Gerçeğin yüzü Bölüm 69

Start from the beginning
                                    

"Neden söylemedin bana?"
"Bir şeyi değiştirmeyeceğinden..." Diyerek yüzüne baktı. "Her şey normalmiş gibi davranmak istedim. Sizinle birlikte, bende normalmişim gibi hissetmek istedim. Seni aramaya gelirken bir işe yaramak istedim. "
"Bu aynı şey mi?"
"Değil. Biliyorum. Biraz yoruldum sadece. Yürümekte bazen güçlük çekiyorum. Uyuyamıyorum. Böyle hastalarda, kişilik değişikliği de meydana gelirmiş. Öyle olmadan seni gördüğüme sevindim."
"Eren sen ne diyorsun?"Derken ona bir kez daha sarıldı. "Ne diyorsun sen?"

Bir dakika öylece beklediklerinde kendini geri çekti Alper. "Timuçin. O bunu biliyor mu? O hayvan, sana tüm o şeyleri yaparken ne yaptığını biliyor muydu?"

"Hayır." Dedi Eren.
"Bilmeli." Dedi öfkeyle Alper.
"Hayır." Dedi tekrar Eren:"Bilmesi gerekmez. Hayatına devam etmeli. Bir çocuğu olacak Alp. Bebeğinin annesini sevip, çocuğuna baba olmalı. Beni bilmemesi iyi yani."
Başını çevirdi Alper ve kollarını dizlerinin üzerine attı. Bir süre öylece bekledikten sonra. Bir kez daha sordu Eren:

"Ben anlattım. Şimdi sıra sende. Anlatacak mısın ne olduğunu?"
"Saçmalama sen, sen böyle bir zamandayken benim meselemin hiç bir önemi yok."

"Bunu diyorum işte." Dedi öfkeyle başını çevirirken. "Birilerine bir şeyler anlatsaydım tam da bu olacaktı. neden anlatmadın diyorsun ya, işte tamda bu yüzden. Herkesden farklı görünmek istemediğimden. Benim derdim önemli değil, sen daha önemlisin sözleri, o acınası bakışlar... Bunlara maruz kalmak ne demek bilemezsin. Herkesin meselesi kendine göre zordur Alp. ben ne vakit öleceğimi biliyorum.. Ama siz bilmeden yaşıyorsunuz. Tek farkımız bu. Hepimiz ölümlüyüz. Bana acımaktan vazgeçtiğinde dinleyeceğim seni." Derken sırtını yaslayarak balkondan süzülen ışığa baktı.

"Ö- öyle demek istemediğimi biliyorsun Eren. Ben yalnızca, korkuyorum. Tüm bu felaketleri o iğrenç insanlarla tanışmasak yaşamayacaktık." Sessizce Eren'in kendisine bakmayan yüzünü izledi. "Ama kimse masum değil öyle değil mi? Haklısın Eren. Hepimiz ölümlüyüz hepimiz öleceğiz. Ve yine haklısın. Bunları eğer birilerine anlatmazsam sanırım çürüyeceğim." Derken gözlerini kapattı ve kaçırıldığı andan itibaren neler yaşadığını ve Kaan dan nasıl kurtulduğunu anlattı. Bittiğinde sırtı Eren'in hemen yanına yaslanmıştı. O sessizce kendisini izlerken Alp'in gözleri hala kapalıydı.

" Affet beni," Dedi. "Ama konuşabileceğim başka kimse yok."
Elini, elinin üzerine koydu Eren. "Kaan oldukça tuhaf, dengesiz ve saplantılı bir adam. Bu söylediklerin, anlattıkların bana çok yabancı değil. Onları anlayamayız Alper. Sevmeyi, böyle bir şey zannediyorlar. Zarar verdiklerini çok sonra anlıyorlar. Belkide anlamıyorlar. Hiç anlamayacaklar. Bu biz olmayabiliriz. Sevdiklerini zannettikleri kadınlara da aynı şeyleri uygulamıyorlar mı?" Derken dudaklarını ısırdı ve Alp'in kendisine bakmayan, kapalı gözlerini, üzgün yüzünü izledi.

"Peki, neden böylesin Alper? Mutlu olman gerekmez mi?"

"Bilmiyorum. Üzgün olmamam gerek. Bana yaptıklarından sonra buna sevinmem gerek. Uyuyamıyorum geceleri. Aklıma geliyor kimi zaman. Kabuslar görüyorum. Onu görüyorum. Bana dokunurken, beni çağırırken ben. Ben ne yapmam gerek bilemiyorum. Nefes alamıyorum, öyle sinirliyim, öyle öfkeliyim ki, bir tür depresyonda mıyım acaba?"
Başını salladı Eren:"Öylesin." Dedi. "Yaşadıkların kolay şeyler değil. Yaşamak zorunda kaldıkların seni duygusal anlamda yormuş olmalı. Doğru ve yanlışlarını ayırt etmekte zorlanman normal. Bir pskiyatris yardımcı olacaktır."
"Yapamam." Derken zoraki bir gülümseme geçirdi yüzüne ve Eren'in yüzüne baktı. "Onu bir kez daha görsem. Bir kez daha baksam gözlerine öldürebilirim onu. Yada daha kötüsü kitlenir kalırım. Nefes alamam. Bedenimi, ruhumu benliğimi işgal etti. Öyle kızgınım ki. Ona bakıp bana yaptıkları için yakılmasını buradan defolup gideceğimi söylemek istiyorum." Derken öfkeyle hıçkırdı ve başını tekrar çevirip Eren'e baktı. "Ben İsviçre'ye gidiyorum Eren." Dedi ve Eren'e bir kez daha sarıldı. "O manyak yüzünden ülkemden sürülüyorum. Senden sürülüyorum. Ailemden Evimden, okulumdan, arkadaşlarımdan. Bende yok oluyorum Eren bilemezsin. Bende ölüyorum."
Öyle bir vakit gelirdi işte.İki yol ayrımı, ikisi de son, ikisi de başlangıçtı. Resme neresinden baktığınız önemli değildi. Ondan ne anladığınız önemliydi. Kaderin bölündüğü ve karanlığın giderek yaklaştığı ise kesindi.

 Kaderin bölündüğü ve karanlığın giderek yaklaştığı ise kesindi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now