「'Efendi Yoongi'」

790 60 28
                                    

Media Jimin'in hali...

Yorgunlukla gözlerini açtığınızda göreceğiniz şeyler nelerdir?

Belki masa, alarm hatta sevdiğiniz grubun posteri kesinlikle oklar ve gülleler değildi. Tanrım, bir savaşın ortasındaydık ve her an ölebilirlirdik. Ve büyük bir sorun daha size Jungkook hala uyuyordu. Ellerimi pembe saçlarımdan geçirdim ve Jungkook'a doğru eğildim. Hala nefes alıyordu. İçimden ohlarken onun hala uyanmayışına ve hala ok ve güllelerin ortasında olduğumuza bakarsak ölebilirdik.

Tanrım ölecektik. Onun omuzlarından tutup sürüklemeye çalıştım ancak 30 metre kadar sonra bile bitmişken bunu nasıl yapacağımı bilemiyordum. Sonunda Jungkook gözlerini aralarken kesinlikle rahatlamıştım. Tanrım bu velet ve tılsım yüzünden ölecektik. Ah lanet tılsım. Tanrım bunun olasılığı kaçtı. Kesinlikle korkuyordum. Bilim kurgu filminde olmayı ve bunların şaka olmasını diliyordum. Lütfen, kim savaşın ortasına bir tılsımla gelmişti. Jungkook gözlerini tam olarak açtığında bir çığlık kopardı.

" Ağaaaağaaaaa hyung" onun bu tavrına karşın gözlerimi devirmemeye çalıştım. Savaşın ortasındayız. İlk önce ayağa kalkmalı nerede olduğumuzu görmeli bileğimden tutup o zaman bağırmalıydı. Ama nerede onda bu akıl. Aslında ben ne düşünüyordum öyle.

" Jungkook şuan neredeyiz bilmiyorum ama kaçmalıyız" diyerek onun yapması gereken şeyi yapıp dümdüz onu bileğinden tutup koşmaya başladım. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama buradan uzakta olsa iyi olurdu. Bir anda Jungkook bir çığlık kopartıp yere düşünce onunla beraber bende düştüm. Bacağından ok sıyırmıştı. Sıyırıkta toplanıp bir anda akan kan bacağından hızla süzülüp ayakkabısına geçmişti. Hemen üstümdeki t-shirtden bir parça kopartıp onun yarasına bağladım. Acıyor olmalıydı. Ve onun canı acıdıkça benimde canım acıyordu. Tekrar ayağa kalma dürtüsüyle kafamı kaldırdığımda karşımızda kırmızı gözlü bir insan(?) gördümüş kokuyla çığlık atmıştım.

Buda neydi böyle?

<<<<<<<<<<<>>>>>>>>>>>

Oturduğum sedir gibi yerden Namjoon(?) denen adamı izliyordum. Ona hala inanamıyor ve güvenemiyordum. Ama Jungkook'u tedavi ediyordu. Sonunda işini bitirdiğinde bana ve Jungkook'a döndü.

" Tanrım, hala insanların varolduğuna inanamıyorum. Siz bizim umudumuzsunuz" Sözlerine karşın iki kaşımı da kaldırdım
Ne umudundan bahsediyordu bu çatlak.

" Şuan 2042'yiz" onun dediğine karşın kaşlarım yine istemsiz bir şekilde kalkmıştı. Daha telefon diye bir şey yoktu. Nasıl bir gelecekteydik. Üstelik burası berbattı. Bana kalırsa kesinlikle geçmişteydik.( Şurada ufak bir açıklama yapayım. Siz eğer geçmişte yaşasaydınız gelecekten gelen birine M.Ö'deyiz dermiydiniz? Yani geçmişteler.) Burası gelecek olamıyacak kadar berbattı. Yani ok kullanıcak kadar nasıl teknoloji gerilemiş olabilirdi ki. Hangi çağdaydık biz? Ve bu adam yalancı mıydı yoksa deli miydi? Gerçi deli olamayacak kadar zeki gözüküyordu ama olsun görünüşe aldanmamak gerekti. Bir kitabı görünüşe bakarak yargılayamazdınız.

" Aslında her şey yarasaların örümcek yemesiyle ve insanların yarasalara karşı tedirgin ve kötü davranmasıyla başladı. Bu Vc17 denen virüs her yeri kapladı her yarasa ısırığı alan 1 hafta boyunca korkunç acılar çekiyordu. Zamanla insan nüfusu azaldı ve bitti. İnsan kanı olmadıkça vampirler bölünmeye başladı vampirlerin kana ihtiyacı var en az yılda 1 kere insan veya vampir kanı almalıydılar. Ölümler ve düşmanlar arttı ve vampir savaşları başladı ama siz insansansınız. Belkide sizin sayenizde buna ve bunca acıya dahası savaşa son verebiliriz." Onun heyacanla söylediği şeylere karşın kaşlarımı çattım. Kobay olmayı istemiyordum.

Talisman;Vampire Wars (YoonMin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin