Bu gidişle ağa karısı gibi olacağım. Nişanda takılan altınlar çoğu kişinin nişan ve düğününün toplamı kadardı zaten. Görmemişlik olarak algılama lütfen. Bunda annemin düğün düğün gezmiş olmasının payı epey büyük. Kadın geleceğe büyük yatırım yapmış.Bonkör kayınvalidemin de payını yadsımamak lazım tabii. Elinde olsa altın rezervini bana verecek.Eh, tabii ki kara kaşıma kara gözüme değil. Bursa'daki eşrafın Tuğrul'un da dediği gibi 'Hatice; gelinini altınlarla donattı' demesi için.

Valla Türk dizilerindeki salak esas kadın karakterler gibi bunun için trip atacak ya da tavır alacak değilim. Sonuç olarak altınlar bana takılacak. Aptallığın lüzumu yok.Ne görmemişlik yapıp önüme geleni isterim ne de alınanı geri çeviririm.

İşte bunlar hep zeka.

Buradan senaristlere de sesleniyorum. Azcık halka karışın bizi bir gözlemleyin karakterleri öyle yazın. Bir karakter iyiyse kozmik zamanda yazılan hikayelerdeki gibi saf, dünyadan habersiz gökkuşağı kusup pembe sıçan tipler olurken eğer kötüyse bir sürü meziyeti oluyor maşallah!Hem yalancı hem hırsız hem katil hem tecavüzcü gibi gibi uzayıp gidiyor liste.

Allah aşkına artık bizi aptal yerine koymayın. Ayriyeten ekliyorum erkekler öyle saf çok konuşan kızlara aşık falan olmuyor.Tecrübe konuşuyor burada.

Benimki ben biraz konuşmaya başlayınca daha şimdiden kaçacak delik arıyor var sen düşün gerisini. Bunlar kimi kandırıyor ya?

Bizim bazı gariban kızlarımızda bunlara inanıp yanlış taktik uygulayarak adamları elden kaçırdığıyla kalıyorlar.

Neyse bu kadarlık tavsiye yeter size şimdilik.

Kayınvalidem ve annemle birlikte önümüze koyulan takılara bakarken pırlanta taşlarla işlenmiş oldukça zarif bir set dikkatimi çekiyor.

Nitekim beğenimi dile getirdiğimde kuyumcu zevkli bir seçim yaptığımı söylüyor.Tuğrul'un düşüncesini merak ettiğim için onu da yanıma çağırıp fikrini soruyorum.

"Senin teninde çok güzel duracağına eminim."

Kulağıma fısıldadığı sözlerle utanç duyarken toparlanmak adına hafifçe öksürüyorum.Ufak ufak subliminal vermeye başlayan Tuğrul'un gözümü korkuttuğunu itiraf etmeliyim.

Esas korkumu elbette anladınız.

Pırlanta setin fiyatını öğrenen Tuğrul pahalı olduğuna bakmadan aldığında annem damadına hayranlıkla bakıyor.
Abimle babamın aksine Tuğrul; Efnan'ın isteme gecesinde evi basıp beni istediğinde annemin gözüne çoktan girmişti esasen. Bu nedenle annem damadına karşı oldukça ılımlı.

Kuyumcudan çıktığımızda annemler önden giderken bizde onları takip ediyoruz.Sevgili nişanlım bana takılmadan edemiyor bu esnada.
"Ne o dilini mi yuttun sevgilim?Yoksa utandın mı sen?"

Üstüme gelen Tuğrul yüzünden iyice utanırken çaktırmamak için büyük bir çaba sarfediyorum.

"Ne alakası var canım?Biraz yoruldum galiba halim yok."

Cevabım üzerine ' yeme beni' bakışları atıyor. Erkeğin zeki olanı makbul değil görüldüğü üzre. Ne var yani salak bir adam olsa ne desem inansa?Gerçi öylesine de ben tahammül edemem. Bir raddeden sonra bayar beni. Lakin bu da benim üzerimde baskı uyguluyor.

"Güzelim bu utanmaların ne kadar hoşuma gitse de biz yakında evleneceğiz.Yani benden çekinme lütfen. "

"Ben o nikah kıyılana kadar sessiz kalacağım bil diye söylüyorum.Sende ona göre dikkat et."

İçimden geçenleri söylemenin vermiş olduğu rahatlığı hissederken kurduğum cümlenin biraz 'evlenmeden olmaz' manasına mı gelip gelmediğini düşünüyorum bir yandan. Aman canım ne anlarsa anlasın malum gerçek tam olarak bu. Benden önce ne yaşadıysa yaşadı bende kurallar bu şekilde işliyor.

Aşk-ı Hovarda #wattys2019 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin