Uzun yıllardan sonra krallığa yeni bir kahinin görevine başlaması heyecan ve neşe ile karşılanıyordu. Sarayın geniş koridorlarında hararetli bir koşuşturma vardı.
Birleşmiş krallıkların en gözde bekarı olmasına rağmen bu zamana kadar hiçbir teklif a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaunaz Fire
Knowledge
The torch is known to every living man
by its pale bright flame;
It always burns
Where princes sit in
Ryanna büyük annesiyle konuşarak Kristal Salona ilerlediklerinde onu ne kadar özlediğini fark etti. Eskiden sarayda hep beraber yaşamalarına rağmen son zamanlarda büyük annesi şehir dışında çok fazla zaman geçiriyor, nadiren saraya geliyordu. O küçük bir çocukken neredeyse tüm gününü onunla beraber geçirirdi, kendi ayakları üzerine basan birisi olmasını ona borçluydu; bildiği çoğu şeyi o öğretmişti. Salona varmak üzereyken avlunun ana kapısının önünde kalabalık bir grup buldular. Görevli kızların hepsi sessizce sütunların arkasından bahçeyi izliyorlardı. Ryanna neler olduğunu görmek adına büyük annesini kristal salona bıraktıktan sonra avluya doğru ilerledi. Yaklaştığında fısıltıları duymaya başladı:
"Baksana ne de güzel yakışıyorlar."
"Prensesin güzelliğinin bu topraklarda duyulmasına şaşırmamalı, gerçekten bir elmas gibi parıldıyor."
"Burada neler oluyor?"
Onun aniden arkalarında belirmesiyle birlikte kendilerine çeki düzen veren görevliler avludaki genç varisleri işaret etti. Ryanna kabarık eteklerini yere sürterek avluya çıktığında Elmas prenses Odel'i bir genç ile avlunun ortasında buldu. Giysilerine bakılırsa bir varis olmalıydı, biraz daha dikkatlice baktığında iri gencin kim olduğunu anlaması uzun sürmedi; gri ve mavi tonlu kıyafetlerini ve güneşte parlayan kahverengi saçlarını görmesine gerek yoktu. Onun kim olduğunu çok iyi biliyordu.
Odel'in süt beyazı elinin Darren'ın güçlü kollarının üzerinde gezindiğini gördüğünde içinde uyanan bir öfke hissetti. Darren'ın sırtı Ryanna'ya dönüktü ve Odel'in flörtlerine karşı gelmiyordu; belki de o kadar zaman onun mektuplarına cevap vermemesinin nedeni buydu. İçinde hissettiği öfke yavaş yavaş göğsünde bir sıkışmaya dönüştü.
Birden avluda yankılanan bir ses duydu:
"Ah prenses Ryanna, siz de mi buradaydınız? "
Ona doğru ilerleyen birisinin olduğunun farkındaydı ancak gözlerini avludaki çiftten ayıramamıştı ve gri gözler onunkilerle buluştuğunda yaşadığı şaşkınlığı görebiliyordu, onu burada görmeyi beklemiyor olsa gerekti.
Bakışlarını çoktan yanına gelmiş olan kişiye yöneltti. Yakut Prens Dimitri ona doğru güler yüzlü bir şekilde bakıyordu.
"Sizi burada görmek ne hoş." Yakut prensi yine her zamanki yılışıklığıyla Ryanna'nın elini dudaklarına götürdüğünde, prensesin gözleri bir an olsun Darren'dan ayrılmadı.
