4.Bölüm

7.6K 452 130
                                    

270. Gün KUZEY IRAK

Deniz, Hasan, Murat ve ben dördümüzün de en nefret ettiği şeyi yapıyorduk. Televizyonun karşısında oturmuş boş boş televizyona bakıyorduk sadece. İzlediğimiz pek söylenemezdi. Deniz oflayarak ayağa kalktı. Mutfağa gidip dolabı açtı ve dolabı öylece izlemeye başladı. Bu çocuk canı sıkıldıkça bir şeyler tıkınıyor. Bende Denizi izliyordum. Sırıtarak yanına gittim ve elindeki elmayı bir anda kapıp ısırdım. Deniz aniden sıçrayarak bana döndü ve kahkaha atmama neden oldu.

"Televizyondan daha heyecanlı şeyler var herhalde orda."

"O dolaptaki son elmaydı!"dedi isyan edercesine. Deniz tam bir elma canavarıydı. Komutanların verdiği para elmaya gidiyor diyebilirim.

Daha da sinir etmek adına elmayı katır kütür ısırırken "Hadi lan tüm elmaları sen yedin zaten yakında meyve vereceksin."dedim. Dolabın kapağını oflayarak kapattı.

"N'apim Denizhan sıkıldım. Burada ki 7. günümüz ama hala bir hareketlilik yok."

Tam o esnada içerde çalan telefonun sesini duymamızla kafamızı salona çevirdik ama içerde de bir savaş çıkmıştı. Murat ve Hasan birbirine girmiş telefonu alma kavgasına düşmüştüler. Aslında izlemesi eğlenceliydi ama aklıma gelen şeyle bir anda kanım dondu ve bağırmaya başladım.

"O telefonun ucunda bizi bekleyen bir komutan olduğunu unuttunuz herhalde!"diye bağırınca Muratın bana dönmesini fırsat bilen Hasan telefonu kaptığı gibi açtı fakat karşı taraf konuştukça Hasanın yüzü düşüyordu.

"Komutanım Denizhan lavobada, o yüzden ben açtım."diyince kaşlarımı çatıp Hasana doğru yürümeye başladım.

Hasan komutana "Komutanım Denizhan çıktı."diyince karşı tarafın sesini duydum. Yeterince yaklaşmamama rağmen nasıl kükrediyse sanki burda olduğunu hissettim ve daha da sinirlendirmemek adına telefonu kulağıma getirdim

"Emredin komutanım."diyince aynı kükremeyi tekrar duydum.

"Bu telefon en fazla üçüncü çalışta açılacak Denizhan! Seni keyfe o 3 adamın başına tim komutanı seçmedik. Sana Denizhan deme cüretini nerden buluyolar? Oradaki görevin bitene kadar o üç dangalağa sen komutanlık yapacaksın! Bir haftadır çok güzel saklanıyorsunuz. Aslında şehir içinde ev tutuğunuz zaman deşifre olacağınızı düşündük ama senin o gün dediklerin bana mantıklı gelmesede bugün doğru bir karar olduğunu daha iyi gördüm. Aferin Denizhan o sözünü de bir kenara yazdım."diyince kaşlarımı çatmıştım.

Acaba neyi bu adam kenara yazdı gene diye düşünürken komutanın söylediği şey sırıtmama neden oldu 'En güvenli yer kalabalık yerlerdir. Kalabalığa karışır kendini gizlersin' demiştim komutana. Gene haklı çıktığım için egom kendini resmen ayakta alkışlıyordu.

"Her neyse Denizhan asıl konumuza dönüyorum."dediğimde egomu tebrik etmeyi bir kenara bırakıp dikkatimi komutana yönelttim.

"Orda bir grup, Dünyaya kaçak silah satışları yapıyor. Türkiye yani biz ve Kore bu durumdan fazlası ile rahatsızız. Bu yüzden Koreden bir tim geldi, ortak oparasyon yapacağız. Ankara ile görüştük hangi timi Korenin yanına verelim diye ve Ankara sizi uygun gördü. Diğer 3 tim hazır bekleyecek. Bir aksilik yaşanırsa müdahale edecekler, aksilik yaşanmazsa o baskını senin timin ve Koreden gelen tim yürütecek. Size yollayacağım adreste olun. Orda ki komutanlarınız size gerekli bilgileri verecektir."diyince bende "Emredersiniz komutanım!"diye yüksek sesle bağırdım. Karşıdan memnun olmuş bir ses duyarken telefon kapandı.

Çocuklar bana merak eden gözlerle bakınca kısaca durumu anlattım ama tim komutanlık muhabbetinden hiç bahsetmedim. Çünkü onlar benim kardeşimdi. Hepsini geçtim aynı rütbe ve aynı durumdaydık. Buna rağmen ben onlara sizin komutanınızım diyemezdim ama Hasan konuya dalıp komutanın ona söylediklerini ortaya döktü.

Bir Bordo Bereli HikayesiWhere stories live. Discover now