Suho omzuma vurarak,"Sahiden artık bir kızın var." dedi. "Neyse ki yakışıklı adamsın,bebeğe iyi bir şeyler verebilmişsin."

"Götürün şunu." diye söylendim. "Oğlum, yasak sana.Çocuğumu elletmeyeceğim."

Suho gülerek bana sarılıp tebrik etti.Ardından Lay tüm neşesiyle bir şeyler anlatırken,halamın yarın geleceğini,haberi alınca çok mutlu olduğunu söyledi.Belli etmeyerek içten içe sabırsızlanırken,kapı açıldı.Önce küçük cam bir beşik ardından hemşire göründü.Jongin bebeğin etrafında sağa sola giderek kıkırdarken beşiğin kontrolünü hemşireden aldı.Yanıma yaklaşıp bana bakarken,"Gözlerine bir bak." dedi. "Açamıyor daha."

Onu görünce korktum.Böyle bir şeyi kucağıma alırsam parçalanmaz mıydı?Uyuyor muydu şuan,nefes alıyor muydu anlamak zordu.Çok yumuşak bir şeye benziyordu.

"Versene." dedim.Jongin dikkatle bebeği kucaklayınca ıslık çaldım.Böyle manzara herkese nasip olmazdı.

"Ağzım sulandı."

Jongin,bir koluyla bebeği sarmalamışken saçlarını arkaya doğru taradı.Gülerek kollarımı uzattım.Yatağa oturup sarılarla sarmalanmış bebeği bana uzatınca oturuşumu dikleştirdim.Kollarımdaki hafif yük öyle güzeldi ki.Kendimden utandım.Ben onu aldırmayı düşünürken ne bok yiyordum s*keyim.

"Bu nasıl büyüyecek?Çok küçük."

"Heun'da ufacıktı." dedi Suho. "Ama.." dedikten sonra duraksadı. "İsmi ne olacak?" diye sordu. "Bebek demeye devam mı edeceğiz?Bir isim koyun."

Jongin gülümseyerek bebeğin alnını öptü.

"İsmi Yuil olacak." dedi. "Sehun ve ben kız ya da erkek farketmez,ne olursa olsun adının Yuil olmasına karar verdik."

Suho ismi de beğenmedi.Her şeye aykırı ruhuna daha fazla dayanamayıp onu odadan kovduğumda,Lay ve Heun'da peşinden gittiler.Jongin'e,"Kapıyı kilitlemeni istiyorum." dedim.Başımı eğince derdimi anladı.Yüzündeki zarif tebessümle dediğimi yapıp yanıma oturdu.Kendimi sıkmayı bıraktım.Gözyaşlarım akarken bebeği kendime çektim biraz daha.

"Rahatla." diye fısıldadı Jongin.Ben sessizce ağlarken,yalnızca onun yanında böylesine içimi dökebilirken,beni seyretti.

"Çok günah işledim." dedim. "Çok hatalar yaptım,aylaklık ettim,ailemi çok bezdirdim.Jongin bu bebeği doğurmayacağım diyordum.Puştun tekiyim."

Bu gizlenmek değildi.Eşsiz bir güvenle sırtımı yaslayabileceğim tek kişi Jongin'di ve onun karşısında ağlamak beni canlandırıyordu.Uzanıp bir peçeteyle burnumu sildiğinde,"Sen benim eşimsin." dedi. "Gülüşünü de gözyaşlarını da bir bana sakla."

Uzanıp alnını alnıma yaslayınca bebeğe bakıp küçük yanaklarını okşadı.

"Hadi tam bir aile olalım." dedi. "En yakın zamanda kağıt üzerinde de eşim ol."

Hoyrat bakışları her bir yanımdaydı.Beni sevdiğini hissediyordum.Bundan sonra aksi olsa dişlerini kırardım.Bu herif benimdi.

"İki yana beyaz gül yapraklarıyla süslenmiş bir koridordan sana doğru yürümem.Aklından çıkar bunu."

Jongin kahkaha atarak teslim olur gibi ellerini kaldırdı.Bir süre güzelce saçlarımı okşayıp,bana baktı.

"Kutlamamız kasabada olsun." dedi. "Annem,annen,baban,hepsi orada olacak."

Henüz sildiğim gözlerim tekrar yaşarınca,"Seni seviyorum." dedim. "Beni ağlak bir adam yaptın ama seni seviyorum."

Jongin uzanıp beni öptü.Dudaklarına asıldığım her an neşem yerine geliyordu.Kucağımda ondan sahip olduğum bir bebek vardı ve Jongin yanımdaydı.Bir daha gitmemek üzere Jongin her zaman yanımdaydı.

Ertesi sabah eve gitmek için hastaneden çıkarken Jongin bana sıkıca sarılmıştı.Beni doğramışlardı ve canımın acısını neden saklasaydım ki?Adım attıkça canım acıyordu.

"Acıyor bu." diye söylendim.

Suho kucağındaki bebeği daha sıkı sararken,"Sen ne dayaklar yedin." dedi. "İki dikiş atmışlar çok mu?"

"Biri şuna dün bu vakitlerde çığlık çığlığa çocuk doğurduğumu söylesin."

Lay sevgilisine omuz atıp,"Uğraşma." dedi. "Bu,o sokak arası serseri dövüşlerine benzemez."

Onu başımla onayladım.Jongin,"Günün birinde siz de çocuk düşünürseniz,dikkat edin." diye uyardı onları. "Hamileliğin son zamanlarında Sehun iyice şiddet yanlısı biri olmuştu.Sağlığıma şükrediyorum."

Uzaklaşıp ona baktım.Gülümserken beni öpmek için uzandı.Öpücüğünü reddetmek gibi bir nefsim yoktu o yüzden onu öpüp geri çekildim.

"S*ktir oradan." dedim. "Çek elini.Kendim yürürüm."

Jongin kıkır kıkır gülerken uzanıp bebeği kucağına aldı ardından hastane kapısından çıktık.Bunu biliyorduk.Arabaya doğru ilerlerken kameraların,mikrofonların orada olduğunu biliyorduk.Keyfimin kaçacağı yoktu ya,neden kaçsaydım ki?Jongin bebeği tek koluna yatırmış elimi sıkıca sararken kalabalığa bakıp gülümsedi.Dimdik duruyordu.Lacivert takım elbisesinin içinde kabaran göğsü gururumu okşadı.Beni yanında görmekten memnundu ve Jongin bunu fırsat verildiğinde öyle güzel değerlendiriyordu ki ona tekrar tekrar hayran kalıyordum.

Boştaki elimi omzuna çarparak,"Ne diye takım elbise giydin?" diye sordum. "Haber etseydin sana eşlik ederdim."

Jongin iğneleyici laflarıma omzunu silkerek,"Baba oldum ben." dedi. "Kızım için özendim.Yapamaz mıyım?" Ardından Yuil'e baktı.

"Çok güzel." diye konuştu."Hadi eve gidelim.Yuil şekerleme yaparken,ben sana bir doyayım."

Ev akşama kadar oldukça kalabalıktı.Halam,Jongin'in babasına hiç çekmeyen kız kardeşi,Jongin'in babası,şirketindeki gruplar hepsi buradaydı.Bir kenarda kalabalığa alışmaya çalışarak bebeği kucaktan kucağa gezdirmelerini ve tebrikleri izlerken Jongin dibimde oturuyordu.Jongin'in babası bebeğe hayran hayran bakarken burnuna bir yumruk çaksaydım,bana değerli bir doğum hediyesi olurdu ama yine de gelen meyve ve bebek kıyafetlerini kabul etmekle yetindim.

Halam genç çocukların ortasına oturmuş Bay Kim'in kucağındaki bebeği severken ağzı kulaklarında gülümsüyordu.Seungho, şirket logosunun bulunduğu bir rozeti bebeğin göğsüne takarken,"Kwan Entertainment'ın yeni üyesi." diye konuştu.Herifi gram sevmiyordum.Jongin'de gözlerini devirirken,taktığı rozetin değerine dikkat çekmeye çalışan arkadaşına sadece güldü.

Akşam vakitleri yatakta uzanırken yorgunluğumuzu atmaya çalışıyorduk.

"Heun hiç böyle erkenden uyumazdı." diye konuştu Jongin. "Kucaktan kucağa gezdi bugün.Kıskandım."

Gülerek ona sokuldum.Jongin sırtımı yatağa yaslayıp yavaşça üstüme çıkınca sırıtarak boynuna sarıldım.

"Seni altıma almak isterim yakışıklı adam ama dikişlerim falan başımıza bela olur."

Jongin sırıtarak dudaklarını boynuma gömdü.Ardından yavaşça aşağı doğru kayarak tişörtümü yukarı doğru çekti.Başım yüksek yastıkta onun yaraya dokunmasını seyrederken,"Acımıyor." dedim. "Endişe etme,sahiden acımıyor."

Jongin yaraya dudaklarını değdirirken kalbim gümbürdedi.Ellerim saçlarında gezinirken nefesimi tuttum.

"Bana verdiğin güzellikten geriye kalan iz, sana nasıl acı versin?Bu kızımızın imzası."

Nefesi tenime değerken onu kendime çektim.Omuzlarına tutunan avuçlarımla yüzünü izlerken,"Sana aşığım." diye konuştum.Jongin öylece kaldı.Ağzımdan çıkan her güzel sözde böyle vurulup kalması ne eşsizdi.

Güzel öpücüğü bebeğin ağlamasıyla bölününce mutlulukla ağzını kapatarak kıkırdadı.Şu manzara bana bir ömür yeterdi.






























BUM MOMMYWhere stories live. Discover now