ON ALTINCI BÖLÜM

5.9K 643 417
                                    

Selam!

Sadece "maşallah" deyin;) ve keyifle okuyun canlar!

Desteğiniz için kocaman teşekkürler!


                            ON ALTINCI BÖLÜM


İki büklüm olmuş bir şekilde yatarken Lale'nin şu anda nasıl olduğunu düşünmekten kendimi alamıyordum.Canım benim,uyku ilacı mı vermişlerdi acaba ki uyuyor demişti o pislik.Çünkü öyle bir durumdayken kimsenin uyumasına imkan yoktu.Asıl korktuğum Lale'nin gözüpekliği ve dikbaşlılığıydı.Kolay kolay ağlayıp,sızlamaz,ama rahat da durmaz,direnmeye çalışırdı.Kızı hırpalayacaklarına ihtimal vermiyordum,ama kendisinin onları kışkırtmasından çekiniyordum açıkçası.

Keşke yanımda pişmanlıklarımı paylaşabileceğim,güç alabileceğim birileri olsaydı.Çünkü kafam o kadar dağılmıştı ki artık,neyi doğru neyi yanlış yaptığımdan bile emin olamıyordum.Belki polise her şeyi anlatmalıydım,ya da en azından Özgür'e...Ama o küstah herif "her şeyden haberimiz olur" demişti.Ya poliste de adamları varsa...Son yıllarda bir arazi mafyasında bahsediliyordu.Şehirdeki arazilerin tükenmesiyle,iskana uygun her arsa kıymetleniyor ve kapışılamaya çalışılıyordu.Belki de tam da bu adamlara çatmıştım.Böyle bir şeyin yaşanabileceği aklımın ucundan bile geçseydi,tabi ki yıllardır  bütün o satış tekliflerine ayak diremezdim.Yakınlarımın zarar görmesinin hiçbir maddi karşılığı olamazdı.Ama ben evim de evim diye tutturmuştum ve sonuç ortadaydı.Her şey benim aptal inadım yüzündendi.

Bütün bu olanların suçluluğu yeniden karabasan gibi üzerime çökünce,gözyaşlarım tüm şiddetiyle geri döndü.Kendimi rahat bırakıp,hıçkıra hıçkıra,içim parçalanırcasına ağlamaya başladım.

Bir anda omuzlarıma dokunan bir elin temasıyla sıçradım ve kendimi geri çektim.Şiş gözlerimi sonuna kadar açsam da hiçbir şey göremeyince,yatak odamın yine storların mutlak karanlığına büründüğünü idrak edebildim.

Kimin geldiğini tabi ki anlamıştım.

İçimi kaplayan kızgınlık yangın gibi tüm bedenime yayıldı ve beynim adeta kızıl bir sisle kaplandı.

"Sen!"diye pürüzlü bir sesle çığlık attım."Hangi yüzle buraya geliyorsun?İstediğini almadın mı?Yetmedi, perişanlığımı da mı görmek istedin?"

"Yasemin!Sakin ol ve ne demek istediğini söyle bana!"diye fısıldayan,ama aynı zamanda emreden bir ses duydum."Haberlerden arkadaşının kaçırıldığını öğrendim ve hemen geldim.Perdeleri kapatmayı unutmuşsun,ama bu durumdayken normal diye düşündüm."

"Unutmuşum,öyle mi?Haberlerde duydun demek?Yani Lale'yi sen kaçırmadın.Öyleyse niye hala fısıldıyorsun?Telefondaki sesini tanımamı istemiyorsun tabi,değil mi?Hala bu oyunu mu oynuyorsun bana?Asker gibi emretmeler falan...Mafya elemanları da emretmeyi sever mi?"

Kendimi kaybetmiş,adeta isteriye kapılmıştım.Akşamın bütün gerginliği,yaşadığım katıksız dehşet ve beni esir eden korku ve suçluluk duygusu nihayet bir çıkış yolu bulmuş, içimden çılgınca fışkırıyordu. Beni sakinleştirmeye çalışan Rüzgar'la karanlıkta boğuşuyor,ona vurmaya ve tırmalamaya çalışıyordum.

"Yasemin, lütfen kendine gel ve bana olanları anlat!Sana yardımcı olmama izin ver."diye çığlıklarımın arasına girdiğinde,söyledikleri beni daha da çok öfkelendirdi.

"Demek bilmiyorsun ha?Demek günlerdir ağızımdan laf alan ve en yakın arkadaşımı kaçırıp,şu kahrolasıca evi satmam için bana şantaj yapan sen değilsin?Madem öyle, hadi hodri meydan sana!Aç şu lambayı,göster şu kahrolası yüzünü!Bir de yüksek sesle konuştun mu,sana inanmaya hazırım.Ama yok,yapamazsın,çünkü yüzünü görmemiş olsam da,telefondaki sesini tanırım.Peki,benden ne istedin be adam,neden kalbime girmeye çalıştın?Direkt tehdit edip alsaydın ya şu lanet evi..."diye hem ağlıyor,hem bağırıyordum.

GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin