Deneme Bir-Ki :) Bölüm 1 Alıntı

5.2K 306 18
                                    

Merhabalar Herkese!

Biliyorum uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyor ama vallahi sizi çok özledim <3 Sonunda size söz verdiğim gibi alıntı getireyim dedim ;) Artık çok sessiz kalmayacağım, size arada sırada alıntı getireceğim söz ;) 

Hepinizi çok seviyorummm <3 

***

Azra ilk önce gözlerinin önündeki görüntünün yatay bir düzlemde kayarak birbirine girdiğini fark etti. Ardından başına büyük boy bir çivinin çakıldığını hissederek çığlık attı. O an yanında kimse yoktu. Odasında tek başına, Mert'in HannTech'i yok etmek için gittiği operasyondan dönmesini bekliyordu. Diğer ajanlar ve kızlar BİS'in garip isimli odalarından birisinde gergin bir şekilde operasyonu takip ediyorlardı.

Azra bu kadar gerginliği kaldıramadığından odasında beklemek istemişti. Birkaç saat sonra da feci bir acı dalgası başını parçalamak için harekete geçmişti. İlk çivi darbesinin ağrısı geçtikten sonra nefes nefese kaldı. Alnında birikmiş terleri elinin tersiyle silerek yavaşça ayağa kalkıp masanın üzerindeki sürahiyi almaya yeltendi. Kurumuş dudaklarını biraz olsun ıslatmak istemişti. Elleri titrerken görüntü yeniden kaymaya başladı. Düzlemdeki tüm çizgiler tekrar birbirine girdi ve ikinci darbe dizlerinin üzerinde yere çökmesine neden oldu. Bu kez boğuk bir çığlık boğazını yırtmıştı. Yerde dizlerinin üzerine çökmüşken, ellerini saçlarının arasından geçirerek başını öne doğru eğdi. Dudaklarından duaya benzer mırıltılar dökülüyor, tüm acının geçmesini sabırla bekliyordu.

Ağrı onu rahat bıraktığında dudakları titremeye başlamıştı. Başını sessizce önünde tutmaya devam etti. Tüm vücudu sanki dondurucu bir soğuğun altında kaldıktan sonra sıcak bir yere girmiş gibi yanıyor, kaslarına iğneler batıyordu. Bir süre bekledi. Ağrı geri gelmeyince yavaş ve sarsak hareketlerle doğruldu. Ayağa kalkabildiğinde derin bir nefes alıp bir kez daha sürahiye uzandı. Kendini daha önce hiç bu kadar güçsüz, böylesine çaresiz hissetmemişti. Bu duygu korkutucu olduğu kadar boğucuydu da. Zorlukla bir bardağa su doldurup dudaklarına değdirerek birkaç yudum içmeyi başardı.

Ilık su, donma noktasına kritik derecede yakın bir noktadaymış gibi boğazını ferahlatmıştı. Bu garipti. Azra daha önce yalnızca geçmişi ile ilgili olaylara tepkiler veriyordu. Üstelik bu tepkiler şu an hissettiği acıların yanında sinek ısırığı gibi kalıyordu.

Üçüncü çivi darbesi tam rahatladığı anda gelince elindeki bardak kayarak zemine çarptı. Sonra da parçalanarak etrafa saçıldı. Azra güçsüzleşen bacaklarının onu taşıyamamasıyla tekrar yere çöktü. Dizleriyle avuç içleri parçalanan camlar yüzünden kanamaya başlamıştı. Üzerindeki beyaz, keten elbise yer yer kırmızı lekelerle dolmuştu. Aynı kırmızılık Azra'nın gözlerini de boyamıştı. Kan çanağına dönen gözlerinden giren dikenler, beynini parçalıyormuş gibi acı veriyordu. Güçlükle aldığı soluklar hiçbir işe yaramıyordu. Dört ayağı üzerinde duran canlılar gibi dizlerini ve avuç içlerini zemine bastırmıştı. Yere de birkaç damla kan damladığında panikledi. Acıyı yok saymaya çabalayarak parmak uçlarını burnuna değdirdi. Sıcak, yoğun kan parmaklarına değdiğinde çaresizce inledi.

"Lanet olsun..." Cılız sesiyle lanet okumaya çalışsa da bu, içini biraz olsun boşaltması dışında bir işe yaramamıştı. Biraz kendine gelerek yere oturup dizlerini karnına çekti. Uzun, koyu renk saçları gözlerinin önüne düşmüş, titreyen elleri kucağında birleşmişti. Gözlerini sıkıca kapayarak acının bir daha gelmemesi için dua etmeye başladı. Diğerlerini çağırmak istemiyordu. Zaten herkes operasyon için endişeliydi. Azra bunu kendi başına atlatabilirdi. O kadar gücü vardı.

Ağrılar bu kez arka arkaya, kısa aralıklarla gelmeye başlayınca Azra'nın tüm vücudun kasılmasına neden olmuştu. Her noktasının uyuştuğunu hissedene kadar acı çekti. Ona asırlar gibi gelen bir sürenin ardından burnundan akan kanın miktarı artmaya, aynı anda beyninde beliren anılar da berraklaşmaya başladı. Attığı her çığlık geçmişinden bir parçayı getirdi. Yerde kıvrandığı her an bir yapbozun parçaları gibi her şeyin birleşmesini sağladı. Azra kelimenin tam anlamıyla kan ve ter içinde kaldığında, ağrı tamamen kaybolarak yerine tüm hafızasını bıraktı.

BİS - 4 / VisalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin