Y.U-8/"DİLBERİM"

En başından başla
                                    

Yusuf ayağı kalkınca ona baktım.

"Sonra konuşuruz o zaman.  "

Başımı salladım.

"Görüşürüz"

Sınıftan çıkıp gittiğinde Umut arkasından sert bakışlar atmıştı. Başını bana çevirince hemen önüme döndüm.

Amacım onu kıskandırmak değildi,  ama kıskanmıştı işte. Oh olsun! Aslı ile onu gördüğümde bende deliye dönmüştüm. Meral çantası ile birlikte yanıma gelip oturdu ve kulağıma yaklaştı.

"Umut bana sizi sordu."

Şok ile ona baktım.

"NE!?"

"Ne bağırıyorsun kızım?"

Etrafına bakıp tekrar bana döndü.

"Kapının ordaydı size bakıyordu sinirli sinirli. Sonra beni çağırdı, şey dedi. 'Bu Yusuf Eda ' dan mı hoşlanıyor? ' diye sordu. Ben de 'olabilir' dedim. Sonra da sırasına gitti işte."

Sinirle başına vurdum.

"Meral sen salak mısın? Niye olabilir diyorsun?  Ya kavga ederlerse?"

"Ben düşündüğümü söyledim."

Ona sinirle bakarken hoca sınıfa girdi. İkimizde sessiz  olup hocayı dinlemeye başladık.

Umutsuz bir günün Ardından okul sona ermiş, öğrenciler evlerine dağılmaya başlamıştı. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip çantamı omzuma taktım ve sınıf kapısına yöneldim. Sınıfta sadece Umut ve ben vardık. Hiçbir şey yapmadan beni izliyordu,  farkındayım elbette.

"Eda.."

Sesi kulaklarıma geldiğinde adımlarım durdu. Elimde tuttuğum telefonu daha sıkı kavradım.
Yanıma geldi, ancak bakışlarım kapıdaydı. 

"Konuşalım mı?"

Konuşalım, saatlerce durmadan birbirimize anlatalım.

"İşim var. "

Tam adım atacağım sırada önüme geçti ve,
"Beş dakika" dedi. Başımı iki yana salladım. Beş dakika az değil mi gamzeli oğlan?

"İşim var."

Hala yüzüne bakmıyordum. Aslında korkuyordum, dün ki gibi bana boş bir ifade ile bakar diye.

"İşin olmadığını biliyorum. Tamam iki dakika olsun."

Gözlerimi gözlerine çevirdim. Boş bir ifade yerine, bakışlarında pişmanlık vardı.

"Sana ayıracak zamanım yok." dedim sertçe. Yalan söylüyorum Umut, inanma.

Sustu. Bunu fırsat bilip yanından geçip gittim. Öyle bir geçtim ki, fark etmedim bile arkamda ki kişinin paramparça kalbini.

UMUT ÖZDEMİR

Bedeni giderken yanımdan,  ruhu kaldı geriye. Kokusu sızlattı burun direklerimi. Saçları uçuştu olmayan rüzgarda, esintisi yaşarttı gözlerimi.

Besteler yazdığım kız, bilinmezliğe karıştı. Ve itti beni kara deliğin içerisine. Öyle bir geldi, geçti ki; hafıza kaybı yaşadım anlık.

YENİLENEN UMUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin