"Hayır. Senin de söylediğin gibi. Haberi olsa engel olur zaten."

"Ben de biraz annenin tarafındayım İpek. Ne kadar büyüsen de çok sevdiğim iki insanın kızısın. Hem sadece annen değil Timur abi de istemezdi senin bu işlere bulaşmanı."

"Bulaştım artık Kaya abi. O pisliğin oğluyla tanıştım. Benim kim olduğumu bilmiyor. Öğrendiğindeyse istediğim herşeyi almış olacağım ondan."

"Atlas'la mı tanıştın?"

"Evet."

Kaya abi tereddütlüydü.

"Bilemiyorum İpek. Atlas farklı bir durum. Onu konunun dışında tutmak gerekebilir."

"Ne demek farklı bir durum? Kaya abi, elinden geleni yapacağını söyledin. Ben de sana geldim çünkü senden başka yardım alabileceğim kimse yok. Atlas veya annesi için endişe etme. Onlar gayet iyi durumdalar. Annesi bütün cemiyet etkinliklerine en önde koşuyor. Oğluysa benim okuduğum özel okulda altıncı senesini okuyor. Altıncı sene. Ben tek bir dönemin ücretini ödeyemezken... Burslu okumama rağmen masraflarımı karşılayabilmek için iki ayrı işte çalışırken. Aradaki farkı anlıyor musun? Annem gözyaşları içinde Sude teyzeyi ararken o telefonlar açılmadı Kaya abi. Kocası anneme ağzına geleni sayarken Atlas'da annesi de yanındaydılar. Neden kimse engel olmadı? Biz çok zorluklar çektik. Maddi hiçbir şey beklemezken önümüze maddi beklentiler sunuldu. Sanki tek istediğimiz paraymış gibi. Annem haksız yere küçük düşürüldü. Buna rağmen adaleti adaletli bir yöntemle aramayı seçti. Ben artık bunun için geç kalındığını düşünüyorum. Bize ithaf edilen paragözlükse eğer öyle olsun diyorum, öyleyse bu parayı verecekler. Adaleti aramak için elimi kirletmeye karşı değilim. Bana yardım edecek misin?"

Kaya abi söylediklerimden etkilenmiş görünüyordu. Bense gözlerimden durmaksızın akan hain yaşları silmeye çalışıyordum aynı anda.

"Edeceğim İpek. Ama önce bana planınını tüm detaylarıyla anlatman lazım. Böyle bir işe girişen herkes hasar alır. En az hasarı senin alacağını garantilemek zorundayım."

"Kenan Dorukan'ın üzerinde oynama yaptığı belgelerin orijinaline ihtiyacım var."

"Ulaşılmaz değil ama oldukça riskli. O kısım bende."

"Ola ki elde ettik. Belgeleri savcılığa verdiğimizde yeniden soruşturma açılır değil mi? Dorukan'ı göz altına alırlar."

"Tutuklu yargılanacak İpek ve sonra da tutuklanacak. Yüzde yüz."

"Eskiden babamın ortaklık payı neyse onu geri istiyorum."

"Kulübün yarısı. Bunu anlaşmayla elde edebilirsin. Herşey belgeleri ele geçirmemize bağlı. Hapse girmemek için kabul edecektir. Belgelere karşılık babanın payı."

"İşin maddi yönü bu şekilde. Bir de manevi yönü var." dedim. Kaya abi üzüntülü bir şekilde ellerini yüzünden geçirdi.

"Babanın yok edilen adından bahsediyorsun."

"Kesinlikle. Biraz zaman alacak. Ama ölümünün asıl gerçekleşme biçimini öğreneceğim. Sonra da herkesin öğrenmesini sağlayacağım. Büyük bir etkinlik planlıyorum. Atlas benimle Pobeda'ya tırmanmayı kabul etti. Sponsorları var. Beni bu hedefi gerçekleştiren ilk türk kadın dağcı olarak duyuracaklar. Medya haber yapacak. Ben de çıkan gürültüden faydalanarak gerçeği açıklayacağım. Belki Kenan Dorukan şerefsiz bir dolandırıcı olmaktan daha fazlasıdır, belki de bir katildir. Layık olduğu şekilde cezalandırılmayı hakediyor. Hem parasını hem itibarını yitirerek çürüyüp gitmesini istiyorum."

"Uzun ve detaylı bir plan. Herşeyin yolunda gitmesi birden çok değişkene bağlı. Bana belgeleri elde etmek için biraz süre lazım."

"Atlas'la Pobeda'ya temmuzda gideceğiz. Bu kadar süre sana yeter mi?"

"Yeter. Ama sen de kendini ateşin içine atıyorsun."

"Kaya abi kendimi ateşin içine atmıyorum. Ateşi kendi ellerimle yakıp tüm ailenin yanışını seyretmek istiyorum."

"Atlas ve annesi konusunda emin misin peki? Onlar da sen ve annen gibi bu olayın dışında olabilirler. Atlas özellikle iyi bir çocuk, iyi bir sporcu. Başardığı herşey için büyük emek harcadı. İkinizin de çocukluğunu bilirim. Onu bu işe katmasak mı?"

"Kaya abi. Anlamadıysan diye tekrarlıyorum. Bu insanlar bizim aile dostumuzdu. Annesi annemin yakın arkadaşıydı. Kocası her ne söylediyse annemle görüşmeyi birdenbire kesti. Biz zorluklar içerisindeyken ve tek sebebi kocasıyken o, yaşadığı günlük güneşlik hayatı sürdürdü. Bu adam telefonlarını mı aldı elinden? Karısını eve mi kapattı? Neler oluyor Melek sen anlat, bir de senden dinleyeyim demek çok mu zordu?"

"Haklısın."

"Atlas'a gelince..." Adını anınca yutkunmama engel olamadım. Gözlerim dolu doluydu. Bir tek ona zarar vermek konusunda tereddütüm vardı. Yine de yolumdan dönemezdim. Hepsi bir bütündü. "Atlas, babamın öldüğü gün, olanlara şahit olan iki kişiden biri. Kenan Dorukan hepimize çığ düştü diye açıkladı. Biliyoruz ki çığ düşmemiş." Yaşlar yeniden damla damla akıp gitmeye başlamıştı. "Atlas gerçeğin ne olduğunu biliyor. Yine de sustu. Bunca sene, bildiği halde sustu. Bu onu masum mu yapar?"

Babamı kaybetmenin yüreğimdeki acısı bir gün olsun azalmıyordu. Bu öfke, hiç sönmeyen sonsuz bir yangının, hiç dinmeyen uçsuz bucaksız bir acının sonucuydu. Nefret en çok sahibini yaralardı. Ben de bu nefreti içimde sonsuza kadar taşımak istemiyordum. Bir gün nefret ettiğim herşeyle uzlaşmanın ihtiyacını duyuyordum. Bunun için hedeflerime bir bir ulaşmak zorundaydım. Kan, ter ve gözyaşı akıtılacaktı. Uzun günün sonunda varlığımı hüküm sürdüğüm ruhumun topraklarına barış hakim olacaktı. Her savaşta kayıp verilirdi. Bense bu kayıpları çoktan göze almıştım.

Sakinleşene kadar epey bir ağladım. Kaya abi de benim gibi sarsılmıştı.

"Sana yardım edeceğim İpek. Ağlama artık ne olur. Timur abinin hatırasısın sen. Yüzün gülsün istiyorum."

"O gün gelecek Kaya abi." dedim son yaşları da silerek. "O gün gelecek."

💔

POBEDAWhere stories live. Discover now