Suga'yı da kaldırıp odadan çıkardım.

Ben
"Ee şimdi ne yapıyoruz?"

Suga
"Bence yemek yemeye gidelim. Acıktım ben."

Ben
"O zaman yemek yemeye gidelim."

Beraber hastaneden çıkıp arabaya bindik. Ardından bildiğim güzel bir kafeye sürmeye başladım.

~~~~~~~~~~~~~~

Kafeye geldiğimiz de arabadan inip içeri girdik. Cam kenarında bir masaya oturduk. O sırada garsonun yanımda gelmesiyle ona döndüm.

Suga
"Ben acı soslu kızarmış tavuk istiyorum."

Ben
"Bende aynısından. Ama acısı bol olsun."

Garson
"Yanında ne içersiniz?"

Ben
"Ben kola alıcam."

Suga
"Bende kola alıcam."

Garson onaylayıp gittiğinde bakışlarımı Suga'ya çevirdim. Bileğine bakıyordu.

Ben
"Ağrın var mı?"

Bakışları bana döndüğünde kafasını iki yana salladı.

Suga
"Hayır iyiyim."

Bileğine bakmayı kesip bana bakmaya başladığında bende ona bakmaya başladım.

Ben
"Bana şöyle bakmayı kes. Sonra aşık falan olursun uğraşmam valla."

Saçımı arkaya savurarak şakayla karışık söylediğim şeye gülmüştü.

Suga
"Ben zaten sana çoktan aşık oldum. Ölüyorum aşkımdan."

Ben
"Ah biliyorum. Herkes öyle der."

İkimizde gülmeye başladığımızda elinde tepsiyle yanımıza gelen garsonu farketmiştim.

Garson
"Buyrun efendim."

Tepsileri koyduktan sonra gitmişti. Önümdeki bol acılı tavuğu önce koklayıp sonra aşkla bakmaya başladım.

Suga
"Tavukla evlenecekmiş gibi bakıyorsun."

Ben
"Kim bilir belkide evlenirim."

Ellerimi sevinçle çırpıp elime bir tavuk aldım. Suga benim bu halime gülerken bende gülüp tavuğumdan bir ısırık aldım.

Ben
"Böyle bir tat yok ya. Ya da ben fazla acıktığım için bana öyle geliyor."

Suga
"Ama cidden güzel."

Onu onaylayıp yemeye devam ettim.

Suga
"Ee burdan sonraki hedefimiz neresi?"

Ben
"Bilmem."

Suga
"O zaman beraber sinemaya gidelim."

Ben
"Olur."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yemeğimiz bittikten sonra beraber sinemaya gittik. Sinemadan çıkınca alışveriş merkezinde biraz gezdik. Suga kendine bir kaç tişört aldı. Bende birkaç şort aldım.

Şimdi ise arabada eve gidiyorduk.

Suga
"Ben eve gitmek istemiyorum."

Ben
"Nereye gidelim peki?"

Suga
"Bilmem. Ama eve gitmeyelim."

İleriden u dönüşü yaptım.

Suga
"Nereye gidiyoruz?"

Ben
"Bekle ve gör."

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Suga
"Sen ciddi misin?"

Ben
"Hemde hiç olmadığım kadar."

Nereye mi geldik? Biraz heycan için tabiki bungee jumping yapmaya geldik. Yani en azından ben geldim. Ama Suga bey bana yarım saattir ciddi olup olmadığımı soruyor.

Ben
"Korkuyor musun?"

Suga
"S-saçmala tabiki hayır."

Ben
"İnanmadım."

Suga
"İnanmazsan inanma."

Ben
"Neyse hadi gidelim."

Suga'nın kolundan çekerken gelmemek için direniyor gibi bir hali vardı. Ah şu çocuk.

Ben
"Suga hadi."

Sonunda yürümeye başladığında aşağı gelen asansöre bindik. Yavaş yavaş yukarı çıkarırken Suga aşağı bakıyordu. İşin garip kısmı vücudu titriyordu.

Ben
"İyi misin?"

Suga
"Evet neden?"

Ben
"Yoongi titriyorsun."

Suga
"Soğuk geldi o yüzden."

Haklıydı biraz soğuktu. Neyse.

En yüksek geldiğimiz de asansörden indik ve görevlilerin yanına gittik.

Görevliler Suga'yla benim ayağıma halatı takarken Suga'ya baktım. Korkuyla ayağına takılan halata bakıyordu.

Ben
"Suga sakin olur musun?"

Bakışları bana döndüğünde onaylayıp tekrar bakmaya başladı. Cidden!!

Sonunda hazır olduğumuzda atlamak için en uca geldik.
Suga bileğimi sıkı sıkı tutmuş aşağı bakıyordu. Şimdi onu iterdim de neyse. Başka zaman iterim.

Suga
"Ölmeden önce son kez sarılalım."

Gülüp ona sarıldığımda biranda aşağı düşmeye başladık. Bunu bilerek mi yapmıştı? Şuan Suga'yla sarılı bir şekile aşağı düşüyoruz. Sanırım bu güzeldi.

Koruyucu Melekler¹ || Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin