1.bölüm-Kıyafet Yönetmeliği🌹

11.3K 433 99
                                    

Rahatsız edici alarm sesi gözlerimi açmama sebep olurken isteksizce yattığım yerden doğruldum. Gri bir yatağın içindeydim. Ruhum gibi karanlıktı evimin her köşesi.

Yüzümü ovuşturduktan sonra banyoya yöneldim. Sabah rutinimi yerine getirdikten sonra evden çıktım.

Motorsikletimi park ettikten sonra otomatik kapıdan içeriye girdiğimde etrafımdaki herkesin benim gibi asık suratlı olduğunu gördüm. Pazartesi sendromu beni herkesle kısa bir süre de olsa eşitliyordu. Odama girip siyah tuniğimi astıktan sonra masama yerleşip işe başladım.

Öğle molasına 15 dk kala tıklanan kapı sesiyle irkilsem de buyur ettim. İçeriye gelen genel müdürün sekreteri önüme bir dosya ve bir poşet bırakıp yanımdan ayrıldı. Merakla dosyayı açtığımda ise büyük bir şok geçirdim. Kıyafet yönetmeliği değişmişti. Siyah tişörtü ve kot pantolonundan ayrılamayan ben siyah hafif yırtmaçlı mini bir etek, beyaz fakir kol güpürlü bir gömlek ve kırmızı rujlu iddialı bir makyaja nasıl geçebilirdim ? Sabah kalktıktan sonra beş dakikada hazırlanabilen ben nasıl hazırlanabilecektim?

Sıkıntıyla oflayarak odamdan ayrılıp müdürün odasına yöneldim.
Kapıyı tıklatarak girdim ve hiddetlenerek "Müdür bey, yönetmeliği okudum ve açıkça itiraz ediyorum." dediğimde karşımda pişkince sırıttı.

"Ah, kurallar be Sıla'cığım! Naparsın? Mecbur uyacaksın."

"Müdür bey ben bu kıyafeti giymem." dedim net bir şekilde.

"Sıla, neden bir tek sen pürüz çıkartıyorsun? Yaşıtların zaten bu tarz giyiniyordu. Tek tip olsun dedik. Sen neden diğerleri gibi değilsin. İşe böyle gelinir mi?" diyerek eliyle üstümü işaret etti.

"Kıyafet özgürlüğü hakkımız var."

"Bu iş yerinin de kuralları var."

Derdimi anlatamayacağımı anlayıp odayı terkettim. Kesinlikle böyle giyinmeyecektim.

"Sıla müdürün odasından geliyor. Kesin yeni yönetmelikten dolayı gitti." dedi bir çalışan. Aldırmasam da biri adımla seslenmesiyle dönüp baktığımda karşımda süs abidesi Neşe duruyordu. Benimle uğraşan tek kişi zaten oydu.

"Noldu tatlım, o çırpı bacakların görünecek diye korkuyor musun? Kesin oralar orman gibidir. Göstermediğine göre."

"Senin göstermedik yerin kalmadı. Pardon iç organlarını görmemiştik. Onlar ne haldeler de onları göstermiyorsun acaba" dedim ve onun cevabını beklemeden odama geçtim. Öğle yemeği vaktinin geldiğini farkedip aynı hızla odadan çıktım.

Müdür haklıydı, sadece ben böyle giyiniyordum. Diğerleri çok güzel kıyafetler giyiyor, uygun makyajını yapıyorlardı. Yüzünde bir kıymık kadar da olsa boya olmayan sade, gösterişsiz bir ben vardım. Aslında böyle daha çok dikkat çekiyordum ama başka şekilde yapamıyordum.

Akşam işten ayrılırken müdür ile karşılaştık.
"Yarın böyle gelirsen seni kovarım." dedi ve yoluna devam etti. İçimde patlayan volkanla başbaşa kaldım.

Hiç peşinat olmadan kendime ev aldığım için kredi ödüyordum. Kovulmak işime gelmezdi. En iyisi ben istediğim işe ulaşana kadar kurallara uyacaktım ve bu benim canımı acayip sıkıyordu.

Eve girip adetim üzere duş aldıktan sonra saçlarımı kuruttum ve muhteşem bir ev topuzu yaptım. Açık yeşil bir sweetshirt altına da siyah bir tayt giydim. Önceki günden kalan fasulye ile domates çorbasını ısıtıp yedim. Aynı zamanda iş ilanlarına bakıyordum. Başkası olsa şu halime gülerdi. Bir kıyafet yüzünden kimse işinden ayrılmazdı herhalde.

SİYAH KAPÜŞONLU KIZ | Tamamlandı Where stories live. Discover now