Bölüm 44.

4.5K 270 133
                                    

2 ay sonra..

"Kızım iyi misin?" Babaannem yanıma gelerek elini alnıma koydu. Iyi değildim. Kendimi boktan hissediyordum.

"Bilmiyorum. Biraz başım ağrıyor " dedim mırıldanarak.

"Ah be kızım, bu Kayseri yaramadı sana. Geldiğimizden beri ne doğru dürüst yemek yedin, nede doğru dürüst uyku uyudun. Istanbulu mu özledin aileni mi özledin anlamadım. Okuldanda devamlı uyarı geliyor. Bir haller oldu sana." Gözlerim dolunca gizlemek için başımı yana çevirdim.


"Denizim,Deniz gözlüm bak bakayım babaannene.." eliyle başımı çevirip gözlerini gözlerime dikti. Gözlerimi ondan almıştım. O da benim gibi mavi gözlü hafif sarışın bi kadındı.

"Neyin var kuzum?" O böyle diyince ağlamaya başladım. Bana sımsıkı sarılıp sırtımı sıvazlıyordu.

"Babaanne... ben çok kötüyüm." Dedim ağlayarak. Ondan ayrılıp dizlerimi karnıma çektim ve öylece oturdum.

"Noldu bakayım anlat babannene.. " önce anlatmak istemesemde daha ne kadar kaybede bilirimki düşüncesiyle her şeyi anlatmıştım. En başından bu güne kadar..

"Yavrum,sen.. neden bana söylemedin? Kalırdık orda gelmezdik. Neden bana zorla gönderildiğini demedin?" Aglayarak babaanneme baktım.




"Ne deseydim babaanne? Çaresi yokki.."



"Peki babanlar biliyormu erkek arkadaşını?" Başımı iki yana salladım.




"Dedim ya.. onlara göre benim yaptığım namussuzluk. Ama ben.... ben aşık oldum. Başka kimseyle konuşmadim ki. Bir tek o vardı. Kimse yoktu. Yemin ederim daha elini bile doğru dürüst tutmamıştım." Babaanem gülerek bana baktı.





"Ben sana inanıyorum birtanem. Şimdi sil gözyaşlarını, kek yaptım gidip yiyelim. Uzun uzun konuşalım. Sonra bakarız bir çaresine.." başımla onayladım. Ayağa kalkıp babaanemin koluna girerek mutfağa gittim. Artık daha iyi hissediyordum. Kim bilir belki bir mucize olurdu da tekrar Istanbula dönerdim.






*****

Rüzgar..

O

damda oturmuş karşımdaki test kitabına bakıyordum. Iki saattir gözüm soruların birinde kullanılan sözcüğe takılmıştı.





Mavi.









Derin bir ah çekip sayfayı çevirdim. Tam yeni sayfayı okumaya başlamıştım ki kapının aniden açılmasıyla yerimde zıpladım.




"Feritim,napıyorsun bakalım?" Gelen babamdı. Uzun zamandır şehir dışındaydı. Bu yüzden bizi görmek için biraz sabırsızdı.





"Korkuttun baba." Dedim elimi damağıma götürürken.  Eliyle saçımı okşayıp başıma öpücük kondurdu.





"O kadar sıkıldım ki Ferit.. anlatamam. Anam ağladı resmen." Kendini yatağıma bıraktı. Dejavu





"Ay baba, herzaman şikayet etmek zorundamısın? " dudaklarını büzerek bana baktı.




"Annene söyleyince kızıyor tek sırdaşım sensin yoksa bende meraklı değilim sana. Hem ayrıca orası gerçekten sıkıcı. " elimdeki kalemi masaya bırakıp ona baktım.





"Yani siyah siyah takım elbiseli adamlar,önünde kırmızı ve mavi dosyalar, sıkıcı grafikler ve çizimler, ha birde kendini güzel sanan sekreterler.... resmen soğudum hayattan." Gözlerimi kapatıp iğrenç bir şeymiş gibi konuşmaya başladı. Bense gülümseyerek oonu izliyordum.






Anonim : Mavi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin