Natasha şu açıklamadan sonra yorum yapmayı bıraktı, kollarını birbirine bağladı ve "bunun sonu kötü bitecek" temalı bakışlarıyla Tony'i çalışma odasına yalnız bırakarak salona yöneldi. Clint çoktan jeti hazırlamaya başlamıştı Bucky ise merakla Tasha'yı bekliyordu. "İkna edemedin değil mi?"

"Bucky ona istemediği bir şeyi yaptıramazsın." Bucky'nin yüzünde oluşan kırgınlığa aldırmadan önceden hazırladığı cephane çantasını sırtladı. Kış askerinin gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyordu. "Gitmemiz gerekiyor." 

Bucky çaresizce ayağa kalktı, kendisi için hazırlanmış çantayı sırtlayıp gözlerini Tony'nin odasına çevirdi, oraya girerse kavga etmeden çıkamayacağını biliyordu. Mutlu olmasını tabi ki istiyordu ama onun güvensiz mutluluğu Bucky'nin üstüne kara bulut gibi çökmüştü.

"Barnes hadi!"

Clint'in sesiyle gözlerini zar zor çekip yönünü piste çevirdi, gitmek zorundaydı.

-----------------

"Hadi ama Tony, yalnızken bu fırsatı değerlendirmeliyiz."

Tony telefonunu pantolonun arka cebine atıp Steve'in ısrar dolu yüzünü inceledi. Bunu çok istiyor olmalıydı çünkü sarışın genel olarak çok ısrar bir tip değildi, ayların özlemini çıkarmak istiyorsa Tony'nin yapması gerek tek şey ona yardımcı olmaktı. 

Evde yalnızdılar. 

Peter okul balosunda eğlenirken diğerleri 2-3 günlük göreve çıkmıştı. Steve elbette bu fırsatı değerlendirmek isteyecekti çünkü yalnız kaldıkları anlar çok nadir oluyordu. Ya Bucky ya da Natasha sürekli nöbetteydi.

"Pekala." Dedi manzaraya doğru yönelirken, Steve ise zaferle gülümseyip mutfağa yönelmişti. 

Balkona çıktığında Malibu'nun temiz havası yüzüne vururken gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı. Aylar sonra kafası ilk defa rahattı, düşünceler yoktu. Steve yanındaydı, Peter mutluydu... Daha ne isteyebilirdi ki? Belki de evren Tony'i ödüllendirmeye karar vermişti.  

Birçok acının ve ihanetin ardından sonunda huzur kavuşmuştu. 

"Geldim ve de en sevdiğin içeceği getirdim."

Tony gözlerini Steve'in elinde ki tepsiye çevirdi. Sevdiği viski ve atıştırmalıkları görünce yüzünde ufak bir tebessüm belirdi,  Steve hala eskisi gibi kibardı. Sevgilisinin ne istediği gayet iyi biliyordu. "Bugün alkol almayacaktım ama birileri beni baştan çıkarmaya yeminli sanırım."

"Bugünlük yalnızız, sorun olmaz."

Steve, Tony'nin hayıflanmasına gülümseyerek karşılık verdi, siyah tepsi üzerine koyduğu viski bardaklarından birini Tony'e uzatıp birini kendine aldı. Tepsiyi ufak masanın üzerine bıraktıktan sonra sevgilisinin karşısına oturdu. Gözleri Tony'nin dudaklarında dolaşıyordu, viskiden aldığı her yudumun ardından kırmızı dudakların ıslanmasını zevkle izliyordu.

"Beni izlemeyi kesmezsen üzerine atlarım." Tony viskiye ara verip avucunun içine aldı ve ışıltılı gözlerini iri adama çevirdi. "Seni karşımda görmeyi özlemişim."

Steve'in görünüşünü ve stili aynıydı, üzerinde eski model bir gömlek vardı. Altına yüksek bel kumaş pantolon giymişti. Saçları yana doğru atılmıştı, heyecanlı gözüküyordu.  

"Ben de seni özledim, evimi özledim hatta Tasha'nın şüpheli bakışlarını bile özledim."

"Onun kızgınlığı yakın zamanda geçer." diyerek yanıtladı Tony. "Beni kabul etmesi bile ayları almıştı."

Falsch /Stony/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin