"Neyse ki iyisiniz." Dedi. "Hiç dışarı çıkmaman seni bunaltıyor değil mi?" İç çektim.

"Şimdi düşünebileceğim son şey gezip tozmak, birazcık dinlenmek bana iyi geliyor. Onca olay yaşadık, bu kadar aksiyon bana yeterli." Gülümsedi.

"Özledim..." Gözlerime baktı. "Yarın erkenden işe gideceğim." Dedi.

"Evimize döndüğümde beni böyle yalnız mı bırakacaksın?" Diye sordum.

"Bu yalnız bırakmak değil Beliz, sadece çalışıyorum." Diye mırıldandı. "Hem ben annenin evinin yanındaki evi almayı düşünüyorum. Kendi evimi satıp oraya yerleşelim istiyorum. Ben işe gittiğimde yalnız kalma diye." Başımı salladım.

"Seni sadece akşamları mı göreceğim yani?" Gülümsedi.

"Sen de üniversiten bitince benim yanıma gelirsin. Bebeğimize de annen bakar, biz de hiç ayrılmamış oluruz." Elimi karnıma koydum.

"Ben bebeğimizi nasıl bırakacağım?" Kurt güldü.

"Mecburuz şuri, istesek de istemesek de bırakmak zorundayız. İkimiz de çalışacağız sonuçta değil mi?" Başımı olumlu anlamda salladım.

Kamerayı göbeğime tuttum ve yavaşça tişörtümü sıyırdım.

"Büyümüş mü babası?" Güldüğünü duydum.

"Üç günde kocaman olmuş, maşallah yavrumuza." Dedi.

"Maşallah tabii benim minik yavruma." Dedim.

"İkinizi de özledim." Yavaşça karnımı okşadım.

"Biz de seni çok özledik." Dedim.

Kamerayı yeniden yüzüme tuttum.

"Sevgilim istersen kapatalım da sen uyu, çok uykun gelmiş belli." Dedim.

"Ben seni yarın ararım." Dedi.

"Tamam." Son kez yüzünü inceledim. "Kamerayı dudağına yakınlaştırsana." Kurt anlamayarak bana baktı ama dediğimi yaptı.

Dudaklarımı kameraya yaklaştırdım ve onun dudağını öpüyormuşçasına gözlerimi kapatıp büyük bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde Kurt'un güldüğünü duydum.

"Ah toliçona ah..." Başını iki yana salladı. "Çıldırttın da beni şurada, hamsi kokulum benim." Yüzümü buruşturdum.

"Kurt iğrençsin!" Dediğimde kahkaha attı.

"Haydi sen kızmadan ben kapatayım, iyi geceler yavrum." Dedi ve aramayı sonlandırdı.

Pislik!

Ne kadar beni sinir etmiş olsa da dayanamayıp güldüm.

Tam bir Trabzon ayısıydı..

***

Gözlerimi araladığımda gerindim ve saate baktım, öğlen olmuştu.

Yataktan kalktım ve tuvalete girip işlerimi hallettim. Yavaş adımlarla oturma odasına geldim ve babama baktım. Annem kendi odasında uyuyordu, babam ise koltukta uyuyordu.

Hâlâ uyuyan babama baktım ve gülümseyerek yanına uzandım.

"Günaydın baba!" Diye bağırdığımda gözlerini araladı.

"Beliz?" Dedi kısık bir sesle.

Yaklaşıp yanağını öptüm.

"Sabah sabah ne oluyor kızım?" Güldüm.

"Öğlen oldu babacığım." Dediğimde hafifçe gülümsedi.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin