"Mızmız gerizekalılar hepsi. İnsaniyet adını verdikleri yalanın ardına gizleniyorlar. Herkes bir ölüm duyunca üzülmüş gibi davranmak zorunda. Fakat hissettikleri şey üzüntü değil, aksine bencilce duydukları ölüm korkusu. En acınası olanı ne biliyor musun Theo? Benim için o yalanın ardında hiçbir şey yok. Derinlerde bir istek, bir açlık beni adeta yiyip bitiriyor." Elindeki kalemi sinirle duvara fırlatıp kameraya yaklaştı.

"Sana yemin ederim; kemiklerim bile yanıyor Theo, ciğerlerim günahla çalışıyor." Sinirle saçlarını çekiştirdi Veena ardından da koltuğuna tekrar yerleşti. Eli şakağına sabitlenmişti gözleri kameraya tamamen odaklanmış ve dudakları ufak bir tebessümle kasılmıştı. Gülüşü tanıdıktı, her zaman takındığı o samimi ve iç rahatlatan tebessüm gözlerinin bir yerinde korkutucu bir hal alıyordu.

"Anlatıyorum Theo. En başından başlayacağımı söylemiştim." Derin bir nefes aldı ve gözlerini odada çevirdi birkaç saniyeliğine sonrasında gözleri kameraya tüm keskinliğiyle geri döndü.

"Nereden başlayacağımı pek bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki her zaman vahşete belli belirsiz bir açlık duyardım. Sanırım bunu fark ettiğimde... beş yaşındaydım. Birçok yönden o yaşım benim için bir aydınlanma olmuştu, ama buna sonra değiniriz. Abimiz arkadaşlarıyla bir korku filmi izlerken beni de yanlarına almıştı. Amaçları benim korkudan titreyen, altıma yapmış halimle dalga geçmekti aslında. Fakat aklımdan geçenleri hâlâ hatırlıyorum ve hissettiklerimin korku olmadığına eminim. Kadının organlarının karnının altına bir bıçak darbesiyle yere dökülmesini izlerken hissettiğim o garip hissi... O an ne olduğunu anlayamamıştım, ad bulmamıştım daha doğrusu. Çünkü o his, o hep duygu diye tekrarlayıp duydukları varlıkla ilk tanışışımdı. Şimdi ise o hissi tekrar düşünüyorum da hissettiğim şey büyük bir dehşet, şaşkınlık ve heyecandı. Ah, abimin bakışlarını hâlâ hatırlarım..." Güzel bir anıyı hatırlamışçasına kıkırdadı Veena, tırnaklarını gözlerinin altına geçirdi ve kırmızı bir iz bırakarak ellerini aşağı ilerletti. Aklını kaçırmışa benziyordu, tüylerim diken diken olmuş sırtımı bir ürperti kaplamıştı.

"Hani bir şeyi yeni anladığınızda sizin hissettiğiniz o büyük aydınlanma anı vardır ya, ya da ne bileyim sıkıntıdan ölmek üzereyken bulduğunuz ve ardından aşık olduğunuz o dizi... onun gibi bir şeydi hissettiğim sanırım." Sorgulamayı bırakıp sadece dediklerine odaklanmıştım Veena'nın. Duyduklarım sonra anlaşılmak üzere beynime doluyordu.

"Beş yaşındaki beynimle bunun pek normal bir şey olmadığını kavramış ve bu güzel hazzı kendime saklamaya karar vermiştim. Çünkü benim duygularımın anahtarı sizin insaniyet denilen at gözlüğünüzün ardında kalıyordu." Sanki kendisi diğer insanlardan değilmiş gibi bir başkalaştırmayla konuluyordu Veena. Oyunculuk kulübünden kalmış bir video olabilirdi bu aslında. Çünkü geçen seneki oyun bayağı kanlıydı, karakter çalışması falandı izlediğim?

"Küçük şeylerle başlamıştım; birkaç kuş, ardından da birkaç sokak hayvanı... Kimsenin bir şey söylemeye hakkı yoktu, o hayvanların yerinde kendileri olmadığı için mutlu olmalılardı. Kendimi kontrol ettiğim için minnettar olmalılardı. Acıktığında atıştırmak gibiydi yaptığım. Midemin gurultusu duyulmasın diye atıştırmaya devam ediyordum. Ama insanlar nankör Theo! Bir o kadar da hadsizler!" Aniden bağırışı ile yerimde sıçradım. Bu bir karakter çalışmasıysa Veena bir oyınculuk dehası olabilirdi. Bunu verdiği zaman öğretmenin verdiği tepkiyi görmek isterdim. Kutsanmış ikizim diyorum ya! Kendine sertçe bir tokat attı Veena. Mimiği gram değişmemiş, aynı samimi gülüşle ekrana bakıyordu. Sessizce mırıldanışını duydum konuyu değiştirme Veena.

"Dizginler tamamen elimdeydi, eğer rahatça hayatıma devam edebilmek istiyorsam kendimi dizginlemeye de devam etmem gerektiğini biliyordum. Bu minik vahşet ve duygu kırıntılarıyla idare ediyordum insaniyetin ardında." Şakağındaki parmağının ardından kan süzülüyor fakat o bunu fark etmemişçesine konuşmaya devam ediyordu.

Belki de bir çeşit projenin sunumuydu bu. Psikolojik gelişim ya da felsefe derslerinden birine sadizm hakkında bir araştırma görevi verildiğini görmüştüm. Veena da benzer bir ödevi almış olabilirdi. Zaten oyunculuk yapmışlığı vardı, o yüzden olasılık büyüktü.

-ve bir anda tüm teorilerim şok dalgasının içinde yok oldu.

Veena şakağındaki elini çekti ve kanla kaplanmış parmaklarını yalamaya başladı. Parmağını arsız bir gülümsemeyle kaplanmış dudaklarından içeri itiyor ve- Yüce Güneş aşkına kardeşimi porno filminden çıkma bir yüz ifadesiyle görmek psikolojime iyi gelmiyordu!

Şokla ekrana kilitlenmiş gözlerimi ne kadar başka bir tarafa çevirmeye çalışsam da donmuş beynim komutları algılamıyordu. Kameranın rastgele tuşlarına bastım panikle. Videoyu ileri sarma düğmesine basmış olmalıyım ki Veena hızlı çekimde otuzbir çekmeye başladı. Sikeyim! Burada ne oluyordu?

Veena ve dildo kelimelerini aynı cümleye yerleştiremeyen beynim kardeşimden duymayı beklemediğim inlemelerin arasında acil durum sinyallerini duyurmaya çalışıyordu. Kamerayı kapattım ve olabildiğince uzağa ittirdim.

Açıkçası bunu herhangi bir öğretmene verebileceğini sanmıyordum.

-*-*-
Yazarken biraz utandım fkfkfk o yüzden acele yazdım son kısmı ama yani kurguda gerekiyordu pişman değilim :/

Bu kitap bu tür öğeler (bayağı) içerecek, ve aynı zamanda birçok yüz kızartıcı suç da olacak gibi. Öyle yani midesi hassas olanlar biraz dikkat etsin.

VEENAWhere stories live. Discover now