Annem, bakışlarını kısa bir anlığına bana çevirdikten sonra "Doğuma yakın bir zamanda bebeği öğrenmesini sağlayacağız." diye mırıldandı.

Duyduğum şeyle gözlerim kocaman oldu. Bunun anlamı, bebeğimi bile isteye tehlikeye atmam gerektiğiydi. Kesin bir dille "Hayır." dedim. "Vera'nın ona yaklaşmasına izin veremem."

"Alex de buna izin vermez." dedi Anastasia beni ikna etmek ister gibi. Masanın üzerindeki hançeri eline almıştı. "Vera'yı öldürecek. Bir daha asla endişelenmek zorunda kalmayacağız."

Hiçbir şey söylemedim. Bu sırada Kate araya girerek "Büyü için Alex ve Teo'nun kanı gerekiyor." dedi. Bakışlarımı Alex'e çevirdim ancak o çoktan bileğini Kate'e uzatmıştı.

Aynı şeyi Teo da yaptıktan sonra Kate, kanla dolu kaseyi önüne çekti ve izin ister gibi bana baktı. Bu kadar yaklaşmışken vazgeçemezdim. Plana sadık kalmaktan başka şansım yoktu.

Ayrıca, Alex'in bebeğimizi korumak için her şeyi yapacağını biliyordum.

Hafifçe başımı sallayıp ona izin verdim ve Kate gözlerini kapatıp büyüyü yapmaya başladı. Her yeni kelimede, etraftaki mumların alevleri havayla dans ediyordu. Birkaç adım uzaklaşıp Alex'in yanına ulaştım.

Gerginliğimi anlamış gibi, elini belime yerleştirdi ve beni kendisine doğru çekti. Başımı omzuna yaslayıp Kate'i izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra, kasedeki kan ip şeklini aldı ve hançere doğru ilerlemeye başladı.

Ve sonra, her şey bir anda durdu.

Bittiğini düşünmüştüm ancak kızın yüzündeki ifade yolunda olmayan bir şeyi işaret ediyordu. Kate, bakışlarını bize doğru çevirip hepimizi şoka sokacak soruyu sordu.

"Başka bir kardeşiniz olmadığına emin misiniz, Alex?"

*************************************************

Alex dolaptan çıkardığı giysileri bavula tıkıştırırken onu izliyordum. Geçirdiğimiz son yarım saat oldukça ilginçti. İlk önce, Vera'nın başka bir çocuğu daha olduğunu öğrenmiştik.

Daha sonra, tıpkı benim gibi bir melez -yarı cadı yarı vampir- olduğunu ve buradan birkaç saat uzaklıktaki bir kasabada yaşadığını ise Kate'in büyüsü sayesinde bulmuştuk.

Şimdiyse, Alex onu buraya getirmek için gidiyordu.

Kapıya yaslanıp "Başka bir kardeşiniz olduğuna inanamıyorum." diye mırıldandım. Farklı bir babadan olsa da Vera gibi ortak bir noktaları vardı. Alex bana bakmadan "Ben şaşırmadım." dedi. "Annemle ilgili şeylere şaşırmayı çoktan bıraktım."

"Nasıl olur da başka bir kardeşiniz olduğunu size söylemez?" Şimdi, hayret dolu bir sesle konuşmuştum. "Teo ve ben vampir olduktan sonra annem bizden nefret etti." Alex kısa bir anlığına duraksamıştı.

"Bu yüzden, şansını tekrar denemiş olmalı." Ses tonundaki hüznü yakalamıştım ancak ses çıkarmadım.

Vera, kendisine lâyık bir evlat yetiştirme konusunda takıntılıydı. Belki de, öz çocuğu olmamama rağmen benimle de bu yüzden ilgilenmişti. Beni istediği gibi yetiştirecek ve meclis için feda edip kahraman olacaktı.

Neyseki ben de Vera'ya İhanet Edenler Kulübü üyesiydim.

Odanın içine girerek yatağın karşısındaki bej rengi koltuğun kenarına iliştim. "Ben de gelmek istiyorum." Alex bavulu sertçe kapatıp aşağıya indirdi. "Aklından bile geçirme, Alexandra."

"Ama onu merak ediyorum." diye direttim. Gidemeyeceğimi biliyordum ancak yine de şansımı denemek istemiştim. Alex derin bir nefes alıp dudaklarını ıslattı ve yüzüme bakabilmek için diz çöktü.

İçgüdüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin