"Kaya abi neden?" diye söylendim bir kez daha, sinir harbi içerisindeydim. Yerimde oturamıyor, odanın içinde dört dönüyordum. "Çok zor duruma soktun herşeyi. Bu belli ki benimle ilgili değil, sen kendi hırslarını katıyorsun."

"Öyle ya da böyle aynı taraftayız."

"Bu şekilde değil. Kenan Dorukan'ı bitirmenin yolu başka insanlara zarar vermekten geçmemeli. Önce cevaplarımı almak istiyorum ben."

"İpek geç bunları. Vazgeçmişsin sen çoktan. Ben de sana mümkün değil diyorum. Mümkün olsaydı da vazgeçmemen için ikna ederdim seni. Kenan Dorukan'ın babanın ölümüne etkisi nedir bilmiyorum, Atlas'ın suçsuz olup olmadığını da. Suçsuzlarsa bu yolun sonunda gerçek ortaya çıkacaktır. Böylece kimseyi suçsuz yere ateşe attığına dair endişelenmene gerek kalmaz. Ama ya suçlularsa? Ceza almalarını istemeyecek misin? Duygusal hislerini bir kenara bırakmak zorundasın. Olaya maddi açıdan bakarsak, Kenan yüzde yüz suçlu. Bana yaptığının aynısını size de yaptı. Ölmüş babanı dolandırdı ve usulsüz şekilde şirketin tamamını ele geçirdi. Bu yolun dönüşü yok İpek, bu yolda birlikte ilerliyoruz. Herkes cezasını çekecek."

Kaya abi söylediklerinde kendince haklıydı. Fakat onun yöntemleri farklıydı, bir süre önce ben de onun gibi düşünmüştüm ama kararımı değiştirmiştim. Karar değiştirmek neden bu kadar imkansız karşılanıyordu? Kenan Dorukan umrumda değildi. Ben Atlas'ın benden nefret etmesini istemiyordum, dürüstçe konuşmak istiyordum herşeyi.

İçimden bir ses onun babamın ölümü konusunda masum olduğunu söylüyordu. Sekiz yıldır babasıyla zorunluluklar dışında görüşmezken, maddi konulardan habersiz olabilirdi. Dürüstçe sorarsam anlatacağına inanıyordum. Ama bu şekilde arkasından iş çevirdiğimde ben de ellerimi diğer herkes kadar kirletmiş oluyordum. Halihazırda yanlışlar yapmıştım zaten. Bedelini kalbimle ödüyordum. Sorun değildi. Biz diye bir şey olamazdı zaten de insan hiç değilse alçalmamalıydı. Bir gururu olmalıydı.

"Sen ister savcılıktaki dilekçeyi geri çek ister çekme. Atlas'la konuşup ona dürüstçe soracağım herşeyi." dedim.

"Atlas'ı konuşturabilirsin. Eğer sana bir şeyler itiraf etmek isterse eder ama ona kim olduğunu açıklayamazsın İpek."

"Kaya abi!"

"Yapamazsın. Eğer yaparsan, Atlas iyi ya da kötü bu olayın peşine düşecektir. Babasını korumayı seçebilir. Sen de bu esnada benim dahil ettiğim aracı kişiyi yakarsın. Kimseye zarar vermek istemediğini söylerken, umduğundan çok kişiye zarar verirsin. Bir şeyler harekete geçti. Sana dahi anlatamayacağım şeyler var."

"Neler oluyor? Ne demek bütün bunlar?"

"Kenan Dorukan'dan intikam almak isteyen birden çok kişi var ve sen tek bir taşı devirerek tüm taşları harekete geçirdin."

İçinde bulunduğum karanlığın çerçevesi büyüdükçe kaygım artıyordu.

"Kim bu aracı kişi? Madem Kenan Dorukan'a yakın sana niye yardım ediyor?"

"Bana değil bize yardım ediyor İpek. Sana yardım ediyor. Fakat ne o senin kim olduğunu biliyor, ne de sen onu bileceksin. Evet, bu kişi Kenan Dorukan'a yakın ama şöyle diyelim; bana daha yakın ve her zaman kendi adına doğru zamanın gelmesini bekliyordu."

"Hiçbir şey anlamıyorum. Sana olan güvenimi alaşağı ettin."

"Ani duygusal değişimler yaşıyorsun. Biraz sakinleş. Tekrar aynı paydada buluşacağımıza inanıyorum. Benimle ilgili güven duymayacağın bir konu yok. Üçüncü şahıslarla seni muhatap etmememin sebebi herkesin iyiliğini gözetmem. Daha önce de söylediğim gibi, babanın hatırasısın sen benim için. Sana bir zarar gelmesine izin veremem. Anlatmadıklarımın ardındaki tek sebep bu."

POBEDAWhere stories live. Discover now