☼ Slave ☼

1.3K 108 287
                                    



☼ ☼ ☼

Dönence' ye 20 kala, 1982 Notremil Meydanı / HELSUS

Zemin tanırdı kurbanın adımlarını, toprak gidişini yavaşlatmak için biraz daha çok çökerdi içe. Kanına hazırlardı kendini yavaş yavaş, ezbere atılan adımları ezbere takip ederdi. Adım adım sona giden yolda eşlik ederdi kurbana.

Kurban? Hayır. Bu kez yürüyen destanlara konu olan bir askerdi.

Dizleri üzerine çöktüğünde başını geriye yatırarak sağ elinde ki hançeri biraz daha sıkı kavradı. Etrafında çember oluşturan köle halkın elleri birbirine zincirle bağlanmış, onlar için feda edilen adama karşın çaresizce ağlaşmaya başlamışlardı. Derin bir nefes doldurdu ciğerlerine, topraktan kirlenen yüzünde parlayan kuzguni gözlerini zeminden çekip karşıya dikti, özgürlüğün devrildiği gözlerinde ki ateşle baktı karşısında ki küçük kadına. Saçları esen rüzgarın yardımıyla gözlerine bazı bazı perde gibi örtülmüş, öfkesinin tutuştuğu kanıyla raks etmişti.

Kadının burnuna kadar inen cübbeden ötürü sadece gözüken dudaklarında soğuk bir tebessüm belirmişti. Zincir seslerine karışan çığlıklar ve bağırışlar birazdan son bulacaktı. Bin yıllık geleneğe eşlik eden o sözler bu soğuk dudaklardan çıkıp toprağa kanla birlikte karışacaktı. Çemberin ortasında kalan adamın on adım ilerisinden salına salına yürüyerek etrafında bir tam turunu tamamlamıştı. Boyu kadar olan mızrağı toprakta sürüyerek dizleri üzerinde duran adamın etrafındaki çemberi belirginleştirmiş ve ilk hedefini gözüne kestirmişti. Çocukların ölümü ardında her zaman daha büyük bir yıkım bırakırdı.

Turu tamamlandı, mızrağı kalkarak çocuk bir köleyi isabet aldı. Cübbesini geriye atıp kan kırmızısı gözlerini, kötülük bilmeyen mavi gözlere sabitledi. Direnişe ilk darbesini sapladı.

"Bellum omnium contra omnes."

Adam gözlerini kapadı, çığlıkların arasında ilk kan toprağa karıştı. Küçük kadından gelen kıkırtıya eşlik eden kahkahalara karşın yalvarışlar kesildi. Elinde ki bıçağı dizlerine yaslayıp araladı gözlerini. Kölelerin oluşturduğu çemberi saran tel örgülerin ardında ki taht artık görünüyordu. Tahtta oturan adamın bakışlarında ki zafer gözlerinde ki hırsı kalayladı. Küçük kadın etrafında bir tur daha attı. İkinci çocuğun kanı toprak tarafından emilmeyip diz kapaklarına kadar süzüldü.

Köleler ellerini aynı anda kaldırıp aynı anda toprağa vurduğunda zincirlerin sesine karıştı aslanların kükreyişi. Özgürlüğü kelepçeleyen duyamadı. Bu kez köleler haykırdı ölüm kokan kelimeleri. Direnişin sonunda yanmıştı o ateş tam da avuçlarında.

"Bellum omnium contra omnes!"

Gülümsedi adam, çemberin ortasında kalan yıkık özgürlüğüne inat ardından gelecek olan direnişine gülümsedi. Bileklerine bağlanan zincire, sırtlarına basılan damgaya rağmen özgür gürleyen halkına gülümsedi. Bu yeterliydi. Elinde ki hançeri boğazına yaslamak için başını geriye yatırıp gözlerini güneşsizlikden kararan gökyüzüne dikip mırıldandı.

"Bu son değil, kanım ilk adımdır."

Yaralı dudaklarından kaçan fısıltı mızrağın hedef aldığı çocuğun kulaklarına ulaştı. Minik beden onu savaşmak için ikna eden adamın söylediklerini hatırladı. Ona şekerler, güzel kıyafetler, oyuncaklar vaat etmemişti. Dizleri üzerinde çöküp kendi idamını sahneleyen adamın ona vaat ettiği gerçek için ölmeye hazırdı. Sadece bilmesini istedi, onun yolunda olduğunu ölse dahi direnmeyi kesmeyeceğini bilmesini istedi. Yeşil gözlerinde zümrüdü ankalar kanatlarını açtı.

"Min Yoongi!"

Hançerin boğazında açtığı ufak yaradan sızan kan kirlenen beyaz gömleğini biraz daha kirletti.

"Bu gökyüzü hepimizin!"

Küçük kadının genzinden nefret dolu bir tıslama kaçmış, mızrağı tutan kolu geriye doğru bükülmüştü. Çocuğun gözlerinde ki umut nefretini körüklüyordu. Mızrak küçük bedene saplandığında Kral' ın oturduğu tahtta kana bulandı.

Küçük kadının gözleri sonuna kadar açıldığında elinde ki mızrak yere düştü. Aslanların altında kalan muhafızlar ve Kral' ın kellesini tutan abisine bakarak haykırdı.

"Baba!"

Koşarak çıkmaya çalıştığı alanda önüne geçen köleler yüzünden tökezledi. Panikle etrafında üç kez tur atıp dizleri üzerine, toprağın emmediği çocuk kanına düştü. Derin nefesleri yüzünden sarsılan bodur bedeni, idrak edemediği gerçekler yüzünden güçsüzleşmeye başlamıştı.

Köleler, kadının etrafında bir kez dolandığında Yoongi, saçlarından kavrayarak başını geriye çekmiş ve açıkta kalan boğazına kendi kanının bulaştığı hançeri dayamıştı. Kuru dudaklarından asıl savaşı başlatan kelimeler döküldü.

"Bellum omnium contra omnes."

Cansız beden yere yığıldığında güneş gökte yerini almış yağmur damlaları yüzünde ki kanı temizlemek için hızla koşmuştu yaralı yüzüne.

Min Yoongi' nin 10 yıllık savaşı artık tüm ülkenin kaderi olmuştu. Tahtı kana bulayan elleriyle şehrin kanını temizlemek için adım attığı gündü.


25.01.2018 Londra / İNGİLTERE

Gözleri karanlık geceye açılmış, nefes nefese kalan bedeni bir süre nerede olduğunu idrak edememişti. Baş ucundaki lambayı yaktığında komidinin üzerinde ki çerçeve parlamış ve özlemin tüm iliklerine yayılmasına izin vermeden yatağından kalkarak çalışma masasının başına geçip açık bıraktığı kitapları bir düzene koyarak çizimini ortaya çıkarmıştı.

Çok az kalmıştı, ya denizin dibini boylayarak cansız bedenini balıkların midesine yollayacaktı ya da gözlerini inanmak istediği evrende açacaktı. Paralel evren için üretilen kara delik teorilerinin aksine onun planları denizin dibindeydi.

Geçişi için denize kendini teslim etmesi gerekiyordu, duvarında asılı olan resme takılınca gözleri gülümsedi.

"Az kaldı sevgilim."

Çok az kalmıştı.

Jeon Jungkook' un cesedi ocağın 26' sında denizin dibinde Kim Taehyung ile birlikte çıkarılmıştı.

***

Umarım sizi etkilemeyi başaran bir kurgu olur. AŞIRI HEYCANLIYIM AHAHAHA taejin Ve Yoonkook kurgu çok az napabilirim¿ çok sevgilerle 💜

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 11, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Telos | TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin