1. Bölüm

1.7K 38 31
                                    

Okuldan eve gelmiştim. Yorgunluğumu üzerimden atmak için spor odasına geçtim. Evet yanlış duymadınız evimizde bir spor odası vardı. Babama olan ısrarlarımdan sonra babam dayanamayıp boşta olan odayı spor odası yapmıştı. Bugün Asel belalısıyla uğraşmış ve canımı çok sıkmıştı. Ecren'den aldığım derslerde öğrendiğim haraketleri uygulayarak boks torbasını iyice dövdüm. Öyle bir dövdüm ki ağzı gözü mosmor oldu.

Boks torbasını dövmemden sonra baya terlemiştim. Banyoya giderken abim beni gördü
- O prenses bakıyorumda yine torbayı dövmüşsün,dedi ve eliyle yumruk atar gibi yaptı.

- Abicim torbaya acıdıysan seni onun yerine koyabilirim hem bunu zekvle yaparım, dedim.

- Tamam o zaman bana ayrılan sürenin sonuna geldik. Ben kaçtım, deyip odasına koştu.
Odaya girmeden bana dil çıkarmayı da unutmadı.
Gözlerimi devirip banyoya girdim.

*************
20 dakika sonunda banyodan çıkıp elime telefonu aldım. O sırada Melis'ten mesaj geldi.

Melis: Bugün pijama partisi yapmak isterdim.
Bu Melis'in dilinde 'bize gel pijama partisi yapalım' demekti.

Ben: İnan bende çok isterdim ama yarın okul var :(

Melis: Saçmalama Özge yarın cumartesi.

Düştüğüm aptallığı fark edip:

Ben: Dalga geçiyordum zaten

Melis: Eminim ki öyledir. Eeeee gelecek misin bize?

Ben: Babamdan izin alabilirsem gelirim.

Melis: Tamam gelirken avur cubur almayı unutma, yazdı ve çevrim dışı oldu.

Merdivenlerden inip babamın yanına oturdum. Başlasın yalakalıklar.

- Bugün nasılsın babacım, dedim.

- Senin şu matematik notlarına bakana kadar iyiydim kızım.

Konu yine matematik notlarına gelmişti. Napayım gardaşım olmuyo beceremiyorum. Birkaç dakika bir şey demeden oturdum.
.
- Baba ben aslında senden izin almak için geldim, dedim sonunda.

Babam gözlüklerinin üstünden

- Ne hakkında, dedi.

- Melis bugün evde yalnızmış korkuyormuş. Onun yanına gitmek için izin isteyecektim, dedim sevimli halimi takınarak. Babam Melis'in ailsinin yurt dışında olduğunu biliyordu. Ailelerimiz çok yakındı. Haftada 1 kez de olsa birlikte olurduk Melis'in ailesiyle.

- Tamam git ama beni haberdar et, dedi.

Odama çıktığımda kıyafetlerimi küçük bavuluma koyup aşağı tekrardan indim. Babama el salladıktan sonra dışarı çıktım. Hava ılıktı. Hafif rüzgar tenimi okşuyordu.
Melislerin evi yürüyerek 15 arabayla 5 dakikaydı.
Eve yaklaşırken marketten abur cubur almayı ihmal etmedim. Tam yürürken biriyle çarpışmam bir oldu. Çarpışmanın etkisiyle bavulun tekerleği ayağımın üstüne oturdu. Hemen ayağımı kenara çekip bavulun ölümcül eziciliğinden kurtuldum. Aslında o kadar canı fazla yanan birisi değildim ama bu sefer baya acımıştı.
Boşvererek yürümeye kalkıştım ama nafile. Ayağımı oynatınca cok fena acıyordu. Bavuldan destek alarak ayakta kalmayı başardım.
- Yardıma ihtiyacınız var mı, dedi bana çarpan çocuk. Yüzümü kaldırıp ona baktığımda sokak lambasının etkisinde olsa gerek gözüme çok yakışıklı geldi. Saçmalama Özge. Sen bu çocuğa yakışıklı mi dedin. Çocuk taş taş dedi iç sesim.
O sırada cevap vermediğimi fark ettim.
- Yok hiç gerek yok zaten gideceğim yer buraya çok yakın, dedim.

Bana çarpan çocuğu umursamayarak yola devam edecekken
- Pekte öyle gözükmüyor. İsterseniz size yardım edeyim, dedi.
Ayağımdaki ağrı daha fazla ağrıdığında teklifine hayır diyemedim. Kolumu boynuna takarak ve bavulumu alarak yardım etmeye kalkıştı. Bir an abur cubur poşetini almadığımızı anladım ve

- Şey... Şurdaki poşeti de alabilir misin, dedim. O sırada poşeti aldı.

10 dakika sonra ancak Melislerin evinin önüne gelmiştik. Kapının kenarındaki sardunyalar etrafa çok hoş bir koku yayıyordu. Dayanamayıp içime çektim.

- Burdan sonrasını ben hallederim, dedim.

- İçeri girmeni görürsem daha rahat ederim, deyip zile bastı.

Bir süre sonra kapı açıldı ve Melis'in şaşkın yüzüyle karşılaştık.

GÖZLERİNDE ASTRONOMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin