4. Bölüm

43 24 2
                                    

Okuldan çıkınca Melis'le birlikte bir kafeteryaya oturduk. Melis telefonuyla ilgileniyor ben ise etrafı seyrediyordum. annemi kafeteryanın karşısındaki bankta otururken gördüm. Birisini bekler bir hali vardı. Kimi bekliyordu böyle? Bir dakika bir dakika!! Annemin iş gezisinde olması gerekiyordu. Bizi kandırıp başka şeyler mi yapıyordu yoksa...Yanına uzun boylarda benden 5 yaş anca büyük olan genç bir adam yaklaştı. Annem onu görünce ayağa kalktı elini uzattı. Adam ise elini tutup yanağından öptü.

Olanlara daha dikkatlice izlemeye başladım ama sol göğsüme vuran ağrı ,göz yaşlarımın da gözüme dolması etrafı bulanık görmemi sağlıyordu.

Gözyaşlarımın arasından zoraki anneme baktım. Ağzında hiç görmediğim o gülümsemesi vardı. Hep görmek isteyip göremediğim...

Küçüklüğümden beri annemle sohbet etmek isterdim. Ama annemin çok işleri olduğunu şimdi gelemeyeceğini söylerlerdi. Her yanıma gelişinde ondan bana masal anlatmasını isterdim ama o bana 2. yaş günümde aldığı ayıyı verip ona sarılmamı söylerdi. Ayıya annemmiş gibi sarılırdım. sımsıkı... Gece yarılarında kötü rüyalar görürdüm. Annemin koynuna yatıp başımı okşamasını isterdim. Yanına gidip bu isteğimi söylerdim ama uykusunu böldüğüm için azarlardı beni. Ne olursa olsun benim iyiliğim için yaptığını sanırdım. Canımı yaksa da haklı olabileceği yanlarını düşünürdüm. Çoğu zaman iş gezileri olurdu. Babamla iyi vakit geçirmemi söylerdi otoriter sesiyle. O üzülür diye yaramazlık yapmazdım. Annemle yaşayamadığım bir çok anıyı beynimin kara kutusuna saklamıştım ben. Bir daha çıkıp beni üzmesinler diye.

Gözlerim karardı ve ne olduğunu anlayamadan bayıldım.

*****************

Gözlerimi tekrar açtığımda hastanede olduğumu anladım. Oda içim kadar soğuktu. Kapı açıldı ve beyaz önlüğüyle doktor içeri girdi.

-Nasılsınız küçük bayan, doktor elli yaşında ya var ya yoktu. dikkale incelediğimde içine dolup taşan neşesi vardı. Doktor olmak insanı neşeli mi yapıyordu?

-İyiyim, dedim ama aslında iyi değildim. Bir an önce bana soğuk gelen bu odadan çıkıp anneme hesap sormak istiyordum. İçimdeki hesap sorma hissi enerjiye dönüştü ve doğruldum.

-Ne zaman taburcu olurum, dedim kendimi karşı tarafa iyi hissettirmeye çalışarak.

-Aslında pek bir şeyiniz yok taburcu işlemlerini başlatabilirsiniz. Geçmiş olsun, deyip odadan çıktı.

Kapı tekrar açılıdığında içeri Melis ve o çocuk girdi. Daha adını bile bilmiyorsun bir an önce öğrenmelisin dedi iç sesim. Bundan daha önemlisi bu çocuğun burada ne işi olduğuydu?

Melis ağzından ufak bir çığlık çıkartıp sımsıkı sarıldı bana. Çok güzel sarılıyordu zalımın kızı.

-Sen bir an bayılınca çok korktum Özge. Melis benim için herşeyimdi, onun içinde ben. Ayrılsak ölürüz biz misali.

Sımsıcak gülümseyip tekrar boynuma atıldı. O sırada gözlerim o çocuğa kaydı. Ona o çocuk diyip durmasan iyi edersin dedi yine iç ses.

-Ben bayıldıktan sonra ne oldu. Acaba annem fark etmiş miydi? Burda mıydı? Gerçi nasıl burda olabilirdi, iş gezisinde olduğunu söylemişti.

-Baran Allahtan ordaydı çok saolsun hastaneye seni o getirdi, dedi Barana gözlerini dönerek. Sonunda adını öğrenmiştim. Baran'dı. Hele şükür öğrendin dedi iç ses.

Baran başını öne eğmiş saçını eliyle tarıyordu. Nedense çok karizmatik göründü gözüme. Mavi T-shirt ve siyah kot pantolonu bile gözüme çok karizmatik geldi. Çok uzun baktığımı anlayıp teşekkür etmek için ağzımı açtığım sırada başını kaldırdı ve gözlerini gözlerime dikti. Çok derin bakıyordu, bu içimi ürpertmişti. Yada bir güneş gibi baktığı için içim ürpermişti. Kalbimin sesini duyduğum anda bakışlarından dolayı heyecan yaptığımı anladım.

GÖZLERİNDE ASTRONOMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin