Bölüm 28-Sorumsuz

Comenzar desde el principio
                                    

Öğle sonu kapı çaldığında ona ilk koşan Heun'du.Buna biraz bozuldum.Sabahtan beri sanki bu evden kaçmak için can atıyor gibiydi.

"Güzellerim.." diye bağırarak yere çöken halama gülümseyerek baktım.

"Hava nefis.Gelin çocuklarım."

Ona sarılırken,"İçeri geçemeyecek misin?" diye sordum. "Onca yol geldin.İçeri geç."

"Pek suratsızsın." diye konuştu halam.Elleri yanaklarımı okşarken,"Gidelim biz Sehun." dedi. "Şehirde işim var,hava kararmadan kasabada olalım.Bir günümüz boşa gitmesin."

"Gece Yuil uyumazsa ne yapacaksın?"

"Çok ağlar mı?Neyse,sen endişe etme.Lay'i çağırırım o çenesiyle uyutur onu."

Gülmeye çalışarak,"Biraz gerildim." dedim. "Seni gece ararım.Telefonunu yanından ayırma."

"Benim uçarı Sehun'um büyümüş,çocuğu için endişelenir olmuş."

Halama bir defa daha sıkıca sarılırken,"Yuil'i getireyim." dedim. "Gelip çantalarını falan alsana."

Böylece onlara şehirden ayrılana kadar eşlik ettim.Bebekten ayrı kalmayı deneyimlemek pek de hoş bir şey değildi ama halam hayatımdaki en güvenilir kişiydi.Bir gece evde Jongin'le başbaşa kalmak için yaptığım bu davranışla,kendi kendimi telkin ettim.Sorun yok Sehun,sen Jongin bağımlısı falan değilsin.

Eve dönerken biraz markette oyalanıyordum,ve yanımda ne Heun vardı ne de Yuil.Çikolata reyonunda eksikliklerini hissettiğim an,kalbim acıdı.S*keyim ya dedim.Çocuklarımdan ayrı kaldığım gün için Jongin tüm gece benimle sevişmezse onu şişlerdim.

Ben dondurulmuş yiyeceklere bakarken bir kaç genç kız yanıma sokulunca da istifimi bozmadım.Neye böyle kıkırdıyorlardı anlamadım ama neşeleri beni de güldürdü.

"Oh Sehun?" dedi biri başını bana doğru uzatmışken.

İşimi bırakıp onlara dönünce de birbirlerine vurmaya başladılar.Ne tatlılardı.

"Ay cidden o.Sizi çok seviyoruz." dedi aralarından biri. "Çok şekersiniz."

Şeker miyiz?Gülerek,"Size kahve ısmarlayayım mı kızlar?" diye sordum.Bu aralarındaki şiddetin boyutunu arttırdı.Öndeki gülerek,"Evet,evet lütfen!" diye konuşunca,"Aldıklarımı ödeyip geleyim." dedim.5 kız dışarıdaki masalarda benimle buluşunca gülerek onları dinlemeye başladım.Jongin'i seviyorlardı.Onun şirketindeki grupları seviyorlardı ve kendi aralarında bir dilleri vardı.Onları anlamaya çalışırken zorlanmadım desem yalan olurdu.

"Bebeğiniz çok tatlı.Düğün töreninizi takip ederken hastanelik olduk.Bizimle aynı masada oturmanız da büyük incelik.Sizin için zorba diyorlardı birde."

Kahvemi yudumlarken,"Benim için zorba mı diyorlar?" diye sordum. "İnanın kızlar,bu bana söyledikleri en zarif söz.Sizce öyle miyim?"

Hepsi beni başlarıyla reddederek itiraz ettiler.

"Çok yakışıklısınız!"

"Ve kibarsınız!"

"Üstelik bonkörsünüz!"

Bakın bu bildiğiniz yalan.

"Jongin'in size baktığı fotoğraflardan bir albümüm var.Birbirinize çok yakışıyorsunuz.Delireceğim!"

İşte bu manyaklıktı.Sırıtarak onları izledim.

"Sizin gibi bir ailem olsun istiyorum.Lütfen bir program çekin.Evinizi merak ediyoruz!"

Bu mümkün değildi ama onları kırmak istemedim.Konuşmaktan içmeyi unuttukları kahvelerine ben hüzünle bakarken onlar takmadı bile.Yeni nesil fazla müsrifti.

Uzun saçlı olanlardan teki fotoğraf sevdasından konuyu açınca hapı yuttum.Hepsiyle tek tek ardından topluca poz verince biraz sıkıldım.Sohbet yine de güzeldi.Kafam dağıldı.O saçma internet yorumlarının aralarında,güzel olanların da bulunduğunu bilmek iyiydi.Kızlar bana Jongin'in fan siteleriyle ilgili bir şeyler anlatırken onları keyifle dinledim.Kelimeleri ne güzel seçiyorlardı.Edepliydiler ve sınırı aştıkları falan da yoktu.Benim için de sahiden iyi olmuştu.

Ellerimde poşetlerle eve vardığımda kapı açıktı.Bir şeyler olduğu belliydi.Poşetleri sağ elime yığıp yavaş yavaş içeri ilerlerken ulan dedim hangi hırsız cesaret ederde benim evime girer?Ne vardı ki etrafta hırsız olduğu falan yoktu.Kapıyı içeri doğru ittirince Jongin kulağına yasladığı telefonla hızla bana döndü.Ceketi üstünde değildi,gömleğinin birkaç düğmesi açıktı ve gözleri ateş ediyordu.

"Kapat." dedi telefona gözlerini benden ayırmadan. "Sorun yok.Kapat."

Etraf buz kesti.Ne olduğunu anlayamadım ama elimdeki poşetleri yavaşça yere bırakınca,Jongin ellerini beline yerleştirip bana baktı.

"Öğle sonundan beri sana ulaşmaya çalışıyorum.Arıyorum,açmıyorsun.Eve birilerini gönderdim evde yoksun.S*ktiğimin toplantısında aklımı kaybedeceğim sandım.Eve gelene kadar ne terler döktüm biliyor musun?Yuil yok,Heun yok.Sen yoksun!Lanet olsun Sehun sen bu telefonu ne diye taşıyorsun?!"

Gözüm saate ilişince 9'a geldiğini gördüm.Telefonu evde unutmuştum.Cebimde olmadığını da o an farkettim.

"Bağırma." dedim. "Belli ki kızmışsın ama benim suçum falan yok.Telefonu evde unutmuşum."

"En büyük suç senin!Seni günde 10 defa arıyorum ben.Senden gelen tek mesajla günüm gün oluyor.Seul'de yol bilmezsin iz bilmezsin.Kendini bir benim yerine koysana.Saatlerdir senden haber alamıyorum,bu sorumsuzluk Sehun!"

O sinirliyse ben ondan sinirliydim.Ona bir adım atınca Jongin'de bana yaklaştı.

"Bana bağırmandan nefret ediyorum.Geldiğimden beri azar işitiyorum.Neredeydin diye sorsana.S*keyim halam aradı sabah,çocukları alabileceğini söyledi.Bir gece birlikte olalım istedim.Onları uğurladıktan sonra bir şeyler aldım ama gerek yokmuş,hevesimin içine ettin bok herif."

Jongin başını iki yana sallarken,"Abarttığım falan yok." dedi. "Bir daha olmayacak Sehun.Aradığımda sana ulaşacağım."

Bu tavrına öyle şaşırdım ki,ellerimle yakasını sıkıca kavrayınca Jongin dişlerini sıkarak bana baktı.

"Bana emir verme.Pişman olacağın şeyler de söyleme Jongin.Çeneni kırmamak için kendimi zor tutuyorum."

Jongin elleriyle bileklerimi kavrarken,"Yerimde olsaydın,emin ol çenemi kırardın." diye konuştu.Bir süre ona öylece baktım.Sanki benim hamileyken yaptığım hatalara verdiği tepkilerden daha büyüktü bu.

Bir süre sonra başını iki yana sallayarak,"Tanrı şahit,Lay'i bile aradım." diye konuştu. "Bana abarttığımı söyleyemezsin."

"Sesin hâlâ beni azarlar gibi.Bu gece benden uzak dur Jongin."

Jongin ben geri çekilirken izin vermedi.Elleriyle yüzümü kavrayınca ona baktım.Gözlerim doldu.İçine ettiğimin gecesini böyle planlamamıştım.

"Şarap aldım.Tıpasını bir yerlerine sokmamı istemiyorsan,uzak dur benden."

"Suçlu sensin,sinirli olan da sensin!"

"Bana sanki cinayet işlemişim gibi davranma be!"

"Oğlum kocanım ben senin!Bağırma bana!"

"Gelme odaya!Defol git!"

"Sensiz girmeyeceğim o yatağa!Sehun!"

Onu dinlemedim.Kurutulmuş meyvelerle dolu poşeti kucaklayıp odaya doğru çıkarken Jongin bana yaklaşmaya çalıştı ama,"Sakın." dedim. "Bir adım daha yaklaşırsan saçlarını yolarım."

Bu onu durdurdu ama bana dağılmış gömleğiyle kedi gibi bakışlarına kanmadım.Başımı çevirip yoluma giderken başımı eğdim.İt herif,her şeyi bok etmişti.












































BUM MOMMYDonde viven las historias. Descúbrelo ahora