FinalBölüm - Tek Bir Gerçek Vardır, Mila

Start from the beginning
                                    

Ama karşımda nefretle baktığım o iki kadın da tepkilerini değiştirmemişti. Brooke'un Nina'yı saran kolları titrese de ödün vermiyordu duruşundan. Onları böyle gördükçe, içim ne kadar öfke doluysa hepsini üzerlerine kusmak istiyordum.

Tüm hayatımı benden çalan kadının şu an karşımda durup annelik yapmaya ne hakkı vardı? Benim sevdiklerimi teker teker benden koparırken ne hakkı vardı şu an kendi sevdiği kişiyi benden korumaya, sakınmaya?

"CEVAP VERSENE!" diye bağırdım ses tellerim kopacakmış gibi olurken. Bir anda yaşadığım patlama odadaki herkesi korkutmuştu. "Bunun yanına kalacağını mı sandın, lanet olası?! Nişanlımı öldürdükten sonra elini kolunu sallayıp kurtulabileceğini mi sandın?"

Parmaklarım tabancayı daha sıkı kavrarken "Ah, hayır hayır!" dedim yüksek sesle kahkaha atarak. "Benden o kadar kolay kurtulmanız mümkün değil."

Deli gibi görünmeyi önemsemiyordum çünkü delirmiştim. Son iki yıldır bu sıçtığımın bok suratlılarını arıyordum ve sonunda izlerini bulmuştum. Benden kaçtıkları yer bir fare deliği bile olsa, onları bulmaya ant içmiştim ve bulmuştum işte!

Sevdiğim kadını yatakta bırakıp gitmiştim ben be. Ne için ha, ne için? Hayatımı mahveden insanları gebertmek ve geri kalan hayatımı da hapislerde çürüyerek kendim mahvetmek için. Hah, nasıl plan ama?!

Brooke taktik değiştirmiş olacak ki, ellerini Nina'nın üzerinden çekip başının üzerine kaldırdı ve "Lütfen.." diye yalvarmaya başladı. "Bana ne istiyorsan yap ama kızıma dokunma. Bırak o gitsin."

"Neden?" diye sordum silahı Nina'nın üzerine doğrultup daha fazla ağlamasına sebep olurken. "Elly'nin üzerine düşen spotların civatalarını o gevşetmedi mi? Neden bir katili serbest bırakayım ki?"

"Onu öldürürsen sen de bir katil olursun, Mila!" diye haykırdı Brooke. "Katil olup hapislerde mi çürümek istersin yoksa Sarah'la mutlu bir hayat sürmek mi?"

"Mutlu mu?" diye sordum yine deli gibi gülmeye başlarken "Sence hayatında mutluluk olan birine mi benziyorum ben, Brooke?"

Söyleyecek bir şey bulamayınca tabancayı Nina'dan çekip Brooke'a doğrulttum.

Nina'nın ağlamaktan kızaran yaşlı gözlerine bakıp "İyi izle,"  dedim, hepimizin yaklaşan sonuna kendimi hazırlarken. "Gözünün önünde bir sevdiğinin öldürülmesi nasıl bir şeymiş, iyice izle."

Parmağım yavaş yavaş tabancayı ateşlemesi için tetiğe bastırırken, Brooke kızına son bir kez bakmış ve ardından gözlerini yumup ölümünü beklemeye başlamıştı.

Odanın içinde büyük bir gürültüyle patlayan silah sesini önce bir çığlık, sonra da Nina'dan yükselen "ANNE!" bağırışı takip etmişti.

○○○

Polis arabasından geldiğini bildiğim siren sesleri bulunduğum binanın çevresini sararken gözlerimi yumdum ve sırtımı duvara sürte sürte çöktüm duvar dibine.

Elimde hâlâ tutmaya devam ettiğim tabancayı fark edip hemen yanıma bıraktım ve hafifleyen elime bakıp "Ben ne yaptım..?" diye fısıldadım.

O sırada kırdığım kapıdan eli silahlı Nicholas girmiş ve bir benim bir de Brooke'la Nina'nın olduğu tarafa bakıp gözlerini benimle buluşturmuştu.

Nicholas yüzünde kırık dökük bir ifadeyle bana bakarken yavaşça Brooke'a doğru yaklaşmaya başladı.

Ve o sırada kapıdan biri daha girmişti:

Chole..

Koşarken çarptığı kapıdan sıyrılıp bana baktı ve "Mila!" diye bağırıp ağlayarak üzerime çöktü, iki yıldır sesini dahi duymadığım tek dostum.

YetimhaneWhere stories live. Discover now