Satın aldığım barın hemen altında ki kumarhanemde geziniyordum ve arkadaşlara selam veriyordum. İş adamlarının da yanına gittiğimde Kai yanıma geldi. "Patron,silahları gemiyle yolladık."dedi fısıldayarak.
"Güzel peki şu bizi polise ihbar etmeye çalışan adam nerde?"
"Depoya götürdük bizimkiler orda başında bekliyor."
"Beni de götür ufak bir konuşmam olacak."
Kai ile arabaya binip depoya geldiğimizde Jungkook ve Chanyeol adamın başında duruyorlardı.
"Benim biricik çalışanım Min Doyoon." diyip güldüm ve saçlarından tutup kanlı yüzüyle bakıştım bizimkiler iyi benzetmişti.
"Lütfen beni bağışlayın lütfen patron." yalvaran bakışlarını bana gönderirken ben sadece iğrenç bakılar atıyordum.
"Doyoon anlaşmamızı hatırlıyorsun değil mi,yemin ettiğin o günü ihanet edenin cezası ölüm olacaktı sen sonunu kendin yazdın."
"Patron lütfen beni bağışla bir daha böyle bir şey olmayacak."
"Evet olmayacak çünkü bir daha nefes almana izin vermeyeceğim."kafasına silahı dayadım tam tetiğe basacakken konuştu.
"Yalvarırım yapma benim bir oğlum var onu tek bırakamam kimse bakmaz ona." duraksadım ve bizimkilere döndüm benim gibi şaşırmışlardı.
"Daha 5 yaşına yeni girdi evde beni bekliyor annesi doğumda öldü sizi görmemiş gibi yaparım yalvarıyorum." ağlamaya başladığında sesli bir küfür savurdum ve sandalyesine vurdum yere düşmüştü.
"Çözün şunu." bunu dememle Chanyeol adamın yanına gitti. "ama önce doğru mu diye bak Jungkook." dediğimde yere düşmüş adamın yüzü düşmüştü. Chanyeol onu geri kaldırdığında ben de önüne geçtim.
"Ah Doyoon beni hiç tanıyamamışsın bir çocuğunun olmadığını biliyorum beni kimse kandıramaz ben asla yenilmem." ve tam alnının ortasında bir delik yarattım.
"Gerisini siz halledersiniz." dedim ve Arabaya binip han nehrinin ıssız kesimine geldim.
Arabama yaslanıp gece manzarısını izlerken tanıdık 3 yüz gördüm. Demek bir araya gelmek için ölümümü beklemişlerdi.
Güzel suratlarının altında iğrenç bir karakter yatıyordu üçünün de ve bu huzurumu bozmaya yetiyordu onlara bakarken bile eski günleri hatırlıyordum. En çok da günü hayatımın değiştiği günü.
6 yıldır adamlarım hepsini tek tek izliyordu böylelikle neler yaptıklarından haberim vardı. Jennie bir mağaza açmıştı fakat işleri bu sıra pek iyi gitmiyordu. Lisa hâlâ o kadar şeye rağmen mutlu bir şekilde dans edebiliyordu. Rose ise müzik öğretmeni olmuştu.
Kısacası bensiz hayatlarına mutlu mesut devam ediyorlardı fakat ben üzülmelerini ve acı çekmelerini istiyordum ve bunun için elimden geleni yapacaktım.
Çalan telefonum ile düşüncelerim dağıldı. "Patron,sana bir şey söylemem lazım."
"Söyle Jungkook."
"Kızların hepsi bir araya gelmiş."
"Evet şuan görebiliyorum ama nasıl bir araya geldiler biliyor musun?"
"Henüz öyle bir bilgiye ulaşamadık ama bulmaya çalışacağız."
"Tamamdır."dedim ve telefonu kapattım. Bakalım amacınız ne hanımlar.
Jennie
Gecenin bir vakti Lisayı da ikna edip han nehrine geldik fakat hiçbirimiz konuşmuyor olanları idrak etmeye çalışıyorduk ve bu sessizliği Chaeyoung bozdu. "Daha ne kadar susup düşüncelerimizle kafayı yiyeceğiz?"
Lisa ise derin bir nefes verdi. "Ölene kadar."
"Kim neden öldürmüş olabilir ki ayrıca otopsi sonucu ne çıktı."
Lisa yine aynı tonda konuştu. "Evinde boğularak öldürülmüş dediler."
Hepimiz birbirimize ağlak gözlerle bakmıştık evet şuan üçümüzde ağlamak istiyorduk fakat uzun zamandır göz yaşımızı silecek bir Jisoo yoktu ve sonsuza kadar da olmayacaktı.
"Kim bunu neden yapar ki?"
Yeniden düşüncelerimizle başbaşa kalırken Chaeyoung'un telefonu çaldı ve telefonu açtığı an yüzü düşmüştü.
"Ne oldu?"
"Okul müdürü aradı."
"Ee"
"Benim yerime başka bir öğretmen atayacaklarmış." gözleri yere bakarken Lisa omuzlarından tuttu ve gözlerine baktı.
"Neden böyle bir şey yapmışlar peki?"
"Yetersiz bulmuşlar öğretmenlik için."
Lisa sinirlenmişti. "Hah seni mi yetersiz bulmuşlar."
"Üzülme Chaeyoung başka bir okulla konuşursun biz yanında oluruz."
İkisi de bana baktı. "Yani artık beraber miyiz?" Lisanın heyecan dolu sorusu ile ona gülümsedim.
"Bundan sonra hep beraberiz." diyip ikisine de doya doya sarıldım.
Y/N
Jisoo bu görüntü karşısında arabasına bir tekme savurmuştu o kadar şeye rağmen mutlu olmalarına dayanamıyordu onlarında acı çekip yalnızlığı tatmalarını istiyordu.
Adamlarını aradı ve Jennie'nin mağazasını dağıtmaları için görevlendirdi.
O 3 kız mutsuzluğu tatmadığı sürece bu oyun devam edecekti ve Kim Jisoo hiçbir oyunu kaybetmezdi.
_____
Umarım bölümü beğenmişsinizdiir❣️
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
