"Eğlenmek herkesin hakkı." Sahil'in arkadaşları kahkaha attı. "Her neyse." dedi ve uzaklaştılar.
Her neyse mi? Bu kadar mı? Hiç sanmıyorum. Kesin bir şeyler yapacak.
Kızlara dönüp onları süzdüm. İkisi de bana suçlu bakışı atıyordu. "Size inanmıyorum. Kimseye söylemeyin demiştim."
Coşku "Müdür cezasını verir demiştik." dedi.
"Ceza alacağı için böyle zaten!"
Çok güzel! İki salak arkadaşım kafa kafaya verip düşünmüşler ve çözüm diye bunu mu bulmuşlar? Sonucunu ben çekicem ama! Sadece dokunmakla kalsa bari.
--
Okul çıkışı psikoloğuma gittim. Seher Hanım. 30'lu yaşlarında, muhteşem bir fiziği olan, uzun siyah saçlı bir kadın. Daha yeni nişanlandı. Bu aralar hep gülümsüyor zaten. Sanırım bu yüzden.
Akşam 5 seansı için kapıyı tıklatıp girdim.
"Hoşgeldin canım. Geç otur."
Her zamanki yerim, karşısındaki ikili koltuğa oturdum.
"Nasılsın?"
"İyiyim, siz?"
"Teşekkürler canım iyiyim." dedi yüzünde kocaman gülümsemeyle. "Anlat bakalım geçen seanstan bu yana neler oldu?"
Bakışlarımı orda burda gezdirdim. Oturduğu zebra desenli sandalye gerçekten çok güzeldi. Masası çok düzenliydi. Önünde sadece birkaç kağıt vardı. Toz pembe rengindeki duvarlar güneşle birlikte odayı çok ferah yapıyordu. Kahverengi parkeler yürürken sesin yankılanmasına neden oluyordu. Bu çok hoşuma gidiyordu çünkü topuklu ayakkabının hakkını veriyordu. Seher abla -böyle dememi istiyor- beyaz pantolonun üstüne mor, salaş bir üst giymiş ve sarı taşları olan bir kolye takmıştı. Güneşte parlayan taşlar gözümü alınca bakışlarımı oraya diktim.
"Okulda birkaç olay oldu."
"Ne gibi? Anlat canım."
Bakışlarımı parmağındaki tek taş yüzüğe çevirdim. Sanırım bu yüzüğü kendi kendime takıcam. Ya da hiç evlenemiycem.
"Sahil'i anlatmıştım. Beni yine sıkıştırdı ve kriz geçirdim."
"Haplarını alıyor musun?"
"Alıyorum ama çok korktum." Hapları hemen kriz geçirmemem için alıyordum. Ama işin içine korku da girerse haplar pek işe yaramıyor. "Benim kızlar onu müdüre şikayet etmişler. O da ceza almış sanırım. Yoksa tehdit etmeye gelmezdi."
"Seni tehdit mi etti?" Başımı salladım. "Sen ne yaptın?"
"Hiçbir şey. Ne yapabilirim ki?"
Önünde duran kağıtlara bir şeyler yazdı. Korkak olduğumu mu yazdı?
"Tatlım haklısın ama hastalığını yenmek için hiç çaba sarf etmiyorsun."
"Ne yapayım? Kriz geçiriyorum diyorum."
"Antremanlar yapabilirsin. Çünkü krizi birisi sana zorla yaklaşınca geçiriyorsun. Sen birisine dokununca değil."
Gözlerimi duvarlardaki çerçevelerde gezdirdim. Birkaç tanesi güzel manzara resmiydi. Gerisi doktorlukla ilgili şeyler.
"Mesela otobüsten erken inme. Sonra Coşku ve İmbat'la el sıkışmaya çalış." diye devam etti. Demesi kolay tabi.
Bir saat dolunca yerimden kalktım. "Yardımınız için teşekkürler. Deniycem."
--
Ansel'den
Sahil'in kucağına başımı koyup gözlerimi kapattım. Ama o susmak bilmiyordu. Sonsuz'a saydırıp duruyordu.
"Bir de beni müdüre şikayet etmiş gerizekalı. Zaten cezalarımın haddi hesabı yok şimdi de uzaklaştırma aldım. Bir ay okulda yokum! Ama ben ona göstericem." Nefesimi üfledim. "Ne yani yaptıkları yanına mı kalsın?" dedi.
"Tabiki hayır hayatım." Doğrulup onu öptüm. Çok sinirli olduğu için bana karşılık vermedi.
"Üniversite sınavını umursadığımdan değil tabiki ama dört ay sonra mezun oluyoruz. Müdür partiye gelmemi de yasaklayacak diye ödüm koptu."
"Öyle bir şey yapamazdı."
"Sen hiç ceza almadın ki bilemezsin."
Yanağını öpüp saçlarını geriye attım. Ama aklı hala başka yerdeydi. Bana karşılık vermiyordu. "Bak ne diycem?" dedim.
"Ne?"
"Çektiğiniz vidyoyu sene sonunda partide oynat herkes görsün."
Yüzündeki sinirli ifade yerini karanlık bir gülümsemeye bıraktı. "Ama o gelmez ki.Çok kalabalık olur. Hem onu kim götürecek?"
"O zamana kadar hastalığını yenmez mi?"
"Duyduğuma göre iki yıldır yardım alıyormuş. Hala düzelmediyse... Onun temasta bulunacak bir erkek arkadaşı olmalı. Başka nasıl düzelir ki?"
"Hımm haklısın. Kim peki?"
Biraz düşündü sonra bana bakıp gülümsedi.
"Kim?" diye sordum. Gülümsemeye devam edince "Hayır." dedim şiddetle başımı sallayarak. "Şaka mı yapıyorsun? Sen beni çok kıskanırsın."
"Saçmalama seni ondan mı kıskanıcam? Birkaç ay ondan hoşlanıyormuş gbi yapacaksın sonra mezuniyette ikili şok yaşıycak. Hem vidyo hem de sen! Çok eğlenicez lütfen."
"Bunu başkası da yapabilir."
"Ama ben sana daha çok güveniyorum." Yaklaşıp beni öptü. Keyfi yerine gelmişti.
"Pekala." dedim hiç istemesem de.
YOU ARE READING
TAKINTILI
RomanceAdım Sonsuz.Ne isim ama. Bana bu ismi koymak için çok mu düşünmüşler acaba? Sonsuz bir takıntı hastasıdır. Yani kimseyle temasta bulunamaz aksi taktirde kriz geçirir. Okulda bunu bilen bir grup kız Sonsuz'la hep dalga geçmektedir. Ve hikayelerde olm...
^^2^^
Start from the beginning
