Special Show-Yuvadan Kaçış

Começar do início
                                    

Heun'u canımızdan çok seviyorduk.Ben ve Jongin onu evlatlarımızla birlikte,verebildiğimiz en iyi şartlarda büyütmüştük ve o öyle muhteşem bir kız olmuştu ki,onu altın bir kafeste saklamak istiyorduk.Nitekim şimdi de onu bir el oğluna vermek öyle zorumuza gidiyordu ki kabullenmek istemiyorduk.

"Ben karşıma alamam o çocuğu." dedi Jongin. "Ben tanışmam.Üzgünüm Bayan Oh.Yarın akşam yemeğinde ben olmayacağım.Mazur görün."

Jongin derin bir nefes aldıktan sonra üst kata çıkarken onu izledim.Kim Jongin sevdiği insanları öyle güzel sahipleniyordu ki,paylaşma kültürü hiç yoktu.Çocuklarını pay etmek istemiyordu.

Gece vakti herkes odasına çekildiği vakit Jongin'in yanına ilerlerken elimde bir bardak su taşıyordum.Telefonum cebimde titredi ve Heun güzel sesiyle beni gülümsetti.

"Kraliçem."

"Sehun,seni özledim.Ne yapıyorsunuz?"

Merdivenlerin ortasına oturarak başımı duvara yasladım.Heun bu gece kütüphanede sabahlayacaktı ve ona bu tür şeyler için izin vermekte sıkıntılar çekiyordum.Onu şehirde bırakıp kasabaya gelmek hoşuma gitmiyordu.

"Noah'la maç izliyorduk.Jongin ve Yuil uyuyorlar."

Heun,"Jongin nasıl?" diye sorunca,"Barut gibi." dedim. "Bir plan yaptık.Şu çocuğu önce ben sonra da Jongin bir güzel benzeteceğiz."

Heun kıkırdayarak,"Sehun." diye sitem etti.
"Sevgilim sahiden harika biri.2 yılı devirdik Sehun.Üstelik hiç görmemiş de değilsin.Sizden saklamak istemiyorum.Benim için özelsiniz."

"S*keyim sevgilim ne ya?Kelimelerin canımı sıkıyor Heun."

Heun gülerek,"Çocuğun pozisyonu bu." dedi.Kısa bir sessizliğin ardından, "Sadece bana destek olun istiyorum." diye konuştu. "Sizsiz ne yaparım ben?Lütfen Jongin huzurlu olsun.Ben çok mutluyum Sehun."

Omuzlarımı silkerek,"Madem öyle.." diye konuştum. "Madem öyle,senin mutluluğundan daha önemli hiçbir şey yok kraliçem.Şu çocuğu bir görelim önce.Ben Jongin'i hallederim."

Keyfinin yerine geldiğini hissettim.Heun yarın akşam kasabada olacaklarını söyleyip telefonu kapatınca bir iç çekerek yerimden kalktım.Odamız sessizdi.Jongin kapının açıldığını hissedince yatakta doğruldu.Sağ elini bana doğru uzatıp,"Sarıl bana." dedi.Yanına yaklaşıp kollarının arasına kuruldum.Burnunu saçlarıma sürterek beni defalarca öptü.Senelerin ondan götürdüğü nadir şeylerin aksine,sevgisi gün geçtikçe günüme gün katıyordu.Beni bir defa daha ne pişman etmişti ne de üzmüştü.Hatalıysam da orta yolu bulan hep o olurdu.Jongin'e bir ömür borcum vardı.

"Heun'la konuştum." dedim. "Kütüphanedeymiş.Yarın akşam vakitleri kasabada olacaklar."

Jongin bir iç çekerek benimle birlikte sağa sola yavaş yavaş sallanmaya başladı.

"Abarttım mı ben Sehun?Kızlarımı paylaşamıyorum,sence çok mu büyük tepki gösteriyorum?"

Sesi yumuşacıktı.Yavaş ve tane tane konuşuyordu.Sırtını okşayarak,gerdanına bir öpücük kondurdum.

"Hakkın var." diye mırıldandım. "Eski tanıdıklardan birini kiralayıp çocuğu vurdurasım var ama Jongin,Heun onu seviyor.2 yıldır birlikteler ve biz de biraz büyüklük mü göstersek?Bir gelsin çocuk,baktık olmuyor,ambargo koyarız.Ne dersin?"

Jongin beni biraz uzaklaştırarak yüzüme baktı.Elleri yüzümü okşadı,parmakları saçlarımı.Dudakları alnıma değince gülerek,"Ne güzel konuştun." dedi. "Bunca yıl önüme ne sıkıntı çıktıysa beni kurtardın Sehun.Elimi tuttun,bana yol gösterdin.Sensiz ne yapardım ki?"

BUM MOMMYOnde histórias criam vida. Descubra agora