Mavi Gözler

15 0 0
                                    

İngilizce dolu bir haftanın sonunda şükür ki cumartesi günü gelmişti. Bugün nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde babamdan izin almış ve Alara'ya yatıya gidiyorum. Kuzenimi aldatıyormuş gibi hissetsem de bunu yapmak istiyorum. Çünkü Alara'nın dediğine göre evleri boşmuş ve ne yapmak istersek yapabilecekmişiz. Lisemize bayağı uzakta olsa kız Merter'de oturuyordu. Benim için ulaşımı kolay bir bölgedeydi. Gerçi evim metro ve tramvaya yakın olduğundan bir çok yere rahat gidebiliyorum. Ahh demin Alara'yı gördüm!! Bu durakta inmem gerek. "Alara!!" diyerek bağırdım ve gurbetten yeni dönmüşüm gibi bana sıkı sıkı sarılmasına izin verdim. "Hadi eve geçelim ve çantanı bırakalım. Sonra kapalı çarşıya gideriz. Oradan da Eminönü'ne inip balık ekmek yeriz." dedi. "Şey tamam ama ben balık ekmek yemem." "Nedeeeen?" diye cırladı. Bağırmasana yaa. Millet malmışız gibi bakıyor sonra. "Sevmiyorum da ondan." "Balık ekmek sevilmez mi kızım yaa? Harbi malsın sen." "Sana ne be salak birde sana mı sorcam neyi sevip sevmeyeceğimi?" dedim, dil çıkarttım, ve koşmaya başladım. Nereye mi? Alara'nın evine tabii ki...

&&&&&

"Alara! Bu saatte burada olmamalıyız. Yeminle bi kenara çekip sikecekler bizi. Sıçayım yaa nerden uydum ben senin olmayan aklına?!" ne mi oluyor? Durun açıklayayım. Gün boyunca gezdik, eğlendik. Ama unuttuğumuz üç şey vardı. Mevsimin sonbahar olduğu, saat ve yaşımız. Götümüz donar bir şekilde kapalı çarşı etrafında bir yerlerde geceye son bir saat kala -23:00- on dört yaşında iki kız olarak Alara'nın evine gitmeye çalışıyoruz. Tüm dükkanlar kapalı ve her köşe başında içen birileri var. Her ne kadar dövüşçü olsam da gecenin bir yarısı böyle ortamlarda tek takılmak -Alara'yı insandan saymıyorum- hiç hoş ya da eğlenceli değil. "Lan Beyza, şunlar bizi mi takip ediyor?" siktiiir!!! "Evet amk bizi takip ediyorlar!" ne bok yicez şimdi Alara? Güzelim namusum Merter sokaklarında yitip gidecek elimden. "Alaraaa! Şuradan bir kurtulalım seni birilerine siktireceğim!" "Çok konuşma gel şu sokağa sapalım, belki giderler." hay aklını yiyeyim senin Alara. Sokağa döndük ve beş on adım ilerledik. Birden ileride koca bir bina göründü. Aha asıl şimdi sıçtık. Çıkmaz sokak! Hızla arkama döndüm. Beş kişi bu tarafa doğru geliyordu. "Beyza beş kişiler. Dört buçuğu senin geri kalanı benim. Hadi koçum yapabilirsin!" dedi sırtıma bir şaplak atarken. "Amına koyayım Alara bu durumda bile espri mi yapıyorsun?!" "Hayır lan ben onlardan birini bile haklayamayacağımdan bari birinin yarısını alayımda sen fazla zorlanma dedim." "Alara senin olmayan mantığına hayran kalıyorum şu... Aahyşş!" garip sese aldanmayın şuan birisi beni kolumdan çekiyor. Aman Allah'ım birisi beni kolumdan çekiyor!! Hemen beni çeken kişiye döndüm. Ve erkekliğine bir tekme geçirdim. Birinci kural, karşındakinin zayıf noktası her zaman ilk hedeftir. Adam mecburi bir şekilde beni bırakınca hemen Alara'nın yanına koştum. Kız durmadan çığlık atıyor... Onu sakinleştirmeye çalışırken biri daha geldi ve bu sefer ikimizi birden tuttu. Vayy şerefsiz aç gözlü... İki kızı birden götürmek istiyorsun haa? Adama döndüm ama vuramadım. Hareket etmeme izin vermiyordu. Arkasına baktığımda altı kişi olduklarını gördüm. Harika artık ikimize de eşit adam düşüyor Alara!!!

&&&&&

Yeni gelen adam... Sanırım bir çocuk... Her neyse işte bayağı uzun ve kalıplıydı. Rampa gibi saçları vardı. Yani rampa demiyorum sadece şekilleri öyle. Mavi gözleri gecenin karanlığında parlıyordu. İşin iyi tarafı adamları dövüyordu. Kötü tarafı... Amacı bizi kurtarmak yerine ikimizi de kendine almak olabilirdi. En azından bir kişi, tek kişiyi daha kolay döverim. Ben çocuğa dalmışken ve o da etraftaki adamlara dalmışken bizi tutan adam beni bir kenara fırlatarak Alara'nın dudaklarına yapıştı. Şok içindeki hem benim hem de Alara'nın gözleri pörtlemişti. Hemen kendime geldim ve adamı çekip bir kenara ittim. Evet ittim çünkü fırlatmaya gücüm yetmiyor. Kural iki, kendinden güçlü bir rakibin varsa öne doğru eğilmesini sağla ve kafasını dizine göm. Hemen adamın karnına bir tekme attım. Övünmek gibi olmasın ama sağ tekmelerim çok güçlüdür. Adam acıdan kıvranırken geriledi ve karnını tutmaya başladı. Olmadı öne eğilmiyor! Öküz yaa ne yapsam acaba şimdi?.. Hemen harekete geçtim ve çenesine bir yumruk attım. Elini çenesine götürmesine fırsat vermeden elini yakaladım ve onu öne doğru çektim. Geldi ama yine eğilmedi. Kural a, numaralı kuralardan birini gerçekleştiremiyorsan siktir et kuralları ve gelişi güzel rakibine dal. Ben kural a'yı uygulamaya başlayacakken mavi gözler adamın arkasında belirdi. Çocuk adamı kendisine çevirdi, yüzüne bir sol kroşe geçirdi. Sonra sağ sonra sol ve yine sağ diye diye adamı bayıltana kadar onu kum torbası olarak kullandı. Lanet olsun ben bu çocuğu dövemem!!

&&&&&

Adamla işi bitince çocuk bana döndü. Ben hemen Alara'nın yanına koştum ve ona sarıldım. Hala şoktaydı. Ve ben arkamızdan yaklaşan ayak seslerini duyabiliyordum. Yine de Alara'dan ayrılmadım. Çocuk yavaşça bana doğru eğildi. Ensemde o sıcak nefesi hissettiğimde tüylerim ürperdi. Bir kaç dakika hareket etmedi. Bende etmedim... Alara hala şoktaydı. Çocuk montunu omuzlarıma yerleştirdi, son kez nefesini enseme verdi ve usulca geri çekildi. Hemen ayağa kalktım ve onunla göz teması kurmaktan kaçınarak Alara'nın koluna girdim. Yavaş adımlarla Alara'nın evine vardık. Hala omuzlarımda olan montu aldım, düzgün bir şekilde katladım ve binanın merdivenine yavaşça bıraktım. Çocuk o çıkmaz sokaktan itibaren buraya kadar bizi takip etmişti. Ne çok yakınımızdaydı ne de çok uzağımızda... Alara kapıyı açtı ve içeri girdi. İçeri girdim ve kapıyı kapatmadan önce montunu almak için yaklaşmaya başlamış olan çocuğa döndüm. Birden duraksadı. Mavi gözlerinin içinde kaybolmamaya çalışarak gözlerinin içine baktım, yüzüme donukta olsa bir gülümseme yerleştirdim ve hafifçe "Teşekkür ederim." diye mırıldandım. Sonraysa arkama bile bakmadan binaya girdim. Umarım ne dediğimi anlamıştır. Kendimi Alara'nın evine atar atmaz yatağa gittim ve uykunun kollarına kendimi bıraktım. Bugün çok yorulmuştum. Sanırım pazar günümü uyuyarak geçireceğim.

-------------------------------------------

Hikayeye ana karakterize soktum tam oldu :D vote ve yorumları unutmayın. Şuan Samsun'dayım internet buldum paylaşıyım dedim :D

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 06, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

METROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin