12.BÖLÜM - HADİ BAKALIM KOLAY GELSİN

15.4K 1.3K 272
                                    

gecikme için özür dilerim, ama inanın bu bölümü bile zor yazdım. sağlık durumum pek de iyi değil =) keyifli okumalar =)

Karaca derin nefes alarak kahvaltı hazırlamaya başlayan adamı izliyordu. Kartal kıza bakmadan domatesleri, salatalıkları hızlı hızlı doğradı. Sonra başını arkaya çevirip, onu izleyen kıza gözlerini kısıp baktı.
“Bi yardım et istersen? Ayıp olmuyor mu? Beni çalıştırıyorsun sen kurulmuş oturuyorsun. Bir bayana yakışıyor mu?”

“Misafirim ben,” dedi Karaca şımarık bir ifade ile.
“Ev sahibi olacağın günleri de göreceğim ben,” diye homurdandı, ama Karaca bunu duymadı. Kıza sadece “Peki,” diye mırıldanıp işine döndü.
Sofrayı hazırlayınca Karaca’nın tabağına omletini koydu.
“Teşekkür ederim.”

“Afiyet olsun.”
Birlikte karşılıklı oturup kahvaltı ederken Kartal kızı soruları ile sıkıştırıyordu.
“Alaçatı’ya gittin mi hiç?”
“Gittim-“ bir an durdu. “Çok uzun oldu tabi, çok önceden gitmiştim. Otelde kaldık,” kendi kendine güldü. “Birinin evinde kalacak değildik tabi ki otelde kalacaktık. Bendeki de laf.”

Adam sırıttı. “Yani. Benim eve gideriz bir ara. Görsen, bayılırsın. Geçen bir erkek arkadaşımla oradaydım. Tabi bir bayanın yerini tutmaz ama, iyi vakit geçirdik. Futbol falan oynadık.”
Karaca’nın içtiği içecek boğazında kalacaktı. “Ne kadar ‘geçen bir zaman’dı?”

“Şu tanıştığımız balodan bir hafta önce falan,” dedi umursamaz bir şekilde yemek yerken.
“Erkekleydin yani?”
“Evet.”
Karaca önündeki koca bardak buz gibi suyu bir dikişte içti. Yalan da değil, erkek gibiydi sonuçta o zamanlar. Kabul ediyordu. Jartiyer ne bilmezdi. Anam o ne anlardı göz süzmeden, adamı baştan çıkarmadan. O bir adamın dövülecek yerlerini süzerdi.

“Doyduysan...” deyip, sırıttı. “Şu başbaşa kalmak için çabaladığın şeyleri yapalım mı? Mesela ne yapmak istersin?”
“Küşleme yiyecektik?”
“Daha yeni kahvaltı ettik Karam, akşam yeriz onu. Acıkmak için enerji harcamamız lazım, öyle değil mi?” deyip ayağa kalktı ve kıza elini uzattı.

Karaca yutkunarak adamın elini tuttu. ‘Gitti mi bakireliğin bok yoluna Karaca? Adamı peşinden süründürecektin, üstünde sürtmeyecektin kızım!’
Birlikte merdivenlerden aşağı indiler. Ahşap bir kapının önünde durup, kızı süzdü. “Bu kıyafetlerle pek rahat edemeyeceksin ama yapacak bir şey yok,” deyip, kapıyı açtı.

Karaca bayılacağı an gördüğü şeyle gülmeye başladı. “Masa tenisi, en bi sevdiklerimden biri. Bu kıyafetle tabi ki olmaz canım, ama yapacak bir şey yok. Oynarım ben, sıkıntı değil. Gerçekten-”
“Karaca sakin!”

“Sakin evet. Ben fazla konuştum sanırım,” deyip, dudaklarını dişledi.
Kartal kıza bir adımda yaklaşıp, parmakları ile dudaklarını dişlerinin arasından kurtardı ve kıza kulağına eğildi. “Ofsaytlık hareket yapma, on ikiden çakarım golü, görürsün o dudaklarım filelerle nasıl buluşuyor,” deyip, kızın anlayacağı dilden durumu anlattı ve içeri girdi.

Karaca ise kapıda adamın arkasından baka kaldı. Şimdi bu hangi Karaca’ya laf çarpmıştı?

***

“Bundan da al biraz Nevra kuş kadar yiyorsun Aşkım.”
“Serkan aç kalkacak değilim masadan. Yedim işte.”
Serkan kaşlarını çattı. “Kuş kadar.” Diye çıkıştı.

Hasan’ın bakışları Nevra’yı rahatsız ediyordu. Serkan kızı hiç yalnız bırakmasa da Nevra adamın bir açık yakalamaya çalıştığının farkındaydı. Her yerden engellemişti adamı ama iş yerine gelmesinden korkuyordu.
Nevra “Ben ellerimi yıkamalıyım,” dedi masadan kalkarken. “Ellerinize sağlık Sema teyzecim, her şey mükemmeldi.”

KARA KARTAL / KARA SERİSİ II  - FİNALWhere stories live. Discover now