8- Hızlanan Hayat...

Start from the beginning
                                    

hırkamı ve evin anahtarını alıp evden çıkmayı başarmıştım. Arat bahçenin dışında durmuş bana bakıyordu ona doğru ilerlerken hırkamı giyme fırsatı bulmuştum anahtarı da cebime atıp bahçeden çıktım.

Arat'la göz gözeydik ve gözleri bilmediğim bi nedenden dolayı kızarmıştı.. çok büyük bi sessizliğin ortasındaydık ne olduğunu anlayamıyordum.

sessizliği bozan Arat olmuştu
"bi anda kayboldun bugün, bi hoşça kal bile demeden.."

sadece "hoşça kal demeyi sevmiyorum." diyebildim

aramızda 3 adımlık bi mesafe vardı.. bana doğru yürüdü geriye doğru adım atmamak için kendimle savaştım ve artık o 3 adımlık mesafe bile yoktu. iki elini de belime koydu istemsiz bi şekilde bende ellerimi omuzlarına koymuştum. ne yapıyordu bu çocuk bana ben neden karşı koyamıyordum....

koca bi sessizlik vardı yine, konuşsak bütün büyü bozulacakmış gibiydi. kızarmış gözleriyle, o kadar derin bakıyordu ki o derinlikte kayboluyor gibiydim. bi anda kafasını omzuma gömdü bende saçıyla oynamaya başlamıştım ve 5 dakikadan fazla bir süre öyle kaldık..

hakkında doğru düzgün hiçbir şey bilmediğim bi insan bana nasıl bu kadar çok huzur verebiliyordu bilmiyorum. daha tanışalı kaç gün olmuştu buna rağmen o kadar içten hissediyordum ki o huzuru yaptığı hiçbir şeye karşı koyamıyordum.

bu sefer daha fazla dayanamayıp sessizliği bozan ben olmuştum

"Arat?"

kafasını yavaşça kaldırdı ve belimde ki ellerini yavaşça çekti bende onun gibi yavaş hareketlerle ayrıldım boynundan. karşılık vermediği için

"iyi misin?" diye sordum

"şu an evet" deyip hafif bi şekilde gülümsedi..
bu gülümseyişini bile özlemişim diye geçirdim içimden. kısa sürmüştü gülümsemesi ama yine de güzeldi....

kısık bi sesle "teşekkür ederim" dedi ve nedenini bile sormama izin vermeden arkasını dönüp hızlı bi şekilde uzaklaştı. orada öylece arkasından bakakalmıştım.

_________

bir hafta öncesine kadar okula gitmek için sabırsızlanacaksın denilseydi asla inanmazdım hafta sonlarını iple çekerdim ama şu an ki durumum bi an önce okula gitmek istememden geçiyordu. artık hafta sonlarını da sevmiyordum. şu koca 2 gün nasıl geçecek diye düşünmek bana göre değildi ama lütfen hemen bitsin ve okul başlasın....

uyandığımdan beri yani tam olarak 2 saattir tavanı izliyordum. annem ve babam evde olmadıları için yataktan da çıkmamıştım, sonuçta çıksam bile hazır bi kahvaltı beni beklemiyordu... bu böyle olmaz diye düşünüp hafta sonunu değerlendirmeye karar verdim. yataktan çıkıp hazırlandım dışarıda bi şeyler yeyip sonrada etrafı tanıyabilmek amaçlı gezecektim. Masal ve Eylülden hiç ses çıkmamıştı bu saatte kadar. odadan çıkıp evin içinde ikisini aradım ama yoklardı. bir araya geldikleri zaman herkesi unutan ikiliye en kısa zamanda teşekkür edeceğimi aklımın bi köşesine not ettim...

hazırlanıp evden çıktım güzel bi mekan bulup kahvaltı yaptım veee en yakın sahili bulmak için telefonumdan haritayı açtım... tek başıma bunları yapmak iyi gelmişti aslında, yalnız kalıp kafamdakileri toplamak...

Aratı o geceden sonra hiç görmemiştim. tam olarak 4 gün.. şu an ne yapıyor, nasıl hiçbir fikrim yok. tek bildiğim o gece hiç iyi görünmediğiydi. aslında bakarsanız tam bi kapalı kutu. diğerlerinden farklı. etrafında ki, bu şehirdeki, bu ülkedeki ve hatta dünyadaki herkesten çok farklı...


güzel bi yer bulup oturmayı hedeflediğim için sahile şöyle bi göz gezdirdim. veee yaşasın gölge....

sessizliğin hâkim olmasını umut ediyordum ama hiç beklediğim gibi olmamıştı...

"Merhaba Anka"
sesin geldiği tarafa döndüğümde önce bi afallamıştım ama toparlanmam uzun sürmedi..

"Merhaba" dedim hafif bi gülümsemeyle

"Tanıdın değil mi?"

"ımm.. eveet şey... Anıl?"

"evet!" dedi koca bi gülümsemeyle... "oturabilir miyim?"

"tabi ki" dedim hafif yana kayarak..


Anılı bi daha yanımda göreceğimi tahmin etmezdim. sonuçta yediği dayaktan sonra yanımdan geçmeye cesaret etmemesini bekliyordum ama şu an ki duruma bakılırsa Arattan korkmuyordu... yaklaşık 10 dakikalık bi sessizliğin ardından


"buraya alışmışa gibisin" dedi

"yaniii.. sayılır"

"şehir değiştirmek zor olsa gerek" diyip sırıtmıştı

gülümsedim..
şu an yaptığım şeyin ne kadar doğru olduğunu düşünüyorken telefonumun titremesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve telefonumu cebimden çıkarttım. mesaj...

Arat
SENİ UYARMIŞTIM!

kafamı kaldırdım etrafa göz gezdirdim, neredeydi bu çocuk nasıl haberi olmuştu..

"Anıl.. gitmem gerekiyor, görüşürüz"
dedim ve bi şey söylemesini beklemeden ayağa kalkıp hızla yürümeye başladım. arkamda şaşırıp kalmış olan Anılı bırakarak....

___________

"ooooo hanımefendiiii eve gelebildiniiizz gözlerimiz yaşardı"

"şu an hiç seninle uğraşamıycam Masalcım, ben odama çıkıyorum"

göz deviren Masala aldırış etmeden koşarak odama çıktım. bugünün şokunu atlatmam gerekiyordu.

vee tekrar tekrar mesaji açıp okudum...

___

bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee... :))

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 02, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sen BenimsinWhere stories live. Discover now