Elif ile mesajlaşmamın üzerinden saatler geçmişti, hava kararmıştı ve Egemen hâlâ mesaj atmamıştı. Ben mesaj atsam, çok mu abes kaçardı? Neden kaçsındı? Neticede o benim sevgilim değil miydi? Sevgilimdi. Egemen ve ben sevgiliydik. Bu gerçeği anımsamak bir anda kalp atışlarımı hızlandırdığında bunu ilk defa kendime itiraf ettiğimi fark ettim. Üzerinde fazla durmamak adına telefonumu alıp ileti kutuma girdim.

Gölge: Sevgilim.

Gölge: Lan şaka maka sevgilimsin be.

Gölge: SEVGİLİM!

Gölge: Benim sevgilim.

Gölge: Allah'ım yarabbim yüce mevlam, sen karım diyeceğim günleri de göster.

Gölge: Çok amin.

Gölge: Ee, n'aber sevgilim? :)

Siz: İyidir, senden?

Gölge: Hiç bu kadar iyi olmamıştım...

Gölge: Olmuştum aslında.

Gölge: Bana beni sevdiğini söylediğinde. :)

Gölge: Sana sarıldım Temmuz. Rüya gibi bir andı, hâlâ gerçek olduğuna inanamıyorum.

Gölge: Ve ne anladım biliyor musun?

Gölge: Son nefesimi verene kadar seni yanımda istiyorum.

Siz: Egemen, kime ne iyilik yaptım bilmiyorum ama iyi ki yapmışım ve karşılığında seni tanımışım.

Gölge: Seni seviyorum.

Siz: Seni seviyorum.

Sabahın erken saatlerinde annemin sesiyle uyanıp aceleyle yataktan çıktım. Bugün parti günüydü! Hızlı bir şekilde pijamalarımdan kurtulup üzerime rahat bir şeyler geçirdim ve gerekli eşyalarım yanıma alarak evden ayrıldım. Yol üzerinde bir yerden Elif'in istediği poğaçaları da aldıktan sonra oldukça hızlı bir şekilde yoluma devam ettim.

"Hey! Günaydın, geç bakalım." dedi Elif beni içeri almadan hemen önce.

"Günaydın, neden yüzün asık?"

"Eren meselesi işte, biliyorsun."

Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. Kahvaltımızı yaparken bir yandan da mesaj yazıyordum.

Siz: Umarım partiye başkasıyla gelmezsin...

Siz: Eğer böyle bir şey yaparsan, kendini ölülerden say.

Eren: Saçmalama Temmuz, söyledim ya! Egemen ile beraber sizi almaya geleceğiz, o zaman öğrenecek.

Siz: Tabi ben daha önce davranıp söylemezsem. :)

Eren: Seni öldürürüm.

Göz devirip Eren ile olan mesajlarımdan çıktım ve alıcı kısmına Egemen'in numarasını girdim.

Siz: Hey! Ne haber sevgilim? :)

Gölge: Mükemmel! Senden ne haber sevgilim? :)

Siz: Iy bu çok romantik oldu, art arda söylemesek iyi olur...

Gölge: Sen gerçekten en güzel anların katilisin.

Gölge: Bir de erkeklere odun dersiniz.

Gölge: Hey yavrum hey.

Gölge: Neyse, kaçta hazır olursun? Kaç gibi geleyim?

Siz: Yedi?

Siz: Eliflerdeyim bu arada.

Gölge: Tamamdır, seni seviyorum.

Gülümseyerek telefonumu bırakıp Elif'e döndüm. Sessiz bir şekilde kahvaltısına devam ediyordu. "Elif!" dedim sesimi biraz yükselterek. "Daldın gittin."

"Ha, biraz öyle olmuş." dedi bana bakıp. "Sence Eren'i ve o kızı dövsem çok mu komik bir duruma düşerim?"

Sırıttım. "Salak olma."

Gülerek kalkıp kendi için ilk, benim için de ikinci kahveyi hazırlamaya başladı. Birkaç saati muhabbet ederek öldürdükten sonra hazırlanmak için ayaklandık.

"Elif, mükemmel görünüyorsun." dedim hayranlıkla Elif'e bakarken.

"Dur, daha makyajım var." derken gülümsüyordu. "Sen de artık giysen de, ben de senin için bir çıkarımda bulunabilsem..."

Kafamı sallayarak onayladıktan sonra elbisemi giydim. Makyajdan pek anlamıyordum ama Elif'in yardımıyla yeteri kadar yapabilmiştim. "İşte, bitti!"

"Hih! Çok güzel oldun kızım! Egemen seni görünce düşüp bayılmazsa iyidir..."

Güldüm. "Sen de harika görünüyorsun." İkimiz de gülerken kapının sesi gülmemizi böldü. Önde Elif, arkada ben olmak üzere kapıyı açmak için odadan çıktık.

Elif kapıyı açtığında gözlerim doğruca gitmesi gereken yeri bulup Egemen'e sabitlendi. Onun da bakışları hiç kaymadan beni bulduğunda gülümsedim. "Oha." dedi kısık sesle. "Sen gerçekten mükemmelsin."

Birkaç adım atıp yanına gittiğimde kolunu bana uzatıp koluna girmemi bekledi. Beklenileni yaptığımda iç geçirdi. "Temmuz, çok güzelsin. Gözlerimi senden ayırıp nasıl etrafa bakacağım?"

"Bakmayacaksın." dedim gülerek.

"Bakmayacağım... Zaten senin yanında senden başka bir yere bakmak gözlerime haksızlık olur."

"Seni seviyorum."

"Seni çok seviyorum."

TEMMUZ |TextingWhere stories live. Discover now