37 "Kaçırılmak"

En başından başla
                                    

"Bana kızgın mısın?" Dediğimde kaşlarını çattı. "Şey yani hamile kaldığım için, hani sen istemiyordun ya." Saçımı öptü.

"Eğer beni kandırmış olsaydın kızardım ama senin elinde olan bir şey değil. Ayrıca senin yaşın küçük olduğu için uygun bir zamanı beklemek istemiştim. Ben de kendimi baba olmaya hazır gibi hissetmiyordum, bir çocuğunun olması çok ciddi bir sorumluluk." Ona yaklaştım.

"Hâlâ istemiyor gibisin?" Sesimin titremesiyle birlikte beni sıkıca sardı.

"Beliz öyle bir şey söyledim mi?" Karnımı okşadı. "Sözümü kesme de dinle." Dedi. "Evet önceden istemiyordum ama artık çok istiyorum. Bebeğimizi gerçekten çok seviyorum, benimle bir barışsan yalan söylemediğimi anlayacaksın." Gözlerine baktım.

"Ben acıktım." Dediğimde elimi tuttu ve odanın kapısını açtı.

"Ne yiyelim?" Diye sordu.

"Önce bir tuvalete gitsem iyi olacak." Güldü ve başını salladı.

"Hemen git ve gel." Ona bakmadan hızla tuvalete girdim.

İşlerimi hallettikten sonra elimi yüzümü yıkadım. Elimi kalbime koyduğumda gözlerimi kapattım.

İnanılmaz hızlı atıyordu.

Bu adamın bana dokunması bile buna yeterdi.

Derin bir nefes aldıktan sonra tuvaletten çıktım ve mutfağa geldim.

"Babaannem nerede?" Diye sordum.

"Salih ve Selim onu gezmeye götürdü." Şaşkınlıkla Kurt'a baktım.

"Ne?" Omuz silkti. "Sırf yalnız kalalım diye yaptın değil mi?!" Diye kızdım.

"Ne yapsaydım kızım, kimse olmasın istedim." Göz devirdim.

"Sus Kurt!" Diye homurdandım.

Dolabı açacağım sırada elindeki poşeti bana verdi.

"İçinde kaşarlı simit var, sen çok seversin diye hemen aldım." Dedi. "Hâlâ sıcaktır, sen otur ben çayları koyayım." Alayla ona baktım ve masaya oturdum.

Beyefendi bana hizmet ediyordu.

Kurt çayları ve simitleri masaya koyduktan sonra karşıma oturdu.

Yavaşça simiti yemeye başladım.

"Beliz'im..." Diye mırıldandı. "Baktıkça öpesim geliyor." Omuz silktim.

"Hiç yalakalık yapma!" Güldü.

"Seni sabaha kadar öpebilirim." Dedi.

"Öpersin tabii ki, bir izin versem odadan çıkamayız!" Ne söylediğimi sonradan idrak ettiğimde Kurt kahkaha attı.

"Ulan sevişmek anlamında söylememiştim." Dedi.

Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde bakışlarımı simite çevirdim.

"Utanma şuri, ben senin kocanım." Ona cevap vermedim.

Kahvaltımı bitirdiğimde Kurt beni izliyordu.

"Haydi üstünü giyin de deniz kenarına gidelim." Başımı salladım ve ayağa kalktım.

Odama girdiğimde dolabımı açtım. Kısacık şortu gördüğümde elime aldım ve üzerine de askılı bir bluz aldım.

Saçlarımı taradım ve hafif bir makyaj yaptım. Odadan çıktığımda Kurt'la göz göze geldik. Gülümseyen yüzü üzerimi inceledikçe düşmüştü.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin