İkona

  Belime kadar uzanan saçlarımı sallayarak son hamlemi yaptım. Belimi kıvırıp seyircilere göz kırptım. Sahnenin ışıkları gözümü aldığından bu gece Kaan'ın gelip gelmediğini göremiyordum. Gösteri öncesi birazcık vodka almış olabilirim. Her neyse işte başım dönüyordu.

  Arabama binip gazı dibine kadar kökledim. Popomdaki telefonun titremesiyle irkildim.

  "Saat 2'de. İkona Bar."

  Anlaşılan bugün iyi eğlenecektik. Selim'den arabamı garaja bırakmasını isteyip odama fırladım. Soyunup kendimi duşa attım. Saçlarımı kuruturken bir mesaj daha geldi.

  "Barış'ı da getiriyorum. Bir sakıncası olur mu?"

  "Sanmam."

   Kot şortumu ve kırmızı dökümlü gömleğimi giydim. Beyaz converselerimi de ayağıma geçirip biraz makyaj yaptım. Aşağıya indim ve Bukre'ye: "Hani çok merak ediceklerini falan sanmıyorum ama annemlere geç geliceğimi söylersin." dedim. Bukre bizim yıllardır meşhur hizmetçilerimizden biriydi.

  15 dakikaya İkona'nın önündeydim. Burası Ankara'nın en büyük barlarından biriydi. Bu şehirden nefret ediyordum ama vazgeçemiyordum da. "Vazgeçemediklerimiz kaderimizdir." demiş Kahraman Tazeoğlu. Her ne boksa işte ben de bir sigara yaktım.

  Samet'e bira vermesini söyleyip bizimkilerin yanına geçtim. Samet bizim meşhur barmenimizdi. Bana asılmaya çalıştığını farketsem de çaktırmıyordum. Bugün baya kalabalıktık. Görkem yanağıma bir öpücük kondurdu ve "Prensesim de geldi işte." dedi. Görkem,  yakın arkadaşımdı. Yaklaşık 2 haftadır İstanbul'daydım ve özlemiştim. Kerem, "Siz şu sevgi gösterinize ara verin de benim fikirlerime yorum yapın." dedi. "Pardon?" dedim pis bakışımı atarak. "Otur bi yanıma salak." dedi. Gülümsedim. "Okula yeni bir çocuk gelmiş." dedi. İçkimden bi yudum alıp "İsmi neymiş?" dedim. "Poyraz." Kafamı çevirip Kerem'in mavi gözlerine soru sorar gibi baktım. "Poyraz Umut. Babası zengin bir iş adamı. 17 yaşında ve tek çocuk. Sanırım annesiyle ayrı yaşıyorlar. Poyraz küçükken annesi babasını aldatmış falan işte." dedi. "Ee?" dedim. "Sanırım bizim sınıftaymış." dedi. "Güzel, şimdi iznin olursa sikimde olmayan bi çocuğun muhabbetini bırakıp alkol almak istiyorum." dedim. "Uğraşıcak mıyız?" diye sordu bana yakınlaşarak. Eda da "Bence eğlenceli olur." dedi. Eda Kerem'e karşı bişeyler hissettiğini çok belli ediyordu. Doğrulup, "Şimdilik hayır. Benim canım ne isterse o olur." dedim ve Kerem'e daha da yakınlaştım. Eda'nın son zamanlarda çok sesi çıkmaya başlamıştı. Bu grupta bulunması götünü kaldırmasına izin verceğim anlamına gelmezdi. Kendimce çıkarlarım vardı. Ve bu grupta, hatta bu okulda benden başka hiçbir kızın sesi çıkamazdı.