Başlangıç Bölümü: Kozyatağı'nda Bir Cumartesi

1.3K 29 8
                                    

Bu hikayeye başlamadan önce lütfen dikkatli bir karar verin. İstemiyorsanız okumayın. Beğenmediyseniz laptobunuzu atıp bir daha bakmayabilirsiniz. Bence dışarıya çıkın. Temiz hava alın. Birazcık yürüyün, bir çay için ama arkadaşım gibi içine altı şeker atmayın. Ama istiyorsanız bu hikayeye benimle birlikte bir göz atın. O zaman başlıyoruz.

Günlerden cumartesiydi. Masamın üzerindeki içecek ve bir kap kuruyemiş bana mutluluk verirken bizim tayfayla Skype'tan konuşup eğleniyorduk. Ben, Tarık -en iyi arkadaşımdır-, Batuhan -yeni tanıştığım ama hemen yakınlaşıtığım bir arkadaşımdır- ve Christopher -İspanyol asıllıdır ama ona Ömer diyoruz-. Cumartesiyi seviyorum. Çünkü haftadaki iki günlük tatilden birisi \(^O^)/. Ama cumartesiyi pazara oranla daha çok seviyorum. Bilgisayarımın arka tarafında 2x2x2 küpüm duruyor. Daha yeni çözmeyi öğrendim bu yüzden de onu şu sıralar elimden düşürmüyorum :D. Farklı algoritmalar var. Sağ, sol ters,ön gibi ve gibi.

"Arkadaşlar birlikte Hürriyet Parkı'na gidelim mi?"

"Olur Tarık, ben gelirim. Sen gelir misin Batuhan."

"Aslında gelmeyi çok isterim. Bisikletle geleyim değil mi Tarık?"

"Evet bisiklet süreriz. Sen gelecek misin Uğur?"

"Olur hem de çok iyi olur. Dışarıya çıkmak iyi gelecektir."

"Herkes geleceğine göre birazdan evden çıkıyorum. Uğur ben seni sokakta bekliyorum."

"Tamam ben de birazdan inerim."

"On dakika sonra ordayım." dedi Batuhan ve konuşma kapandı.

İlk başta dolaptan rahat bir tişört ve eşofman altı buldum. Üstümdekileri çıkartıp çabucak diğerlerini giymeye başladım. Masadan telefonumu, ev anahtarını ve bisiklet kilidinin anahtarını aldım ve cebime attım. Bizimkiler bir haftalığına memlekete gitmişti bu yüzden rahattım. Dış kapıyı açtım, ayakkabılarımı giydim ve zemin kata indir. Bisikletim bodrum kattaydı çıkarması zordu. Hem ağır hem benden yaşlı bir bisikletti. Kilidi açtım ve yavaş yavaş dışarıya çıkarttım.

Apartman dışına çıktığımda Tarık'ı gördüm. Bisikletiyle beni bekliyordu.

"Ah demek gelebildin."

" Cidden mi" der gibi bir bakış atıyorum. O da gülüyor. Sonra pedallara asılıyoruz.

"Hürriyet Parkı'na."

"Aye-Aye" gibi bir şey diyor.

Yolun her iki tarafına park etmiş olan arabalar yolu biraz daraltıyor. Ama yoldan gelen başka arabalardan kaçınma yeri oluşturuyor. Hem kaldırımdaki ağaçlar yaprak açtıkları için sokağa ayrı bir güzellik katıyor. Bu yüzden burayı seviyorum.

Parka vardığımızda Ömer ve Batuhan bizi bekliyordu. Yanında bisikletleri de vardı. Benim bisikletim hariç hepsinin bisikleti yeniydi. Ben bisikletimi yine de seviyordum. Sürüşü zor olsa da alışmıştım. Park büyüktü. Acıbadem Hastanesi'nin karşısında yer alıyordu. Üç spor sahası, bir oyun parkı ve aşağı taraflarına gidince meyve ağaçları yer alıyordu. Sonra da yola bağlanıyordu. Arkadaşlarla bir tur attıktan sonra parkın üst tarafındaki büfeye gidiyoruz. Ben Twister, Ömer cips, Batuhan ve Tarık da Ülker Çikolata alıyor. Yine pedallara asıldıktan sonra parkın aşağısından sola dönüyoruz ve yönümüzü Kozzy'e çeviriyoruz. (Paşam Döner'in önünden geçerken bir pankartı hatırladım. "Vedat Millör burayı tavsiye ediyor." Cem Yılmaz'ın deyimiyle sonradan gurme.) Bisikletleri demir çubuklara bağladık. Birlikte döner kapıdan geçiyoruz.

" Ben D&R'a gidiyorum gelmek ister misin Uğur?"

"Tamam. O zaman Batuhan sen nereye gideceksin?"

"Ben Krispy Kreme gideceğim."

"Ben de seninle geliyim o zaman."

"Tamamdır. Saat 17:00'de bisikletlerin orada buluşalım." dedi Tarık ve iki gruba ayrıldık böylece.

"Evet Tarık efendi D&R'da bakmak istediğin şey nedir?"

"PS4 için yeni oyun bakacağımda."

"Mesele şimdi belli oldu :D. Hangi oyunu düşünüyorsun?"

"Infamous Second Son"

"O güzel bir oyun."

D&R küçük bir alana sahipti. Ona rağmen alanı iyi kullanmışlardı. Girince ikinci soldan döndük. Oyun CD'leri sol tarafımızda yer alıyordu. Tarık PS4 oyunlarına bakarken ben dolanıyordum. Canım sıkılmıştı.

Batuhan ve Ömer donutlarını yemiş, Tarık oyunu almış, Uğur ise bir şey yapmamıştı. Kahramanlarımız alışveriş merkezinden çıkıtlar ve bisikletleriyle evlerine döndüler. Tarık o akşam oyununu oynamış, Batuhan Ömerlerde kalmış, Uğur ise bilgisayar oynamıştı. Evet bunlar kahramanlarımızın normal bir cumartesi günüydü. Artık ilerideki yaşanacak olaylarla geçmiştekileri yaşamlarını iyi veya kötü yönde karşılaştırıp yorum yapabilirsiniz.

KONTROLSÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin