SON MUM'UM

13 1 0
                                    

Ahu Zoray ben. 17 yaşındayım. Bir gün , okul çıkışı bizim tayfayla takılıyoruz yine bir kafede. Bunu sıklıkla yaparız ; Ve her defasında annem neden eve gelmediğini sormak için arar. Bu defasında aramadı. Heralde uyuya fln kalmıştır diye geçirdim içimden. Bi kaç saat sonra eve döndüm. Zile bastım , açılmadı. Çantamın ön gözündeki anahtarımla kapıyı açtım. 'Uyudu' kanaatine kesin olarak vardım.
-Uyuyan güzell! Uyan hadi ben geldim
Alaycı bir tavır takındım. Odalara baktım. Koridordan geçerken , banyonun kapısının açık olduğunu gördüm. Yüzümdeki alaycı tavır birden yerine telaşlı bir simâ bırakmıştı. Annem , küvette kanlı bir suyun içinde , bir eli küvetin içinde ; diğeri ise dışında. Elinden düşen bıçak yerde. Gözlerim , vücudumun kontrolü dışında doldu. Ve istemsizce yaşlar süzüldü. İlk şoku atlattıktan sonra annemin ölemiyeceğini düşündüm. İki parmağımı şah damarına götürdüğümde ; hala küçük bir ritim olduğunu hissettim. Hemen telaşla ambulansı aradım. Hastaneye gidene kadar olan kısım bende yok. Fakat hastanede "Geç müdahale edilmiş, geldiğinde çok kan kaybetmişti . Başınız sağolsun! " Denilişi bir an dâhii kulaklarımdan uzaklaşmıyor. Sanki sürekli etrafta aynı cümle söyleniyor gibi. Bu çok tuhaf. Babama aynı şeyi yaşayıp yaşamadığını sordum . Fakat benimle konuşmuyor bile!! Annemin ölümünden beni sorumlu tutuyor. Eğer eve erken gelseymişim engel olabilirmişim. Öyle söylüyor. Ve... Bu çok acı. Ama sanırım o haklı. Günlerce evden çıkmadım. Hayatımın en büyük travmasıydı. "Annemin ölümüne sebep oldum.!"  Buna inandırmıştım kendimi. Daha doğrusu babam inandırmıştı. Ne kadar zavallı bir cümle değil mi? Ne kadar çaresiz bir cümle!? Daha önce kendimi hiç bu kadar çaresiz , hiç bu kadar boşlukta , ne yapacağını bilmez hissetmemiştim. Ne zaman normal hayata dönmeye çalışsam Annemin o hali geliyor gözümün önüne. Sanki annem , "ben öldüm! Sen nasıl hayatını normal yaşayabiliyorsun ?" diyor gibi. Keşke annemi hiç bir saniye aklımdan çıkarmıyacak bir şey yapabilsem. Tam o anda bir ses duydum.
- yapabilirsin , neden yapmıyasın ki? Sol bileğine bir dövme yaptır. Tam benim kendimi öldürdüğüm yere kızım.
Sesin geldiği yere şaşkınlık ve korku ile baktığımda ; camımın kenarında bir güvercin benimle konuşuyordu. Korkumu ve şaşkınlığımı atıp dediklerini anlamam çok uzun sürmedi! Çünkü biliyordum ki annem beni bu çaresizlikten çıkarmak için gelmişti. Ve yardımı da olmuştu, en azından annemin istediğini yapıp yüreğimi biraz olsun ferahlatacağımı düşündüm.
Daha öncesinde de çaresiz hissettiğim çok an oldu ancak onları anlatmıyorum çünkü bugün annemin ölümünün 40. günü. Bir yerde okumuştum " sevdiğiniz birini kaybettiğiniz zaman yüreğinizde canınızı acıtan 40 mum yanar. Her gün biri söner. 40. gün ise göğüs kafesinizde tek bir mum kalır ve o mum sizinle daim kalır. " Bugün tek bir mumum kaldı anne , yüreğimi yakan son mum...
Aslında bugün anlatmaya başlamamın bir diğer nedeni ise bugün ilk defa benimle konuşmaya gelmen anne! Teşekkür ederim. Ben sana yardım edemedim fakat sen bana her şartta yardım ediyosun. Teşekkürler...

İNTİHAŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin