❧2

470K 12.3K 2.3K
                                    


EPSİLON YAYINEVİ İLE NİSAN AYINDA RAFLARDA!!

İletişim için:

İnstagram&Snapchat&Twitter: ilaydagulssen


Çabuk sinirlenen bir bünyem olmamasına rağmen fazlasıyla sinirlenmiştim. Kimdi bu çocuk? Neydi bu artist hareketleri?

"Geri zekalı!" diye söylendim kendi kendime. Sinirden ne için buraya geldiğimi bile unutmuştum.

"Bana mı dedin?" Sesi hala aynı tondaydı.

"Senden başka geri zekalı mı var burada?"

"Görünüşe göre birileri fena sinirlenmiş," dedi alayla gülerken.

Bu çocuk karşısında sakin kalmak imkansızdı. Yine de tekrardan derin bir nefes aldım. "Bak... Kimsin, nesin bilmiyorum ama bu kadar ego sana fazla. Önce o aptal topunu kafama atıyorsun, ardından suçu da benim üzerime atıp burada bana ağalık taslıyorsun. Ne zannediyorsun sen kendini?"

İçimdeki bütün öfkeyi kusmak istercesine konuşurken çocuk tam bir şey söyleyecekti ki onu durdurdum. "Ya da boş ver," dedim. "Sen de, aptal topun da umurumda değil. Özrünü de istemiyorum." Ardından hızlı adımlarla otoparka doğru ilerlemeye başladım. Tam o sırada bir el kolumdan tutarak beni durdurdu.

"O çocuk sana bir şey mi dedi?" Arda'ydı bu.

Kafamı sallayarak "Hayır," dedim. Arda'nın bu konularda sağı solu belli olmaz, birinin bir şey dediğini veya yaptığını duyarsa hiç çekinmeden o kişiye diklenebilir, kavga çıkarmaktan bile çekinmezdi. O yüzden olayı çok fazla uzatmaya gerek yoktu. Ben söylemem gerekenleri söylemiştim.

"Emin misin?"

"Topları önüme düştü. Ben de geri verdim," diye bahane uydurdum. Ardından konuyu değiştirmek için "Sen neden buradasın?" diye sordum.

"Hava karardığı için Azra hanıma yolda eşlik etmem istendi," dedi gülümseyerek. Ardından kolunu koluna girmem için kaldırdı. Ben de gülümseyerek Arda'nın koluna girerken bir yandan da otoparka doğru ilerliyorduk. Sonunda arabanın yanına geldiğimizde arabayı açıp ön koltuktaki telefonu aldım. O sırada Beril'in attığı mesajı hatırlayınca torpido gözünden annemin istediği tokayı da alıp tekrardan bizimkilerin yanına döndük.

"Azra?" dedi Beril beni görünce şaşırarak. "Bir şey mi oldu?"

Size Beril'in en ufak mimiğimden bile her şeyi anlayabildiğinden bahsetmiş miydim?

"Gelirken aptalın biriyle tartıştım," dedim ben de sessizce.

Kaşları çatıldı."Ne? Kim?"

"Tanımıyorum," dedim ve olayı kısaca özet geçtim. "Bizimle yaşıt gibi duruyordu. Belki Pelin Hoca'nın öğrencisi olabilir, emin değilim."

"Yıllardır neden böyle insanların neden hep seni bulduklarını merak ediyorum"

Gözlerimi devirdim. "Sanırım evren beni sevmiyor."

Evren beni gerçekten sevmiyordu.

* * * * * *

"Selam güzellik."

Hemen karşımda duran sandalye geri doğru çekilirken o tanıdık ses kulaklarıma doldu. Gözlerimi devirerek kafamı kaldırıp o tanıdık ve nefret edilesi simaya baktım. Berke her zamanki gibi yüzüne onu yakışıklı gösterdiğini zannettiği gülümsemesini yerleştirmişti. Gözlerini benden ayırmadan sandalyeye oturduktan sonra yeni gelen 9. sınıflardan birini yanına çağırdı ve çocuğun eline bir miktar para sıkıştırıp ona kahve alıp gelmesini söyledikten sonra çocuğun sırtına vurarak onu gönderdi.

Yakışıklı Odunum (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin