Bölüm Beş: HAYAT ÇIKMAZI

151 35 35
                                    

Hayat, bir çıkmazdan ibaretti. Geri dönüp kurtulamayacağımız bir çıkmaz. O yola girince bir daha çıkamayacağımız bir çıkmaz. Önemli olan ise bu çıkmaz bitene kadar vaktimizi en iyi şekilde değerlendirmek. İnsanların çoğu bu vaktin değerini bilmiyor ve çıkmazın sonuna gelince acı bir pişmanlık tenlerini yakıp kavuruyor.

Genç kız, işte bu çıkmazdaydı fakat her şey o kadar hızlı ve farklı gelişmişti ki vaktini değerlendirebilecek şansı bile yoktu. Hayalet, beraberinde bir çok soru ve sorunu getirmişti.
O kimdi ya da neydi?
Bir ismi var mıydı?
Ve en önemlisi Hayal nasıl olurda bilmeden onun peşindeydi?
Bu soruları düşününce bile delirecek duruma geliyordu.
Yatağının üzerinde oturmuş vaziyette bunları düşünürken hayaleti tekrar ne zaman görebileceği aklına geldi. Belki şansı yaver gider de o gelince aklındaki tüm soruları sorabilirdi.

Boynunu hafifçe sağa çevirerek duvardaki dijital saate baktı.
19.30
Tedavi saati gelmişti. Kendisi, herhangi bir şiddet veya kriz belirtisi göstermediğinden sadece rahatlatıcı iğnelerle atlatıyordu bu zamanı. Bazen de birkaç tahlil ve tetkik yapılıyordu. Burada hâlâ neden tutulduğu hakkında hiçbir fikri yoktu ama itiraz etme hakkı da yoktu.

Kapı hafifçe tıklatıldıktan sonra yanıt beklemeden açıldı. İçeriye giren doktor, rutin olarak gerçekleştirdiği hâl hatır sorma durumunu yineledi. Hayal, inat etmeden cevapladı. Sesinde alaycı bir tavır vardı.
"Çok iyiyim, siz nasılsınız bakalım?'
İnanmadığını ve imasını anladığını belli edecek bakışlar yollayan doktor, profesör edasıyla konuşmaya başladı.
" Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun Hayal. İyi misin derken hâlâ o halüsinasyonu görüyor musun demek istemiştim."

"Burada hal hatır sorulmadığını unutmuşum çok pardon."
Dişlerinin arasından tıslarmış gibi konuşmuştu. Artık nazik davranmaya gerek yoktu. Her ne kadar doktorun kötü bir niyeti olmasa da laf çarpmaya uygun bir andı.

Doktor böyle bir cevap beklemediği için gözleri bir anda büyüdü. Özel bir hastanede olduklarından müşteri memnuniyeti had safhadaydı. Sakin olmaya çalışarak konuştu.
"Hâl hatır sormak için vaktim yok. Eğer olsaydı muhabbet bile edebilirdim. Şu anlık benim için önemli olan tek şey o halüsinasyonu hâlâ görüyor olup olmaman."

Hayal, doktor her ne kadar sakin kalmaya çalıştıysa da söylediklerinin az da olsa ona dokunduğunu farketti. Hâlâ hayalete halüsinasyon demesi çok sinirini bozuyordu. O halüsinasyon falan değildi. Sadece Hayal'in görebileceği bir varlıktı. İçine dolan ani öfkeyi doktora püskürttü.
"Ne halüsinasyonundan bahsediyorsunuz siz? Ben deli falan değilim, o gördüğüm de halüsinasyon değil gerçek bir varlık. Onunla konuştum ben!"

Konuşmanın sonunda duyduğu kelimeler bile doktoru şaşırtmamıştı. Paranoid Şizofreni belirtilerinde; hastanın kafasında kurduğu cismi görmesi, duyması veya diyaloga girmesi gayet normaldi. Hastanın kendisini tamamen o cisme adaması, paranoid bozukluğun en üst kademesiydi. Doktorun ise tek istediği Hayal'in o safhaya ulaşmamasını sağlamaktı. Lakin bunu bir hastaya anlatmak en zor şeydi. Çünkü şizofreni hastaları, şizofreni olduklarını asla kabullenmezler, aksine diğer insanlardan daha üstün olduklarına, gördükleri şeyin somut olarak var olduklarına inanırlar.

Derin bir nefes alan doktor, yatağın kenarına oturdu ve konuşmaya başladı.

"Bak Hayal, şimdi sana hiç bir hastaya yapmadığım bir şey yapacağım. Yani neden seni burada tuttuğumuzu, neden sana şizofren tanısı koyduğumuzu vs. her şeyi anlatacağım ama baştan söyleyeyim; bu söylediklerim, sana çok ağır gelebilir ve kabul edemeyip günlerce sayıklamana neden olabilir. Kabul ediyor musun?

Ne diyeceğini şaşıran Hayal, bir müddet doğrudan doktorun gözlerine baktı. İçlerde bir yerde yalan söyleyerek onu kandırabilme olasılığının olup olmadığını hesaplamaya çalışıyordu. Lakin doktor, duygularını gizleme konusunda gayet başarılıydı. Merak duygusu, vücudunu ele geçirirken başını sallayarak doktora anlatması için onay verdi.

Karanlığa Fısılda (belki bir gün devam eder...)Where stories live. Discover now