"Hayret bir şeysiniz ya. Geldim işte."

Esma Hanım da Cevdet Bey gibi bilgiç gülüşünü kuşandı. Atlas yıllar yılı bu evde onların yanında büyümüştü. Son birkaç senedir annesiyle babasının yanına dönmesini tercih etmediklerini her fırsatta dile getiriyorlardı. Tek erkek torunlarıyla ilgili farklı hayalleri vardı. Saklama gereği duymuyorlardı.

"Hadi otur otur. Benim mutfakta işim var. Aç mısın? Zehra'ya bir şeyler hazırlatayım."

"Aç değilim ama tarçınlı kekinden varsa hayır demem."

"Var. Çay da var. Getirsin kız."

"İyi getirsin."

Atlas dedesinin yanındaki koltuğa oturdu. Esma Hanım çıktığında dede torun arasında sessiz bir an oldu. Sonra,

"Akşama kalacaksan bari üstünü değiştir." dedi Cevdet Bey.

"Yok, kalmaya gelmedim." dedi Atlas. "Öyle konuşmaya geldim seninle."

Cevdet Bey, anlıyordu. Anlıyordu anlamasına ama çelişkili duygular içinde olduğu konunun açılmasını erteleyebildiği kadar erteledi. Sonunun gidebileceği yerleri çok iyi bildiği için Atlas'a okulu, dersleri, arkadaşlarını sordu. Atlas sabırla hepsini yanıtladı. En nihayetinde erteleyemedi daha fazla,

"Ne zaman gidiyorsunuz tırmanışa?" diye sordu.

"Haziranda." dedi Atlas koltukta öne doğru gelerek. "Benim okul tatile girince."

Cevdet Bey'in kaşları hafifçe kavislendi.

"Pobeda demiştin. Araştırdım ben biraz. Tehlikeli diyorlar."

Gözleri üstünde çayından bir yudum içti. Atlas sözü eğip bükmedi.

"Tehlikeli."

"Daha önce tırmandıklarınız gibi değil herhalde."

"Değil. Dünyanın en zorlu yedi binliği olarak geçiyor. Tırmanan her altı dağcıdan birinin ölmesiyle ün yapmış."

Cevdet Bey burnundan soludu.

"Hadi sen delikanlı çağındasın. Kafan yeterince basmıyor. Baban olacak o herifte hiç akıl var mı? Neden götürüyor seni?"

"Yetişkin sayılırım artık dede. Hazır olduğumu düşünüyor."

"Kim kim gidiyorsunuz?"

"Babam, Timur amca, ben." Cevdet Bey onaylamaz bir tavırla kafasını iki yana salladı.

"Babanı anladık. Timur nasıl müsade ediyor seni yanına almaya?"

"İkisi de çok tecrübeli dağcılar. Merak etme kimsenin ölmesine müsade etmezler."

Buz gibi bir hava geçti aralarından.

"Kaya tırmanışı yaptığınızda da böyle diyordun. Sen gözlerini açana kadar üç gün yoğun bakımın kapısında sabahladık."

"Küçüktüm o zaman. Benim hatamdı. Babamın lafını dinlemedim."

"Hep babanı savunuyorsun...hatalarını bile. Farkında mısın bunun?"

Ve işte başlıyoruz, diye geçirdi içinden Atlas.

"O benim babam." dedi sakince.

"Benimse oğlum." dedi Cevdet Bey.

"Mirasından bile reddettiğin..."

Atlas kendini tutamadığı için biraz pişman olmuştu. Ama olması gereken oluyordu.

POBEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin