ACIMASIZ & TEHLİKELİ

AURORA OWEN

Odadan çıktıktan sonra sekreterin yanına giderek Bay Edward ile görüşmemiz gerektiğini söyledim. Bizi yönlendirerek Edward'ın odasına götürdü ve Edward'ın henüz gelmediğini biraz beklememiz gerektiğini söyledi.

Bizi uğraştırdığı için James'le ayrı bir görüşmem olacaktı. En nefret ettiğim şey kendilerini dünyanın merkezi sanan kişilerdir. Sabahtan beri bir oraya bir buraya yönlendirilip duruyoruz ve benim canım çok sıkılmaya başladı.

"Hey Aurora neden beklediğimizi söyleyecek misin?" dedi Marcus.

O içimizde en sempatik en şakacı kişidir. Yeterki damarına basmayın. Ama Marcus bile sinirlenmeye başladıysa Mark'ı düşünemiyorum bile. Mark'a baktığımda gözlerinden ateş çıkıyordu resmen. Mark... Onu anlatmaya kelimeler yetmez ama en basiti herşeye hemen sinirlenir. Zaten bu iki kişiyle benden başkası çalışamaz. Bizim geçmişimiz on sene önceye dayanır. O zamanlar hepimiz çaylaktık ve hayallerimiz vardı. Sonuç mu? Üçümüzde çok kayıplar verdik. Bizden çok şey aldılar. Şimdiyse yaşayan ölü gibiyiz. Duyguları alınmış sadece göreve odaklı robot misali yaşıyoruz hayatı. Ben onlara bakarak geçmişi düşünürken Mark agresif bir şekilde

"Sen prosedürlerle ilgilen ben gidiyorum bana haber verirsin" dedi.

Mark'a tam "Bekle geliyoruz" diyecekken bir adam geldi ve bize

"Merhaba ben Edward Luther. Sizi güvenlik şirketinden mi gönderdiler?"dedi.

Marcus alaycı bir şekilde

"Hayır temizlik şirketinden gönderdiler." dedi.

Edward şaşırmış bir şekilde bize baktı .

"Ah kusura bakmayın dış görünüşünüzden koruma olacağınızı düşünmüştüm."

Mark ukala bir şekilde

"Dostum sence temizlik için mi bekliyoruz burda? Bu tiple ve bu kaslarla bu yakışıklılıkla..." diye devam ederken ben araya girip

"Bizi güvenlik şirketinden gönderdiler. Bay Carey'le görüşmemizi yaptık ve işe alındık. Sizinle detayları görüşmek için geldik."
En sonunda olayı anlayan Edward bizi odasına aldı ve konuşmaya başladı.

" Üçümnüzde de yakın koruma olarak görev yapacaksınız. Carey'i 7/24 koruyacaksınız. Ve ne diyorsa onu yapacaksınız. Başka Korumalar da olacak evin dışında ve burada bu iş yerinde ama sadece siz evin içinde ve şirket içinde koruyacaksınız. Bir de sözleşme yapacağız. Ne öğrenirseniz öğrenin gizli tutacaksınız. Bir nevi gizlilik sözleşmesi gibi."

Üçümüzde Birbirimize baktık. Bizim için sorun olmadığından tamam dedik. Sözleşmeyi imzalayıp Yarın sabah evinde olacağımızı kararlaştırdık.

Bizimkilerle beraber şirketten çıktık. Tam arabaya binip gidecekken sekreter koşuşturarak nefes nefese "Bayan Aurora" diyerek beni durdurdu. "Bay Dark içinizden birini yanına istedi."

"Neden?"

"Bilemiyorum patronum bana genellikle açıklama yapmaz" dedi.

Mark ve Marcus'a baktım. Olumsuz anlamda kafalarını salladılar.

"Sen git zengin züppesi ile. Biz yarın başlarız."dedi Marcus.

Bende tamam diyerek şirkette geri döndüm. Carey'in odasına daldım. Bana bakarak

"Kapıyı çalmanın gerekmiyor muydu?" dedi.

" Geleceğimi biliyordunuz. Siz çağırmıştınız."

" Evet çağırdımda. Neyse uzatmaya gerek yok. toplantım var ve benimle geliyorsun hazırsan çıkalım."

"Hay hay Bay Carey." dedim.

Bana tuhaf tuhaf baktı ve sabır dilercesine kafasını salladı.Önden dışarı çıktı.Bende gülerek onun takip ettim. Arabanın yanına geldik. Arabanın kapısını açarak sürücü koltuğuna oturdum. Carey'e baktığımda aptal aptal çevresine bakıyordu. En sonunda arabaya bindi. Söylediği yere geldiğimizde arabadan indim. Restorana doğru yürümeye başladım. Arkama baktığımda Carey hala arka koltukta oturuyor ve bana bakıyordu. Arabanın yanına geri dönüp

" İnmeyi düşünmüyor musunuz? Yoksa yanlış yere mi geldik?"

"Hayır doğru yere geldik."

" Madem doğru yere geldik neden hala arabada oturuyorsunuz?"

En sonunda arabadan indi ve

" Kapıyı sizin açmanız ve arkamdan yürüyüp etrafı gözetlemeniz gerekiyordu."

"Bay Carey pardon ama ben sizi korumak için buradayım. Kapınızı açmak için değil. Arabayı ben kullanmış olabilirim ama bu şoförünüz olduğum anlamına gelmiyor."

"Ha öyle mi bayan çok bilmiş?"

Gerçekten bu adamdan çekeceğim vardı. Aldığım nefesi sıkıntıyla soluyarak etrafıma baktım.O sırada karşıdaki binanın çatısındaki keskin nişancıyı görür görmez Carey'in üstüne atladım...

Merhaba arkadaşlar...
Olumlu veya olumsuz yorumlarınızı bekliyorum.
Şimdiden hoşçakalın. Yarın gece görüşmek üzere.