Artık dayanamıyordum
"Şunu söylemeyi kes"
"Neden?"
"İmkansız olduğunu bildiğin halde neden sürekli tekrar ediyorsun"
"Sen bunu istemiyor musun Gerard?"
Yeşil gözlerindeki ciddi parıltılar beni boğuyordu.Cevabın ne olduğunu ikimiz de biliyorduk
"İstiyorum"
Elini yanağıma koydu,birbirimize dikkatlice bakarken aynı cümleyi şefkatle tekrar fısıldadı
"Kaçalım"
O kadar ikna ediciydi ki...Bunu aslında ben de istiyordum ama ona karşı yenilmemeliydim."Hayır" demek fazlasıyla zordu.Gözlerimi kaçırarak cevapladım
"Olmaz."
"Seni korkutan ne?"
"İnsanlar bizim hakkımızda iğrenç şeyler düşünecekler,kimse yüzümüze bakmayacak,hayatımızı sürdürecek kadar paraya bile sahip olmayacağız.Hakkımızda iğrenç laflar çıkacak,herkes bizden nefret edecek"
"Gerçekten umursadığın bu mu?"
Nefes aldı ve devam etti
"Biliyor musun Gerard,insanların söyleyeceği saçmalıklar umrumda bile değil.O aptallar her zaman bir şeyler söyleyecekler-"
Lafını kestim ve atıldım
"Bu dünyada sikik bir gay olarak iz bırakmak istemiyorum!"
Devam ettirdiği cümlesini kesti,hafif aralanmış dudaklarını yavaşça kapattı,bakışları bomboştu
"-Ama benim umrumda olan bir tek sensin"
Kaşlarımı çattım
"Efendim?"
"Eğer izin verseydin cümlemi bu sözle tamamlayacaktım"
Gözlerinde her zamanki hayal kırıklığı vardı,alışkındım
Başını bir an öne eğdi,ettiğim lafın ağırlığını her zamanki gibi geç anlıyordum.
Hiç beklemediğim bir anda yüzünü bana çevirdi,gözlerime baktı ve yüzüne yapmacık bir sırıtma yerleştirdi.
"İstediğini söyle Gerard,her zaman benim yüzüme vursan da sen de benim gibisin"
Kaşlarımı çattım,daha da sırıttı
"Ne? Ne demek istiyorsun?"
Keyifle gülümsedi ve dişlerinin arasından hırsla tısladı
"Sen 'sikik bir gay'sin"
O anda üstüne atladım,yorgunluktan düşene kadar birbirimizi yumrukladık,tek bir kelime etmeden saatlerce saçma olsa da böyle anlaşabiliyorduk.
En sonunda yatağa yığılmızda yorganı üzerimize çektik.Aslına bakılırsa bu güzel kavga sonrası ikimiz de tüm öfkemizi atmış,rahatlamıştık.Sırtımı ona dönüp gözlerimi kapattım.Usulca fısıldadı.
"Ama yine de seninle kaçarım,her zaman ve her yere."
~...~
Birkaç saat oyalandıktan sonra beraber Bandit'in yanına uzandık.Bir yanında sen,bir yanında ben yatıyorduk.Birbirimize bakıyorduk ama ettiğimiz tek bir kelime yoktu.Her şeyi,tüm hislerimizi bakışlarla anlatmaya çalışıyorduk.Bunu yıllardır yapmaya o kadar alışkındık ki,artık böyle anlaşmakta zorlanmıyorduk.
Uzun süre birbirimize baktık sadece.Yorgun,yaşanan zorlu süreç içinde daha da çökmüş suratlarımıza,yavaş yavaş kırışan alnımıza,zamana meydan okumaya çalışan göz çukurlarımıza,yıpranmış saçlarımıza ve özellikle gözlerimize
Solmuş ama güzelliğinden hiçbir şey yitirmemiş gözlerinde kaybolduğumu düşünürken kendime geldim.Elimi yanağına koydum,baş parmağımla yanağını okşadım.Bir an ürperdin.Sonrasında gözlerini kapatıp gülümsemeye devam ettin
Bazen bir anda karar verirsin,o karar yıllarca düşünüp yaptığın seçimlerden daha doğrudur ya da daha doğru hissettirir.İşte tam olarak bunu yaşıyordum.Aklımdaki şey çok çılgıncaydı ama gülümsemen cesaret veriyordu
Bir de yıllar önce kendime sormam gereken soruyu soruyordum: 'en fazla ne kaybederim?'
Kısa süre zarfında bu soruya cevap buldum ve belki de yıllar önce almam gereken karara vardım
Birbirimize bakmaya ve gülümsemeye devam ederken,hiç beklemediğim o anda,daha önce üzerinde hiç planlamadığım söz döküldü dudaklarımdan:
"Kaçalım."
-twenty three-
Start from the beginning
