Okyanusların Kralı (İngiliz Çiçekleri 3. Kitap)

3. Ateş

×××
Bitmeyen maviliğin ortasında boğulmak üzereydim.
Okyanusların Kralı
×××

Sarah o gece yaşanılanlardan sonra günlerce kendinde dışarı çıkacak cesareti bulamamıştı. Ne zaman tahta kapıya uzansa gözleri önüne Torry geliyordu.

Ama bugün dışarı çıkıp yaşadığını gösterme günüydü. Zaten kapısının önünden gelen gürültüler meraklanmasına neden olmuştu. Kamarasında daha fazla saklanamazdı. Başını dışarı uzattı ve koridor boyunca koşuşturan adamları izledi.

'Tanrı aşkına ateşe düşmüş tavuklar gibi neden koşuşturuyor bunlar." Diye geçirdi içinden ama olduğu yerde yalnız başına sorularının cevabını alamazdı. Kahverengi kıvırcık saçlarını ördü ve sırtına attı. Beline çarpan hafif uçla gülümsedi saçlarını çok seviyordu. Sonra gözleri siyah sade elbisesine takıldı. Kabartısı olmayan bir eteği, siyah eldivenleri dirseklerine kadar gelen işlemeli kumaş ve göğsünü kare şeklinde açık bırakan bir yaka... Sarah güzel olmadığının farkındaydı. Çünkü üstünde yas elbisesi vardı. Ama Sarah yasta değildi. Sadece siyahı seviyordu. Herkesin aksine...

&&&

Torry Hindistan kıyılarına varmadan önce bir yerde mola vermek zorunda olduklarını zaten biliyordu ama bu kadar erken pes edeceklerini düşünmemişti. İngiltere nin serin sularında korsanlık yapan adamlara okyanusun sıcak sonsuzluğu yorucu gelmişti.

Yanına koşarak gelen adam nefes nefeseydi. Torry ondan gelecek bilgiyi sabırla bekledi. Adam önden gönderdiği araştırma grubundaydı. Yüzündeki gülümsemeyse şimdiden Torry nin içine su serpebiliyordu.

"Kaptan gemimizi çekeceğimiz sahil yerlilere ait. Sessiz ve sakin bir yer bizi bekliyorlar doğrusu bizden gelecek paraları bekliyorlar," dedi adam ve kaptanın kımıldamayan mimikleri onu korkuttu.

"Özür dilerim efendim ayrıca gemiyi onarabilecek adamlarıda var. Dümendeki bozukluk ve su alan yerleri halledebilirlermiş. Bizim gibi ani paydoslara alışık olduklarını söylediler," dedi adam kaptanının gözlerine bakarak konuşmaya çalıştığı sırada.

Sarah evlendiği ama tamamen yabancısı olduğu adamın arkasında duruyor ve ona heyecanla bir şeyler anlatan adamın söylediği her şeyi duyuyordu. Gemide bir sorun vardı ve bu durumu bilmek Sarah ın çalkalanan midesine bir tık daha hız kazandırmıştı. Gözlerini sıkıca yumdu ve koşar adımlarla kamarasının kapısını buldu.

'Tanrım sen güç ver,' dedi ve kendini yatağa attı. Yorgun hissediyordu ve bir an önce karaya adım atmak istiyordu.

×××

Torry koşar adımlarla ondan uzaklaşan kadının ardından kaşlarını çatarak bakıyordu. Dinlenildiğinin farkındaydı ama güzel karısının duyacaklarına böyle bir tepki vereceğini tahmin edememişti.

Torry gülümsedi ve önünde duran adamı işinin başına yolladı.

Yapması gereken şey dümeni biraz sola kırmaktı. Hızlandı aklında planını yaptı ve adamlarına emirler yağdırdı. Herkesin görevi vardı kimisi yiyecek stoklayacak kimisi yerlilere yardım edecek kimisi temizlikle ilgilenecekti. Torry alnından damlayan teri sildi ve aradan geçen altı saatin ardından ışıkların yetersiz geldiği kıyıya zorda olsa yanaşmışlardı.
Torry oturduğu sandalyeden kalkmaya çalışırken yorgundu ama huzurluydu. Yoluna daha sağlam bir şekilde devam edecekti. Aklına odasına doğru koşan karısı geldi. Ayağa kalmış karaya çıkacaktı ama onu gemide yalnız bırakamazdı. Ondan bunu esirgeyemezdi. Yüzünü sıkıntıyla sıvazladı ve Sarah ın kamarasına doğru yürümeye başladı. Yolda ufak bir çocuk gibi ona diyeceklerini tasarlarken yakaladı kendisini sıkıntıyla kaşlarını çattı ve öksürerek kapıyı çaldı.