"Babacığım, domuzun arka yanından dörtte birini olduğu gibi gönderdim. Senin böyle isteyeceğini biliyordum. Butunu güzelce tuzlarlar. Döşünü de hemen, kendi zevklerince pişirirler."

"Pek uygun olmuş, kızcağızım, pek uygun. Daha önce böylesi aklıma gelmemişti ama en iyisi bu. Butu tam kararında tuzlasınlar, çok değil. Sonra da, bizim Serle'ün yaptığı gibi, iyice kaynatsınlar. Yanında da haşlanmış biraz şalgam ya da havuçla yenirse mideye zararı dokunmaz."

Mr. Knightley, "Emma, sana bir haberim var," dedi. "Sürprizli havadisleri sevdiğini bilirim. Buraya gelirken öyle bir haber duydum ki, seni yakından ilgilendireceğini sanıyorum."

"Haber mi? Hele hiç beklenmedik bir haber olursa bayılırım, doğrusu. Neymiş bu haber? Neden ağzınız kulaklarınıza varıyor öyle? Nereden bu havadis? Randalls'tan mı?"

Mr. Knightley, "Yok, Randalls'tan değil. Oraya uğramadım," diyecek zamanı ancak bulabildi.

Sonra kapı açıldı. Miss Bates ile Miss Fairfax içeri girdiler. Teşekkür ve dedikoduyla doluydular. Miss Bates besbelli neyi daha önce söyleyeceğini bilemiyordu. Mr. Knightley, Emma'ya havadis vermek fırsatını kaçırmış olduğunu, bundan böyle ağzını bile açamayacağını çoktan anlamıştı.

"Ah, beyefendiciğim iyidir ya bu sabah? Sevgili Miss Woodhouse, bizi utandırdınız, gerçekten! O ne güzel bir parça. Doğrusu pek cömertsiniz. Haberiniz var mı, Mr. Elton evleniyormuş?"

Emma bunca zamandır Mr. Elton'ı düşünecek hiç zaman bulamamıştı. Bu haberle öylesine şaşkınlığa uğradı ki, biraz irkilmekten, biraz da kızarmaktan kendini alamadı.

Mr. Knightley, "İşte benim vereceğim haber de buydu; seni ilgilendireceğini biliyordum," diye gülümsedi. Gülüşü, Mr. Elton'ın evlenmesi üstüne aralarında önceden geçen konuşmayı dokunduruyordu.

Miss Bates, "Ama, Mr. Knightley, sizin nereden haberiniz oldu?" diye şaştı kaldı. "Siz nereden duymuş olabilirsiniz bunu? Mrs. Cole'un mektubu bana geleli beş dakika ancak oluyor. Beş dakikadan çok değildir –olsun olsun da on dakikacık olsun– başlığımı, pelerinimi giymiştim, tam yola çıkıyorduk. Jane de koridorda beni bekliyordu, değil mi, Jane? Tam o sırada Mrs. Cole'un notunu getirdiler. Mr. Elton, Miss Hawkins adında bir kız alıyormuş. Benim bildiğim bu. Bathlı bir Miss Hawkins. Ama, sizin nasıl haberiniz olur, Mr. Knightley? Mr. Cole haber alır almaz Mrs. Cole'a söylemiş. O da hemen oturup bana yazmış. Miss Hawkins diye..."

"Bir buçuk saat kadar önce Mr. Cole ile birlikteydim. Mr. Cole da Mr. Elton'ın mektubunu yeni açmış, okumuş. Hemen bana gösterdi."

"Yani çok... doğrusu heyecan verici bir haber. Beyefendiciğim, çok cömertsiniz. Annem çok çok selam söyledi. Çok teşekkür ediyor. Ne diyeceğini bilemediğini söylüyor."

Mr. Woodhouse, "Bize göre Hartfield domuzları hepsinden üstündür," diye karşılık verdi. "Gerçekten de öyledir. Dostlarımızla paylaşmak..."

"Ah, beyefendiciğim, annemin dediği gibi, dostlarımız bizleri şımartıyorlar. Zengin olmadıkları halde dünyada hiçbir eksikleri olmayan birileri varsa, o da bizleriz. Sevgili Mr. Knightley, demek papazımızın mektubunu okudunuz, öyle mi?"

"Kısa bir mektuptu. Yalnızca haberi duyurmak için. Gene de çok neşeli, pek coşkun bir dille yazılmıştı." Mr. Knightley, Emma'dan yana anlamlı anlamlı bakarak şöyle bir gülümsedi: "Talihinin açıklığından söz ediyordu. Tam olarak aklımda değil. Yalnız sizin de duymuş olduğunuz gibi, Bath kentinden Miss Hawkins adında bir kız alıyormuş. Mektubundan, sözün daha yeni kesilmiş olduğunu çıkardım."

Emma kendini toplar toplamaz, "Demek Mr. Elton evleniyor, öyle mi?" diye başını salladı. "Bütün dostları ona candan mutluluk dileyeceklerdir."

EmmaOnde histórias criam vida. Descubra agora