Bölüm 54 ''Final''

Depuis le début
                                    

Tekrardan eve doğru döndüm ve bana gülerek bakan Elena, Fiona, Sue ve Mila'ya çevirdim gözlerimi. Kalbim güm güm atarken heyecandan ayakta durmakta zorlanıyordum. Her biri bana yardım etmişti ve hala yardım etmeye devam ediyordu. Onlara ne kadar teşekkür etsem az kalırdı.

Mila ''Ne oldu?'' diye sorunca. Sesimi topladım ve ''Sizce hala beni seviyor mu?'' diye sordum. Elena göz devirip ''Tanrım, bin şu lanet arabaya!'' diye söylendi.

Mila güldü ve ''Elbette seviyor, şu elbiseye bak!'' dedi.

Sue ise '' Sevdiğinden adım kadar eminim'' diye cevap verdi.

Fiona öne bir adım atıp bana sarıldı ve ''Eğer sevmeseydi, emin ol bu şekilde uğraşmazdı'' dedi. Sesindeki sevecenlik kalbimi ısıttı. Diğer kızlarla vedalaştıktan sonra arabaya bindim ve araba hareket edip onları benden uzaklaştırıncaya dek arkama baktım. Neden üzülüyordum, geri geldiğimde de burada olacaklardı.

''Hoş geldiniz Bayan Cassandra'' dedi şoför kibarca. Ona teşekkür ettim ve önüme dönüp elbisemin eteklerini tutarak kendimi toplamaya çalıştım. Nefes almak her dakika zorlaşıyordu benim için, onu görme fikri heyecanlandırıyordu beni.

Yirmi dakika sonra Ava sarayının girişine vardık. Araba hızla ön kapıya doğru giderken heyecanım doruk noktasına ulaştı. Kalbim güm güm atarken Alex girişin köşesinde beliriverdi. Araba tam onun önünde durdu. O ise hiç düşünmeden ileri atılıp kapımı açtı.

Onun güzel ve biçimli yüzünü görmek titrememe neden olmuştu ama kendime hâkim oldum ve hissettiğim mutluluğu içimde yaşadım. Uzattığı eli tuttum ve arabadan çıktım.

''Cass '' duyduğum sesle kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu ve yüzündeki gülücüğe bakılacak olursa, halinden memnun gibiydi. Önce gözleriyle baştan aşağıya taradı beni. Fırsattan istifade bende onu süzdüm.

Mavi renk bir takım elbise giymişti, saçları her zamankinden daha da parlıyor ve daha da güzeldi. Güldüğü için o güzelim gamzeleri ortaya çıkmış, beni büyülüyorlardı. Yeşil gözlerine çevirdim gözlerimi. Gülüşü hafifçe düştü, bakışı karardı, tenim ürperdi.

Alex hızla beni kollarının arasına aldı, ardından dudaklarıma sert bir öpücük kondurdu. Karşılık verdim, asla ama asla hayır diyemeyeceğim bir şeydi bu çünkü. Kollarım boynuna dolandı, elleri belimi daha da sarıp beni kendine çekti.

Kalbim küt küt atmaya devam ederken yavaşça ayrıldık birbirimizden.

Alex anlını anlıma dayayıp '' Çok güzelsin'' diye fısıldadı.

Güldüm ve sesimi toplayıp '' Elbise sayesinde'' dedim hızla.

Hayır, anlamında kafa sallayıp ''Elbise sadece bir araç Cass, güzel olan asıl şey sensin'' diyerek beni büyüledi. Kalbim hızla çarparken gözlerine baktım.

Alex'in parmağı yavaşça çenemde dolaşırken iç geçirmemek için kendimi zor tuttum. Dokunuşu beni baştan çıkarıyordu. '' Seni çok özledim sevgilim'' dedi. Sert bir nefes alıp ''Bende seni özledim'' diye cevap verdim.

Güldü ve '' Hadi, içeri girelim'' dedi yavaşça.

Birlikte içeri girdik ve yavaş adımlarla koridorda yürümeye başladık. Alex ile havadan sudan konuşa konuşa ilerledik ama sanırım biraz gergin gibiydi. Kaşlarımı çattım ister istemez, bir sorunu vardı.

Birlikte Ava sarayının büyük ve gösterişli bahçesine gittik. Dakikalar sonra bahçenin en güzel köşesinde yer alan bir masaya kurulmuş, üzerinde küçük bir orduyu doyurmaya yetecek kadar yiyecek barındıran masa gözüme ilişti. Büyülenmiş gibi masayı seyretmeye başladım.

MAVİ KUBBELER : Yalnız Prens ( -TAMAMLANDI- )Où les histoires vivent. Découvrez maintenant