Bazen diyorum ki Manolya, '' Söyleseydin ulan, aşkını haykırsaydın yeryüzüne! Bağırsaydın onun adını bir cümle içerisinde, duysaydı kulakların onun adını senin sesinden! Aynı cümlede adınız geçseydi... ''

Bizim adımız hiç aynı cümlede geçmedi Manolya, geçemedi. Ben onun adını ağzıma alamadım ki, söyleyemedim kimseye, ne ona ne de kendime. Gömdüm onu, ruhumun en çorak topraklarına. Mezar taşı dahi olmadı, susuz toprağında yattı günlerce ve bugün yeryüzüne takdim ediyor kendini. Belki de son belirişi...

Sana bunları neden yazdığımı merak ediyorsundur elbette. Belki okumuyorsundur bu yazıları, ama olsun. Ben yazacağım bunları ve sana yazdıkça yollayacağım. Yazmazsam aklımı kaybederim Manolya, anlatmam gerek. Ona anlatamadım hiçbirini, ömrü yetmedi beni dinlemeye. Sen dinleyeceksin onun yerine, sen saracaksın benim yaralarımı.

Sana neden Manolya diyorum, biliyor musun Manolya? Onun en sevdiği çiçekti, ve o seni sevdi. Ben manolyası olamadım onun, sen oldun.

Oysa ben nelerden vazgeçerdim manolyası olabilmek için, neler yapmazdım onun için...

Mezarlığına uğradım bugün. Biliyor musun, yaşarken bu kadar yanına gidemiyordum. Her gün gitmeye çalışıyorum, yalnız kalmasını istemiyorum. Yalnızlığı hiç sevmezdi Manolya. Nefret ederdi bundan. Orada yalnız mıdır Manolya? Ya sevmezse gittiği yeri, ya üşüyorsa orada? Sen hiç düşünmüyor musun bunları?

Ben hiç birini kaybetmedim Manolya. Hiç toprağa gömmemiştim sevdiğimi. Uğurlamamıştım sonsuzluğa. Biliyorum, beni sevmiyordu veya benim değildi elleri. Hiç benim olmamış bir insanı kaybetmek çok ağırmış Manolya. Bakmaya kıyamadığın gözlerini, göz kapakları saklarken anlıyorsun onu son görüşün olduğunu. Dokunamadığın elleri beyaz bir örtüyle gizlediklerinde, şansının kalmadığını anlıyorsun.

Yaşasa ve yanıma gelse ne yapardım biliyor musun Manolya? Umrumda olmazdın sen, açıkça söylemeliyim. Yüzüne bağıra bağıra söylerdim sevdiğimi. Sarılırdım kemiklerini kırıncaya kadar, ittirse bile bırakmazdım. Öperdim yüzünün her yanını, dudaklarım kanayana kadar öperdim. Ona yazdığım şiirleri verirdim, bütün yazılarımı. Şimdi yaşasa Manolya, sen ne yaparsın?

Mezarındaki yabani otlar ne kadar şanslı olduklarını biliyorlar mı acaba? Altında yatan cenneti hissediyorlar mı? Bugün en sevdiği çiçekten götürdüm yanına. Beyaz manolya. Yanı başına oturdum usulca ve konuşmadan bekledim öylece. Sesini duymayı çok isterdim Manolya, bana seslenmese bile olurdu. Zaten bana hiç seslenmedi.

Onsuz 37 gün oldu bugün. 37 gündür nefes almıyorum Manolya, alamıyorum. Kalbim atmıyor artık, kırıkları dört bir yanıma batıyor ve ben, o kırıkların beni öldürmesini diliyorum sadece. Onu çok özlüyorum. Bir kelime bu kadar can yakar mıydı Manolya, bu kelimeler beni öldürüyor.

Sen ne yaptın bu zamana kadar? Ben senin en yakın arkadaşınım Manolya, kardeşin gibiyim. Seni en son cenazede gördüm. Yanına gelemedim, gelmeye yüzüm yoktu anla beni. Kötüydün, yüzün bembeyazdı. İyi misin şimdi? Yemek yiyor musun, annen yemediğini söylemiş anneme. Aç kalma Manolya, onun yerine de yaşa. Lütfen yaşa. Seni de kaybedemem.

Okulu bıraktım. Artık beni görmeyeceksin, evden dışarı da çıkmıyorum. Bir çeşit depresyon diye adlandırabilirsin ama ölümü bekliyorum. İntihar edersem cennete gidemem değil mi Manolya? Bu yüzden ölümün bana gelmesini bekliyorum.

Onun sesini hatırlıyor musun? En son ne zaman konuşmuştun? Ölürken yalnızdı Manolya, ne kadar korkmuştur. Seslenmiş midir birine veya son kelimeleri ne olmuştur? Hissetmiş midir vücudunun yandığını? Hissetmesin ne olur! Beni ateşe atsalardı da o hissetmeseydi.

Onun tişörtlerinden birini alabilir miyim Manolya? Bunu istemem uygun değil belki ama ona hiç dokunamadım ben Manolya, ondan yadigar bir eşya istiyorum sadece. Bunu bana çok görme lütfen. Eğer bu mektubu okuyorsan, kapımın önüne bıraksan bile olur. Yüz yüze gelmek zorunda değiliz. Veya evinin kapısına koy. Ben her gün bakarım kapına, koymuş musun diye.

Senden de mektup bekliyorum Manolya. Sen de anlat nasıl sevdiğini, onun için nelerden vazgeçtiğini ve onun için neler yaptığını. Anlat ki, içimdeki vicdan azabı son bulsun. '' İyi ki'' diyeyim. '' İyi ki söylemedin sevdiğini, o Manolyası ile çok mutlu olmuş. Manolya onu çok sevmiş, mutlu etmiş. ''

Seni seviyorum Manolya, belki benden nefret ediyorsun ama etmekte haklısın. Yine de sen benim en yakın arkadaşımsın.

Ölenle sen ölme Manolya, ben ikimizin yerine ölüyorum. Sen bizim yerimize yaşa. En çok onun için yaşa.

🌺🌺🌺

-Bölüm sonu! Yeni bir kitapla sizlerleyim! İlk bölümü nasıl buldunuz?

~Sizce kitap konusu güzel mi?

Severek ve her cümlesini düşünerek yazacağım bir kitap olacak. Umarım sizler de beğenmişsinizdir! Diğer bölümde görüşmek üzere. 💙

Manolya / Tamamlandı Where stories live. Discover now