-6-

47 30 2
                                    

Sabah kalktığım da sol ayağım çok kötü ağrıyordu.Yatağımda dönüp sağ tarafımda olan komidinin 1.çekmecesinden ağrı kesiciyi aldım ve solumda olan sürahiden de bardağıma suyu koyup içtim. Dün o adamın benim üstüme gelmesi aklıma gelince bi an afalladım ama Uğur beni kurtarmıştı dimi?Ama hala o kızın odasında ki yani Uğur'un çıktığı odadaki çığlıklar aklıma gelince merak bir ağ gibi etrafımı sarıyordu.Gerçi Uğur olmasa nolacak ki,zaten artık yanımda kelebek (bıçak) taşıyorum bana bişey yapamadan delik deşik ederdim onu.Ama düşününce de aklıma neden aptal bi pislik için hayatımı mahvedip mapuslarda çürüteyim ki demekten de geri durmuyordum.

Neyse ayağa kalkıp üstüme mavi biraz bolca bi t-shirt ve jean pantolonumu giydim. Saçlarımı da yukarıdan sıkı bi atkuyruğu yapıp odadan sendeleyerek çıktım.Uğur'un odasının önüne gelip ona seslendiğimde duymadığını sanıp içeri girdim pardon daldım.ksksksks
Allah'ım burası benim en sevdiğim bitki olan Aloevera kokuyordu.
(Yanlış mı yazdım,doğru mu yazdım bilmiyom ama yazarınız bu kokuya aşık,bu kokuya mest 😍😍😍)
Masasının üstünde ki parfüm şişesini alıp burnuma tutup derin bi nefesi içime çektim.Gerçekten mükemmel kokuyordu.Banyonun kapısı açılıp Uğur dışarıya çıkınca beni görüp yaklaşmaya başladı.

-Hmm.Duygu hanım bakıyorum da oda karıştırmaya da başlamışsınız.

-Hayır karıştırmıyordum.Sadece seni çağırmak için seslendim duymadın bende içeri girince en sevdiğim bitkinin kokusunu aldım ve parfümüne baktım.Merak etme bi daha eşyalarına dokunmam.

-Duygu sen beni yanlış anladın.Yani ben öyle demek istemedim.İstediğin gibi alabilirsin.Şeyy demek istemiştim şey...hmm.

-Neyse bu konu çok uzadı zaten.Bundan sonra odana bile girmem artık.

Diyip geri çekildim merdivenlerden inecekken Uğur beni kolumdan tutup kendisine çevirdiği anda dudaklarıma yapışmıştı.O kaslı gövdesine dokunduğum da kendimi tutamayacağım sanmıştım ama yine de karşılık vermiyordum.O beni daha çok kendine bastırıp büyük bi açlıkla sertçe öpüyordu.
Karşılık vermediğimi farkedince yavaşladı ve beni kendinden uzaklaştırdı.Yüzü asılmıştı biraz da.

-Odama istediğin gibi girip çıkabilirsin ama dikkat et başkası girmesin.Yabancıların odamı karıştırmasından hiç hoşlanmam.Ama sen özelsin..

Kelimeler beynimin içinde dans ederken o aşağı inip dışarı çıktığın da anca kendime gelebilmiştim.
(Ay tabi ki de üstüne bişeyler giydi,onu öyle dışarı çıkarır mıyım sandınız?)

Suratıma 2 tone tokkat patlatıp aşağı indim.Ev çok sessizdi şimdi. Dışarı çıkıp 2 simit ve 1 poğaça alıp geri eve geldim. Kahvaltımı yaptıktan sonra salona geçip koltuğa uzandım.Dudaklarım halâ sızlıyordu.O kadar sert öpmüştü ki bi an dudağım kopacak sanmıştım.Elimi dudağıma götürüp okşadım bu his çok güzeldi ama aynı zamanda da tuhaf.
Sıkıldım ve instagrama girdim. Arkadaşlarımın son gönderilerini beğenip bazılarına da yorum yapmıştım.
Benden küçük birkaç tane arkadaşım da evlenmişti bile.Ama ben pek evlilik yanlısı değilim hatta evlilik aşkı öldürür sözüne de baya baya inanıyorum.Şöyle ki;
Mesela,bazı kadınlar evlendiklerinde kendilerine olan bakımlarını azaltıyorlar ya da hiç yapmıyorlar.Erkek lerde istediklerini sizde bulamayınca başka kadınlara yöneliyorlar.
Aslında kadınlarda haklı.
Düşünceleri şu;"Nasıl olsa kocam beni her halimle kabul ediyor"ama yanlış tabikide, kabul ettiğini nerden biliyosunuz?Nerden anlıyosunuz?
Bi bakıma erkeklerde haklı sürekli onları haksız bulmak ta çok iyi birşey değil.
Mesela,bi erkek eve geldiğinde karısını böyle bakımlı ve güleryüzlü görmek ister benim tahminimce.
Ama eve geldiğinde asık suratlı ve bakımsız biriyle karşılaşınca soğur biraz da.
Sonra gelsin aldatmalar,gitsin boşanmalar falan filan gereksiz şeyler.
Hiç uğraşamam ben bu kadar ıvır zıvırla.Kendime özen gösterir,kendim beğenirim.Tabi arkadaşlarımın iltifatlarını saymazsak :))

Son ŞansWhere stories live. Discover now