Bölüm 8 : Geçmişten gelen dost. 👨‍⚕️

Start from the beginning
                                    

"Bir hayranım Utku," dedi hafif sitemli sesi ile. Bu cevaba sadece Utku değil Yusuf da sinir olurken, aslında Sara'da ki gerginliği farketen ve bunun hayranlıkla alakası olduğunu düşünmeyen tek kişi; Ceylin'di.

"Hayranına sok..." Cümlesini tamamlamasına müsaade etmeyen tabiki kardeşi Tutku'ydu.

"Abi, ayıp oluyor." Tutku sert bakışlarını ne kadar göndersede Utku oralı olmayıp omuzlarını silkti. Tekrar ortamı neşelendiren ve biraz önceki gergin havayı dağıtan Tutku, Sara'nın gözlerindeki minnet duygusunu gördü. Genç kız biricik kuzenine göz kırparken yanındaki sevdiceğine daha çok sokuldu. Utku bu manzaranın farkında bile değildi. Çünkü hâlâ aklı çiçeği gönderen kişideydi. Sadece o da değil, Yusuf'ta aynı düşünceler içinde önündeki dolu tabağa boş gözlerle baksada aklı sürekli Sara'daydı.

Zaman geçti, gülüşler çoğaldı ve ortam huzurlu bir atmosfere ev sahipliği yaptı.

Ve masadan ilk kalkan Yusuf oldu. Hafif gergin ve huzursuz şekilde Utku'ya dönüp, " Her şey için teşekkür ederim. Yemekler gerçekten güzeldi." Daha sonra masadakilere tek tek bakıp zor da olsa uzak bir gülümseme ile, "Hepiniz ile tanıştığıma çok memnun oldum," dedi. Herkes ona samimi gülümseme sunarken, Utku da Yusuf'un omuzuna elini koyup, " Asıl ben teşekkür ederim. Kapımız herzaman açık kardeşim," dedi. Yusuf artık onların arasına girdiğini biliyor içten içe bu durum hoşuna gidiyordu. Masadan ayrılıp Utku ile tokalaştıktan sonra Sara'nın ayaklandığını gördü.

Sara ve Yusuf sessizce kapıya doğru ilerlerken ikiside aynı anda, "Teşekkür ederim," dedi. Sara gülümserken, Yusuf onun gülüşüne takıldı. 'Gülüşün bahar gibi,' demek istesede sustu. Mahcup ve utangaç bir şekilde elleri ile oynayan Sara, bir an sonra cesaret ile kara gözlere baktı. O gözlerde o kadar yoğun duygular vardı ki... Yusuf ise sadece o mavi gözlerde kalmak istedi. Bir insanın gözleri bu kadar huzur dolu olur muydu? Biraz önceki gerginliği unutmuş, onun o gözlerine sığınmıştı.

"Yusuf Bey, gerçekten her şey için teşekkür ederim. Utku'nun da dediği gibi kapımız her zaman açık." Yusuf ise sadece bey kelimesine takılmış diğer cümleleri duymamıştı bile.

Kaşlarını çatıp, "Bey demene gerek yok. Sadece adım ile seslenebilirsin Sara," dedi. Sara hafif gülümseme ile, "Peki Yusuf," diyebildi.

Yusuf içinde oluşan mutluluk ile gamzelerini göstererek güldü.

Sara ise daha önceden hatırladığı o gamzelere hayranlıkla baktı.

'O gamzelerde hayat vardı.'

🌊

Yusuf, parmak boğumları beyazlamış şekilde direksiyonu sıkmaya devam etti. Cafeden ayrıldığından beri içindeki sinire hakim olamıyordu. Biraz sonra geldiği istikamette arabasını durdurup indi. Büyük ve gösterişli evi göz hizasına geldiğinde bedenindeki yorgunluk ve içindeki karmaşa ile bir an önce duş alıp bugünü geride bırakmak istiyordu.

Yusuf uzun yıllar önce ailesinden ayrılmış, kendi düzenini kurmuştu. Koskoca bu evde bazen kendini ne kadar yalnız hissetsede alışmıştı buna. Bir gün demişti içinden bir gün bu bahçede koca bir aile olacak. İçinden geçen dualar ile evine doğru ilerledi. Çıkardığı anahtar ile kapısını açacağı esnada arkasından duyduğu araba sesi ile kaşlarını çatıp arkasına döndü. Beyaz bir araba kendi arabasının yanına park ederken içinden çıkan kişi ile sinirleri daha da tavan yaptı. Elleri istemsiz yumruk olurken, sol gözü de hafiften seğrimeye başlamıştı. Yusuf sinirlendiğinde kesinlikle sol gözü seğrir ve bunun kendi bile farkında olmazdı.

Eksik Kalan / TamamlandıWhere stories live. Discover now