şey yapmaz, yapamazdı. İşte o zaman biterdi. Zaten tükenmiş olan bedenini zorla ayakta tutan ruhu da çökerdi. Kardeşi için ayakta kalmalıydı. Daha 12 yaşındaki kardeşi yıllardır yaşadıkları yüzünden çökmüştü. Hem öksüz hem yetim kalmıştı. Bir de bunu kaldıramazdı.

Derin bir nefes aldı ve düşüncelerinden sıyrıldı. Ayakta durmalı, güçlü olmalıydı. Mutfağa ağır adımlarla döndü. Zaten hiç bir işi yapmayan yengesi mutfaktaki sandalyelerden birine oturmuş, kendisine yaptığı kahveyi içiyordu. "Ben de içsem ne güzel olurdu," diye düşündü.

"Öbür besleme nerede? Kalkmadı mı, daha? Öğlene kadar yatıyor."

Yengesinin gözünde 'besleme' onların bu evdeki yeriydi. Hiçbir merhamet göstermeden yokluklarını yüzüne vururdu.

NEFESİM OLDUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin