#24 ERKEK ARKADAŞ

84 8 12
                                    

Multimedia: Yade

#Extreme - More Than Words

24. BÖLÜM: ERKEK ARKADAŞ

Cama tıklatılan su damlaların çıkarttığı ses ile gözlerimi açmıştım. Ellerimi gelişi güzel uzatarak kasılmadan edememiştim. Derin bir nefes alarak yatakta oturur pozisyonuna geldim. Kendime gelmek adına etrafa salak salak bakarken, aşağıdan gelen tıkırtılar ile yataktan çıkmıştım. 

Saçlarımı kolumdaki toka ile öylesine toplayıp, aşağıya inmek için odadan çıkmıştım. Sessiz olmak kaydı ile yavaş yavaş aşağıya inmeye çalışırken, son bir basamağa kocaman adım atmam ile tökezleyip yere çakılmam kaçınılmaz olmuştu. 

Hemen oturur pozisyonuna gelerek, sağ bileğimi tutup ovuşturmaya başlamıştım. Belki bir nebze acısı dinerdi. Elindeki tava ile salona giriş yapan Nevfel, beni görür görmez tavayı masaya bırakarak yanıma gelmişti. 

''Bir şey oldu mu! Neresi acıyor? Güzelim iyi misin? Hadi bir şey söyle neresi acıyor!'' Diye nefessiz bir şekilde söylenirken, sudan çıkmış balık gibi ona bakmayı sürdürüyordum. 

''Adımı mı büyük atmışım düştüm öyle ya önemli bir şey değil yani.'' Der demez kaşları çatılı bir şekilde bana bakmaya başladı. 

''Ne demek önemli değil kızım? Dayak arsızı falan mısın sen?'' Demesiyle sinirden kasılan yüzünü anında yok etmişti. Sonradan dediği şeyin farkına varır varmaz bana kocaman sarılmıştı. 

''Özür dilerim. Öyle demek istemedim.'' Diyerek sarıp sarmalamaya devam ediyordu.

''Sorun değil.'' Diye mırıldanmıştım. Midemden yükselen sesle ortamın büründüğünü sessizliği bozması ile yanaklarıma bütün kanımın hücum etmesi bir olmuştu. 

''Bende seninle burada bu şekilde oturmak isterdim ama seninkini doyurmak ile hükümlüyüm. Hadi bakalım gidelim ve seni doyuralım.'' Demesiyle ayağa kalkıp beni kucağına alarak, şömine önünde kurduğu masaya doğru ilerlemişti. 

Masadaki hazırlanmış şeyleri görünce gözlerimin buğulanmasına engel olamamıştım. Bunlar benim en en en sevdiğim şeylerdi. Ellerim ağzımda durmuş bir şekilde Nevfel'e döndüğümde, yüzüne yerleştirmiş güzel gülümsemesi ile bana bakıyordu. Kollarını iki yana açmasıyla bakışlarıyla sol tarafını işaret ederek oraya gelmemi istemişti. Hızlı bir şekilde dediğini onaylayarak, bana ayırdığı yere yerleştim. 

''Teşekkür ederim. Bu yaptığın şeyi asla unutmayacağım.'' Demem ile sıkı sıkı sarılmaya devam ediyordum. 

''Hadi soğumadan bir an önce yiyelim.'' Der demez çoktan masanın başına yerleşmişti. Bana ayrılan yere geçip oturduğumda, önümdeki ekmekten küçük bir parça koparıp sucuklu yumurtaya banmıştım. 

''Imm ımmm. Çok güzel oldu harikaaaaa.'' Diye söylenerek ağzımdakini yutmaya çalıştım. Aklıma gelen şey ile gözlerimi kocaman açıp karşımdaki adama bakmaya başladım. 

''En son mutfağı yakıyordun sen bunları nasıl hazırladın?'' Diyerek gözlerine bakmaya başladım. Hiçbir şey olmamış gibi çayından bir yudum alarak geriye yaslandı. 

''Resepsiyonu aradım yaptılar. Ama masaya kadar taşıyan ve yerleştiren benim. O yüzden hakkıma yeme.'' Diyerek elindeki peynirli ekmeğe reçel sürerek bana uzattı. Sanki bunu yapmasını bekliyormuş gibi ağzımı kocaman açıp ekmeği kapmıştım. Olumlu anlamda kafamı sallayıp yemeğime devam etmiştim. 

Beraber sofrayı topladıktan sonra dışarı çıkıp arabadan birkaç poşet ile geri dönen Nevfel, poşetleri bana uzatarak giyinmemi söylemişti. 

MASUMLUĞA ÇOCUK KALANơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ