Ş.H.2: Bölüm 4.

En başından başla
                                    

Bende yalnızlığım ve perdesi aralanan geçmişimle baş başa kalmıştım.

...

İki gündür görmediğim Ulaşın ardından evden çıkarken kendimi fazla dinlediğimin bilinci ile nabız yoklamam gerektiğinin farkındaydım.

Yakınlarda bulunun bir pazara gidip; beyaz, mavi ve pembenin hüküm sürdüğü fırfırlı bir çingene eteği ve üzerine eteğin içindeki pembe tonunda sıfır kollu bir bluz almıştım.

Saçlarımı aldığım spreyle iyice karışık ve kabarık bir hale getirip mavi bir bandana ile taç yaptım. Üzerimi de giyindiğimde hafif bir makyaj dokunuşu ile neredeyse tanınmayacak haldeydim.

Pazardan aldığım sepetin içerisine çiçekçiye girerek güzel çiçekler yerleştirdikten sonra tek eksiğim sakızdı.

Sakızıma da ağzımı attığımda tam bir çiçekçi güzeline benzemiştim. Yan taraftaki vitrinde kendime göz kırpıp yoluma devam ettiğimde yoldan geçen kişilerin bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Sakin adımlarımı sahile doğru yönlendirdiğimde birkaç çifte çiçek vermiş paralarını almadan yoluma devam etmiştim.

Sahile geldiğimde öğle sıcağı biraz boğucu olsa da uzun zaman sonra özlediğim yüzleri görecek olmam havayı umursamamam için yeterli bir sebepti. Zengin kesimden daha çok orta gelirin takıldığı kafelerin oraya geldiğimde dışarıda oturmuş karşılıklı bir şeyler içen Gecegili görmüştüm.

Yüzüme yerleşen şefkatli gülümseme ile başlarına dikildiğimde konuşmaya başladım.

"Abim be! Alasın şu güzel kıza bir demet çiçek. Bakarım çiçek gibi kızı kapmışsın almayacak mısın bir demet çiçek?"

Gecenin beni ilk geldiğim an fark ettiğinin farkındaydım ama Yiğit bakışlarını Geceden çekmemişti bile.

"Sağol almayalım biz."

"Alasın be abim bak şu gözlere Safir gibi parlıyor onun için eşsiz bir mavi gülüm var elimde."

"İster misin Gece?"

Geceye bakıp göz kırptığımda kıkırdayarak başını sallamıştı. Yiğit bana dönüp sepetime baktı.

"Ver baka..."

Beni görünce yarım kalan kelimesini toparlamaya çalıştı. Toparlayamayacağını fark ettiğimde ben olaya müdahale ettim.

"El falına bakayım mı güzel kız."

"Bak valla abla çok severim böyle şeyleri."

Yan masadan sandalye alıp Gecenin yanına çektim. Elini avucumun içerisine alıp avuç içinde dolaştırdım parmaklarımı.

"Çocuklar nasıl?"

"Gayet iyiler, dediğin gibi bir öğretmen tuttuk eğitimlere başladık."

"Aman ihmal etmeyin okuyup büyük adam olacak benim güzellerim."

"Merak etme sen abla."

"Bir aksilik olursa Ateşe gitmen yeter biliyorsun."

"Biliyorum abla merak etme sen."

"Tamam, gidiyorum ben artık. Beni görmediniz. Çocuklar sana emanet Yiğit."

"Merak etme abla gözüm gibi bakıyorum onlara."

"Aferin benim yakışıklıma. Birbirinize sahip çıkın."

Sepetin içerisinden sakladığım mavi gülü çıkartıp Gece'ye uzattım yüzümdeki şefkat dolu tebessümle.

Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin