Bir melek kanat çıptı, halbuki kanatları kanla boyalıydı. Savurduğu rüzgarın etkisi, kanatlarındaki kanları etrafa saçtı.
Sonra bir nefes üflendi.
Sûr'a üflenen nefes, kıyameti getirdi.
Dudaklarıma verdiği nefes kıyametimi getirdi.
Fısıldadı içim...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
● BÖLÜM 1 ●
İBLİSİN KANLI YÜZÜ
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yaşım on benim.
Çetrefilli oyunların içinde ölü toprağın üzerinde cehennemine adımlayan, ruhu göçmüş masum bir kız çocuğuyum. Dokuzuna güle güle derken on'unda elvedaya tutsak kalmış bir kız çocuğu... Neşe dolu kıkırtıları kanla boyanan, acı dolu çığlıkları can bulan yetim ve öksüz bir kızım. Geçmişe puslu gözlerle bakan, anılarına sıkı sıkı tutunan ben, ayağına geçirdiği bembeyaz ayakkabılarıyla çamurda babasıyla futbol oynayan o küçük kızım işte. Annesinin ikazlarına baş tutan çirkef, yaramaz bir kız çocuğu...Babasının bir tanesi, annesinin güzeliyim ben. Kardeşinin geleceği günü dört gözle bekleyen heyecanlı bir ablayım. Hayır hayır! Kardeşinin ablası olacağı günü dört gözle bekleyen zavallının tekiyim.
Yaşım on benim.
Aldığım her nefesi borç bilmeyi öğrendiğim günlerimdeyim. Ruhuma atılan dikişlerin gölgesinde gözyaşlarını tüketen çelimsiz bir bedene, sığdıramadığım yüklerin altında burkulan yaralı bir yüreğe sahibim. Hayatımın cehenneme döndüğü o güne asılı kalmış gözlerin kaybolduğu bir anın içinde sürgün yemiş bir haldeyim.
Dokuzunu bitiren kızın, on'unda öldüğü bir zaman dilimindeyim.
Dokuzuna sinen dumanın on'unda kül olduğu bir bedenim.
Dokuz yaşına çiçeklerle giren kızın, on'una yangın olan o tabutların seyircisiyim.
Yaşım on benim.
Kan kokan dokuzuna çığ gibi düşen on'un bitikliğine kuşandım. İçime düşen yangının çığlığında cayır cayır yandım. Gökyüzüne bağırdım gözlerimle; bir damla yol bulur, içimdeki hardan parçalara şifa olur zandım. Zan'dan öteye gidemeyen; gözlerimin içine yerleşen kanlı ufuk çizgisi, kaburgalarımın arasında kan pompalayan o hayati organı vasıfsız kıldı. Doğum gününde ona yeni hediyelerin gelmesini bekleyen o kızın hayatı, falezin ucunda göğe kaydı.
