KELEBEK KOZASI

-4-

Sorularınız icin iletişim: 

Instagram: dlrgue (Yazar) ve  kahveninkopuguu (Kitap)

„Ne yani, benimle yazışmak istemiyor musun?" diye yazmıştı. Dudaklarım keyifle yukarıya doğru kıvrılırken, göz ucuyla Yamaç'a baktım. Heyecanlı bir şekilde telefonun ekranına bakıyordu ve bu durum oldukça garibime gitmişti. Kendisine yanıt vermeyip, telefonu cebime koydum ve sınıfa girdim. Tarih dersi boyunca arada Yamaç'a bakıp durdum. Sıranın altında telefonuyla oynayıp duruyordu; sürati ise sirke satmaya oldukça müsaitti. Telefonumun titrediğini hissedince, cebimden gizlice telefonuma baktım ve yine ondan mesaj geldiğini gördüm.

"Kelebek, orada mısın?" yazmıştı bu defa. Kaslarımı çatıp, Yamaç'a baktım. Tanımadığı herkese böyle mi davranıyordu, yoksa sırf ona iyi bir not kazandıracağım için mıydı bana olan merakı?

"Arya, az önce anlattıklarımı tekrarlar mısın lütfen?"

Sinem Hoca'nın sesini duyar duymaz başımı kaldırdım ve titreyen sesimle "Şey, ben..." dedim ve stresten tırnağımın kenarında çıkan ete bir ısırık atıp kanattım.

"Bir daha olmasın!" dedi ve tahtaya dönüp bir şeyler karalamaya başladı. "Rezil oldum," dedim fısıldayarak. Başıma ilk defa böyle bir şey geliyordu ve bir daha rezil olmamak için, hocanın anlattıklarını dikkatle dinledim ve not aldım. Son ders bittikten sonra, defterlerimi çantama koydum ve hemen kulaklıklarımı çıkarıp, telefona taktım. Çalan parçaya zihnimde depresif bir klip çekerken, sol omuzumda hissettiğim bir el ile irkildim.

"Sen..." dedim ve kulaklığımı çıkarıp, karşımdaki kıza baktım. Adını henüz bilmediğim kız gülümseyip, "Merhaba," dedi ve alt dudağını dişleyip, "Sanırım seni korkuttum. Çok özür dilerim," diye ekledi.

Başımı iki yana sallayıp, "Dert değil," diye yanıt verdim ve şirince gülümsedim. Bu kızın neden yanıma geldiğini tam olarak çözememiştim. Ne istiyordu benden?

"Şey, bir sorun mu var? Bir şey mi diyecektin?"

Kız olumlu anlamda başını sallayıp, "Durumunu merak ettim, bu sabah gerçekten berbat görünüyordun," dedi. Bu sabahı hatırladığımda, yanaklarım sinirden tekrardan alev alev yanmaya başladı. Boğazımı temizleyip, "İyiyim, teşekkür ederim," diye yanıt verdim.

"Çok sevindim," diyerek elini bana uzattı ve tatlı bir ses tonuyla,"Ben Erva, senin adın ne?" diye sordu. Elini yavaşça sıkıp, "Arya," diye yanıt verdim ve yavaş adımalrla durağa doğru yürümeye devam ettim.

"Nerede oturuyorsun?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim ve "Etiler," diye yanıt verdim. Bu kızda bir tuhaflık vardı. Neden kimse benimle ilgilenmez iken, benimle iletişim kurmaya çalışıyordu ki?

"Cidden mi? Biz de haftaya Etiler'e taşınacağız. Artık sık sık görüşürüz."

"Hıhı, görüşürüz. Benim otobüsüm geliyor, görüşmek üzere Erva," dedim ve adımlarımı hızlandırıp kapısı açılan otobüse doğru koştum. Boş koltuğu görür görmez gülümsedim ve oraya oturdum.

Trafikte canım sıkılınca telefonumu çıkardım ve Twitter uygulamasını açıp, Yamaç'a mesaj atma kararı aldım.

"Buradayım..." yazdım sadece ve uygulamada birkaç ünlü kişileri takibe almaya başladım. Aradan bir dakika geçmeden posta kutuma bir mesaj geldiğini gördüm. "Ah, kim olduğumu bir bilsen," dedim ve posta kutuma bastım.

✉ instacicocux2:

Uygun fiyata Instagram, Twitter hesapları ve Instagram takipçi, oto like, video izlenmesi, hikaye izlenmesi ve dahası için bana lütfen geri dönüş yapın.